-BABACAN: BÜYÜME HIZI YÜKSEK OLACAK İSTANBUL (A.A) - 09.12.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, dün sanayi üretim endeksinin açıklandığını hatırlatarak, ''Yüzde 9,8 gibi, beklentilerin oldukça üzerinde bir oran... Bu bize 4. çeyrekte de Türkiye'nin büyüme hızının oldukça yüksek olacağının öncü sinyallerini veriyor'' dedi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 25. Yıl Konferansı'nda konuşan Babacan, 25. yıl etkinliklerinin dünya ekonomisinin son derece kritik bir dönemden geçtiği zamana denk geldiğini, bu makro ekonomik gelişmelerin, dış konjonktürün dikkatlice takip edilmesi gereken ve kendilerinin de kendi iç uygulamalarını dışarıdaki gelişmeleri dikkate alarak devam etmelerini gerektirecek önemde bir konu olduğunu söyledi. Babacan, son dönemde özellikle kamu açıkları, kamu borç stoklarının pek çok ülkede ciddi sıkıntılar meydana getirmeye başladığını ifade ederek, geçen yıl finans kriziyle başlayan sıkıntıların bu yıl ağırlıklı olarak devletlerin, kamu maliyesinin üzerinde yeni bir problem alanı olarak oluşmaya başladığını kaydetti. Babacan, ''Bir bakıma geçen yıl devletler imza atarak bankaların sıkıntılarını üstlenirken bu yıl başta Yunanistan, arkasından İrlanda olmak üzere pek çok devletin kredibilitesinin sorgulandığı yeni bir döneme de girmiş olduk. Bu uzun süredir pek karşılaşmadığımız bir durum ve pek çok ülkede etkileri, yankıları olabilecek bir konu'' şeklinde konuştu. Dış dünyaya bakıldığında yükselen işsizlik oranlarını, finans sektörü ile ilgili sorunların hala devam ettiğini ve pek çok gelişmiş ekonomide yönetimlerin zayıflamış durumda olduğunu gördüklerini belirten Babacan, ABD ve Avrupa merkez bankalarının yapmış olduğu son operasyonlar ve ölçüsüz bir şekilde parasal genişlemeye gitmelerinin de tüm küresel ekonomi için ayrı bir risk alanı oluşturduğunu vurguladı. -''TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMLERİ ŞU ANDA TARİHİ DÜŞÜK SEVİYELERDE''- Ali Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bütün bu karmaşık resim içerisinde Türkiye oldukça farklılaşmış durumda. Sağlam bir bankacılık sektörümüzün oluşu, kamu maliyesi tarafında sağlam duruşumuz, bütçe açığımızın ve kamu borç stokumuzun kontrol altında oluşu, Merkez Bankamızın zamanında olarak attığı likidite tedbirleri Türkiye'yi bütün bu kaos ortamında olumlu bir şekilde ayrıştırdı. Artık Türkiye hem gelişmiş ülkeler arasında hem de gelişmekte olan ülkeler arasında son derece güvenilir, risk primleri son derece düşük bir ülke olarak anılmaya başlandı. Türkiye'nin risk primleri şu anda tarihi düşük seviyelerde. Dün akşam itibariyle rakam yüzde 1,27. İtalya, İspanya, Portekiz gibi pek çok ülke mukayese edildiğinde Türkiye şu anda bunların hepsinin daha altında risk primine sahip. Şu anda 27 AB üyesinin 12 tanesi piyasalar tarafından Türkiye'den daha riskli olarak görülüyor. Türkiye'nin risk priminin düşmesi, Türkiye'deki güven ortamı, Türkiye'de hem üretici güveni hem tüketici güveni, hem bankaların geleceğe güvenle bakışı yüksek büyüme oranlarını da beraberinde getirdi.'' Güven oluştuğunda her şeyin kolaylaştığını, güven ile ilgili sıkıntılar başladığında ise ekonomide hangi tedbir alınırsa alınsın bunun sonucunun maalesef arzu edilen noktada olmadığını vurgulayan Babacan, bugün itibariyle bakıldığında üretici güven endeksinin son 4 yılın, tüketici güven endeksinin son 2 yılın yüksek seviyelerinde ve Avrupa genelinde yapılan