Türkiye Futbol Vakfının yayın organı Stadyum dergisinde röportajı yayımlanan Yıldırım, sarı-lacivertli kulübün çok sağlam bir temele sahip olduğunu anlatarak, "Yeni projelerimizi yakın zamanda açıklayacağız. Fenerbahçe'nin doğası gereği, önümüzdeki yıllarda başarı görüyorum. Kulübün mevcut yapısı, en zalim darbelerde bile yıkılmayacak seviyede. Öyle bir iskelet ve sistem oturdu ki temeli çok daha sağlam artık. Bunun üzerine ne koyarız, bunu düşünüyoruz. Yakında daha detaylı konuşacağız." ifadelerini kullandı.
Sarı-lacivertli taraftarlardan kulübe sahip çıkmalarını isteyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Camiada pompalanan umutsuz havaya, korku empoze edenlere inanmayın. Fenerbahçe bir olduğunda neler yapabileceğini gördük 3 Temmuz sürecinde. Fenerbahçe ile ilgili oluşturulan, içerisinde korku, umutsuzluk, vazgeçme duygusu barındıran her türlü algıdan uzak durun çünkü bunlar gerçek değil. Şu ana kadar konuşmamamızın bir sebebi var ancak konuşmamızın da bir sebebi olacak. Bizler, 7 gün 24 saatini Fenerbahçe'ye harcayan insanlar olarak kulübümüzü nasıl bir adım daha ileriye götürürüz, bunu düşünüp hayata geçirmek için gerekli adımları atarken, en büyük destekçimiz kongre üyelerimiz ve taraftarımız olacak."
"Başarabileceğime inandığım başka hayallerim var"
Fenerbahçe Kulübü başkanlığında 20 yılı geride bırakan Aziz Yıldırım, 1998'de hayal ettiklerini başarabileceğine inanarak başkanlığa aday olduğunu belirterek, "Fenerbahçe başkanlık makamı, deneme yanılma yönteminin uygulanamayacağı çok üstün bir makamdır. Ben başarabileceklerime yüzde 100 inanmasam bu yola hiç çıkmazdım. O dönem, kulübümüzle ilgili bugünleri hayal etmiştim. Şimdi gelecekle ilgili başarabileceğime inandığım başka hayallerim var." değerlendirmesinde bulundu.
Başkan Yıldırım, tesisleşme başta olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler sağladıklarını vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Biz tesisleşme anlamında çok ilerlemiş olabiliriz. Olimpiyatlara en çok sporcu veren kulüp olabiliriz. Tek başına bu yeterli değil. Diğer kulüplerin de benzer atılımlar yapabilmesi, bunun için de devletimizin bu konularda teşvik edici olması gerekiyor. Şu an bu konuyla ilgili birçok çalışma yapıldığını biliyoruz, son dönemde devletin sporla ilgili birçok noktada yaptığı çalışmaların farkındayız. Artarak devam etmesini temenni ediyorum. 80 milyonluk bir ülkeden daha fazla başarılı sporcu çıkması gerekiyor. Potansiyelimizin çok altında olduğumuz aşikar ancak sporla ilgili çalışmaları gördükçe mutlu oluyoruz. En başta ülkece bir spor kültürü oluşturmak gerekiyor. Biz bunu Fenerbahçe'de başardık, ülkemize de bu durumun yayılması için üstümüze düşeni yapmaya hazırız."
Futbol altyapısında çalışmalar yaptıklarını aktaran Yıldırım, yabancı oyuncu sınırlamasıyla ilgili olarak, "Bu kadar yabancı oyuncunun ülkemizde oynamasının gençlerin doğrudan önünü kestiğine inanmıyorum. Zira yabancı kısıtlaması olduğu takdirde bu kez Avrupa'daki rakiplerinizle eşit şartlarda yarışamıyorsunuz. Bu konuyla ilgili de hareket planları oluşturmak gerekiyor. Türk futbolunun en büyük sorunu, uzun vadeli bir planının olmaması." şeklinde görüş belirtti.
"Kimse Fenerbahçe isminden daha büyük değildir"
Aziz Yıldırım, Brezilyalı eski futbolcuları Alex de Souza ile ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
"Alex'i Türkiye'ye biz getirdik, ne şartlarda getirdiğimizi biz biliyoruz. Aylarca uğraştık diyebilirim. Fenerbahçe Kulübü ve taraftarımızın Alex'e, Fenerbahçe için yaptıkları karşısında maddi manevi gerekli desteği ve hak ettiğini verdiğini düşünüyorum. Taraftarın kendisini ıslıkladığı, yuhaladığı Sakaryaspor maçında ben ayağa kalkıp Alex'i alkışlamıştım. Ancak burada atlamamamız gereken bir nokta var; hiç kimse Fenerbahçe isminden daha büyük değildir. İsimlerin, Fenerbahçe'nin önüne geçmesi tasvip ettiğimiz bir durum değil, kim olursa olsun bu böyle. Taraftarın tepkilerini anlıyor ve sineye çekebiliyoruz ta ki Fenerbahçe zarar görene dek. Fenerbahçe'nin zarar gördüğüne inandığımız noktada, bu kulübün başkanı ve yöneticileri olarak konuyla ilgilenmemizden daha doğal bir durum yok herhalde."
Fenerbahçe'de göreve geldiklerinde sağlam bir yapılanmaya giderek, üst üste şampiyonluklar yaşadıklarını aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ta ki 2006'daki Denizlispor maçında önümüz kesilene kadar. Burada FETÖ devreye girdi. Bizim şanssızlığımız, FETÖ'nün en güçlü döneminde kulübün başında olmamız ve en başından beri FETÖ'ye karşı durmamızdı. Tabii şanssızlık dediğimiz bu durum ülkemizin 15 Temmuz'daki en büyük ilham kaynağı oldu ve bununla gurur duyuyoruz. Denizli'den sonra tekrar bir ağırlık koyduk ve takım yine şampiyon olmaya başladı. Kulüp tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynandı. Derken yine FETÖ, yine futbola yapılan müdahaleler ve Bursaspor şampiyon yapıldı. Yine yıkılmadık, yeniden yapılandık. 2010-11 sezonunda muazzam bir futbol ve şampiyonluk. FETÖ operasyonları olmasa, şu an nerelerde olabileceğimizi tahmin edebiliyor musunuz. Ne yazık ki yine FETÖ... O sezon FETÖ, önceki yıllardaki oyunlarını yine oynadı fakat sahadaki ortaklarıyla bu kez başaramayınca beni ve arkadaşlarımı aldılar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kirli operasyonlarından biri yapıldı bize."