AKP'nin kurucu üyeleri arasında yer alan yazar Ayşe Böhürler, Gezi olaylarını değerlendirdi. Yaşananları Kurtlar Vadisi senaryosuna benzeten Böhürler, "Türkiye'deki bütün AVM'lerde mağazası olan ve buradaki kazancından hiç geri kalmayan Boyner'in gidip Gezi Parkı'na destek vermesi manidardı. Sermaye grubu veya çok para kazanan sanatçılar destek vermeseydi daha inandırıcı gelebilirdi. Burada bir Kurtlar Vadisi senaryosunun yaşandığını görüyoruz." dedi.
Yeni Şafak'tan Kübra Sönmezışık'a konuşan Ahşe Böhürler şunları söyledi:
On yıldır Türkiye'de demokrasinin olgunlaştığını ve düşmanlıkların azaldığını düşünürken Gezi olayları bize bunun pek de öyle olmadığını gösterdi. 10 yıl öncesi ile şimdi arasında ne fark var?
10 yıl önceki karşıt çevreyi bugün de görüyoruz. O dönem cumhuriyet mitinglerine destek vermesine rağmen, yapılan birçok yeniliğin faydalarına olduğunu düşündükleri için susan çok sayıda insan var. Ekonomik istikrar ortamından, Türkiye'deki eğitim, sağlık, istihdam gibi pek çok alandaki gelişmelerden faydalanan bir kesim var. Fakat hâlâ içten içe 'bunlar' dediği kesim tarafından yönetilmekten hoşlanmıyorlar.
10 yılda bu bakış neden aşılamadı?
AK Parti iktidarına ulaşmaktan ve muhafazakârlığın kodlarını çözememekten şikâyetçiler. Aralarında 'Bu iktidar döneminde daha da iyi iş yapabilirdik' diye düşünenler de var. İçlerinde fikren Ak Parti'yi desteklemiyor ama bankadan kredi çekmiş, AK Parti iktidardan giderse bütün sistemim alt üst olur diye düşünenler de var. İnsanlar paralarını AK Parti iktidarında garantide görüyorlar ve bundan dolayı tepkilerini yumuşatıyorlardı. Gezi olayıyla birlikte bir umut ortaya çıktı.
Nasıl bir umut?
Şimdiye kadar oy oranı yüzünden demokratik süreçle yenemeyeceğini anlayanlar çözümü böyle bir eylemle yıpratmakta buldular. Nitekim iş dünyasından bazı isimlerin 'iki güne kalmaz bu iktidar düşer' diye sevinçlerine tanık olduk. Sermaye sahipleri, elitler ve burjuva sınıfı dediğimiz kesim dindarlara karşı hep ön yargılı olmuştu. AK Parti onların beklentisinin ötesinde bir performans sergilese bile iktidarı küçümsüyorlar. Bu olaylara destek veren sermaye ve burjuva sınıfında hazımsızlık, kıskançlık ve 'Yeter be biz size tahammül etmek istemiyoruz' cümlesinin onlar tarafından telaffuz edildiğini görüyoruz.
Kullanılan dil eskiye oranla keskinleşti mi?
Farklılaştı. 28 Şubat'ta başörtülüler iktidar mekanizmasının içinde yer almamışlardı. Şimdi iktidarın içinde de başörtülüler yer alıyor. Bu kez hem başörtüsüne karşı tepki hem de iktidara karşı olan tepki birleşiyor ve iki kat yansımasını görüyoruz. Mahalle baskısı yeniden hortladı. Fakat bu defa dindarlara karşı bir mahalle baskı var. Gezi'de eşitlik ve adalet için slogan atanların sadece kendi özgürlüğü için slogan attığını görüyorsunuz.
Boyner gibi sermaye grupları da Gezi protestosuna destek verdi, neden?
Türkiye'deki bütün AVM'lerde mağazası olan ve buradaki kazancından hiç geri kalmayan Boyner'in gidip Gezi Parkı'na destek vermesi manidardı. Sermaye grubu veya çok para kazanan sanatçılar destek vermeseydi daha inandırıcı gelebilirdi. Burada bir Kurtlar Vadisi senaryosunun yaşandığını görüyoruz.