güven endeksi araştırmalarında da tüm Avrupa bölgesinde hem üretici hem tüketici güveninde en yüksek göstergelere sahip ülkenin yine Türkiye olduğunu, bu yüksek güven ve düşük risk priminin Türkiye'nin hızlı büyümesini de beraberinde getirdiğini söyledi. -SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, dün sanayi üretim endeksinin açıklandığını hatırlatarak, ''Yüzde 9,8 gibi, beklentilerin oldukça üzerinde bir oran... Bu bize 4. çeyrekte de Türkiye'nin büyüme hızının oldukça yüksek olacağının öncü sinyallerini veriyor. Türkiye hem bu yıl hem gelecek yıl tüm Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olacak'' diye konuştu. -İSTANBUL FİNANS MERKEZİ- Ali Babacan, geçen yılın ekim ayında açıkladıkları İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin bütün dünyanın ilgisini çektiğini, son bir yıldır uluslararası pek çok basında yer aldığını belirterek, 5 yıllık bir eylem planı açıkladıklarını, söz konusu eylem planını uygulamaya başladıklarını, pek çok kamu kuruluşunun işin içinde yer aldığını anlattı. Babacan, ''Bu proje tamamladığında Türkiye, bölgenin ve dünyanın önemli finans merkezlerinden birisi haline gelecek. Şöyle bir baktığımızda aslında Londra'dan Tokyo'ya uzanan coğrafyada bu işi gerçekleştirmek, uluslararası bir finans merkezi olabilmek için İstanbul'dan daha kuvvetli bir aday da yok'' şeklinde konuştu. -''TAHVİL PİYASASI MUTLAKA GELİŞTİRİLMELİ''- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, İMKB'nin nispeten genç bir borsa olduğunu belirterek, 2000'den bu yana halka açık şirket sayısının fazla artmadığını, bütün ekonomik göstergeler ilerlerken, Türkiye'nin her noktada daha açık bir ekonomi haline gelirken halka açık şirket sayısının yükselmediğini, hep 300'ler civarında gittiğini, geçen yılın mayıs-haziran aylarında SPK ve İMKB başkanlarıyla yaptıkları toplantıların ardından her iki başkanın bunu sıkı ele almaya ve ellerine çanta alıp Anadolu'yu gezmeye başladığını söyledi. Babacan, ''Bu yıl çok sayıda şirketimiz halka arz edilmiş oldu. Yaklaşık 25-30 şirket bu yıl halka arz edildi ki nereden baksak 12-13 yıllık bir dönemden sonra ilk defa halka açık şirketlerimizin sayısı artıyor. İMKB'nin daha çok sayıda şirketin işlem yaptığı bir borsa haline gelmesi, daha çok uluslararası şirketin burada halka açılması, yabancı firmaların Türk borsasında işlem görmesi de bizim görmeyi arzu ettiğimiz bir konu'' diye konuştu. Tahvil piyasasının mutlaka geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, şunları kaydetti: ''Özellikle Türkiye'de Hazinenin borçlanma ihtiyacının azalmasıyla beraber şirketler için bono piyasasında çok önemli bir alan açılacak. Önümüzdeki yıl Hazinenin borçlanma rakamı 150 milyara düşüyor. Özel şirketlere orada geniş bir alan açılacak, tahvil piyasasına girip kendi tahvillerini borsada satabilmeleriyle alakalı... Bununla ilgili kolaylaştırıcı düzenlemeler üzerinde de çalışıyoruz. Daha şirketlerimizin piyasaya kolay tahvil ihracı söz konusu olabilecek. Yine Türkiye'de alternatif finansman araçlarının daha çok kullanılması, arzu ettiğimiz, üzerinde çalıştığımız bir başka konu...'' İstikrar ve güven ortamını korudukları ve güçlendirdikleri takdirde Türk finans piyasalarının önünün açık olduğunu vurgulayan Babacan, konuşmasını, ''Nice 25 yıllara... Borsamızın çok daha güçlü, etkin ve küresel bir borsa olmasını en kısa zamanda görmek dileğimi tekrar yinelemek istiyorum'' şeklinde tamamladı.