Gündem

Aziz Yıldırım’ın ailesinin NATO işleri AKP ne yaptı?

Murat Yetkin, şike operasyonununda Fenerbahçe'nin durumunu değerlendirirken tutuklanan Başkan Aziz Yıldırım'ın Türkiye'de en büyük NATO müteahhidi olan ailesinin işlerine de de

14 Temmuz 2011 03:00

T24 - Murat Yetkin, şike operasyonununda Fenerbahçe'nin durumunu değerlendirirken tutuklanan Başkan Aziz Yıldırım'ın Türkiye'de en büyük NATO müteahhidi olan ailesinin işlerine de değindi. Yetkin, "O kadar ki, 2000’lerin başında hükümet ve Genelkurmay bu çarkı sonunda Milli Savunma Bakanlığı’nın NATO Enfrastrüktür Dairesi’ni tamamen kapatarak kırabildi" ifadesini kullandı.


Turkish Daily News Genel Yayın Yönetmeni Yetkin'in, Radikal'de yayımlanan "Dokunulmazlara dokunabilmek" başlığıyla yayımlanan (13 Temmuz 2011) yazısı şöyle:


Dokunulmazlara dokunabilmek


Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın tutuklanıp cezaevine konmasını eğer kıyaslamak gerekseydi, belki ve en azından mayıs sonunda Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın tutuklanmasıyla kıyaslamak mümkün olurdu.


En azından diyorum, çünkü yakın zamana dek Fenerbahçe başkanlarının çoğu ordu komutanı, hatta bakandan daha kudretli olduğuna inanılırdı.



12 Mart’taki vaka


Gazeteci büyüğümüz Yalçın Doğan yıllar önce yazdığı Fenerbahçe Cumhuriyeti kitabında, kulübün gücünün nelere yettiğine ayrıntılı örnekler vermişti. Bunlar arasında 12 Mart 1971 muhtırasının dediği dedik hava kuvvetleri komutanı ve koyu Fenerbahçeli Muhsin Batur’un dönemin genç golcüsü Cemil Turan’ı ezeli rakibi Galatasaray’a kaptırmamak için savaş jeti dâhil her imkânı kullanarak gönül verdiği renklere transferini sağladığı vardı.


Cemil Turan, Fenerbahçe yönetim kadrolarından bir isim olarak şimdiye dek Türkiye’de yürütülen en büyük şike soruşturmasının bir parçası olmak zannıyla, Başkan Yıldırım ile birlikte tutuklanmış durumda.


Fenerbahçe 2010–2011 ligini, Trabzonspor’la kıran kırana bir mücadele sonucu şampiyon tamamladı. Şimdi sorgulanan bu şampiyonluğun ne kadar hak edilerek kazanıldığı... Suçlanan yalnızca Fenerbahçe değil. Trabzonspor’un Başkanı Sadri Şener de yargılanıyor.


Ama Fenerbahçe Başkanı içeride olduktan sonra Türk futbol meraklıları için artık geri kalan bütün kulüplerin bütün yöneticileri de içeri alınsa büyük haber olma özelliğini yitirdi. Belki de bu yüzden, dün bir başka dokunulmaz sanılan Türk kurumu olan Beşiktaş’ın Teknik Direktörü Tayfur Havutçu’nun ve eski Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in de sorguya alınması fazla heyecana yol açmadı.


Tabii Yıldırım’ın üzerindeki dokunulmazlık algısı yalnızca Fenerbahçe’den kaynaklanmıyordu. Yıldırım, Soğuk Savaş yıllarından itibaren Türkiye’deki NATO altyapı ihalelerinin tamamına yakınını ya kendisi alan ya da kardeş şirketlere verilmesinde rol oynadığı ileri sürülen bir grubun kontrolündeki ailenin bir ferdiydi. O kadar ki, 2000’lerin başında hükümet ve Genelkurmay bu çarkı sonunda Milli Savunma Bakanlığı’nın NATO Enfrastrüktür Dairesi’ni tamamen kapatarak kırabildi.


İlginç olan, o şirketlerden tamamı değil, ama bazılarının bugün AK Parti hükümeti döneminde yüksek gelirli inşaat projelerini üstleniyor olmaları. Bu şirketlerin yöneticilerinin aynı zamanda Fenerbahçe yönetiminde olmaları da şaşırtıcı sayılmamalı; Yıldırım’ın yokluğunda Başkanvekili olan Nihat Özdemir bu duruma örnek verilebilir.



Çoğu kişi için sürpriz


Çoğu kişi için sürpriz olan, bu büyük operasyonun, koyu bir Fenerbahçe taraftarı olan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oy desteğini yüzde 50’ye çıkardığı 12 Haziran seçimlerinin hemen ardından başlamış olmasıdır. Sürpriz etkisini arttıran ise, yakın zamana dek hükümetin koruması altında olan eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da artık zaman aşımına bırakıldığı tahmin edilen Deniz Feneri soruşturmasının Almanya’dan yeni belgeler gelmesi ardından canlandırılmasıyla tutuklanması oldu. Bu durum, yolsuzluk ve usulsüzlüklerde hükümet yanlısı olma kriterinin güdüldüğü eleştirilerine karşı umut verici bir gelişme.


Dokunulmazlara dokunabilme zincirinde generaller, savcılar ardından sıra kamu görevlileri ve futbol kulüplerine geldi. Bu rahatlatıcı bir durum… Umarız yakında suçlananların –örneğin adil tutuklanma süresi gibi- haklarının korunduğu uygulamalara ve milletvekili dokunulmazlıklarına da sıra gelir.