Gündem

Aynı davanın adamı; Öcalan-Carlos!

Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı Rıza Türmen, Venezuelalı terörist Ramirez Sanchez'in (Carlos) Fransa'da görülen davasının, Öcalan davasına benzer özellikler ta&

01 Aralık 2008 02:00

Eski  Avrupa İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi  yargıcı Rıza Türmen, Venezuelalı terörist Ramirez Sanchez'in (Carlos) Fransa'da görülen davasının, Öcalan davasına benzer özellikler taşıdığını belirtti.

Carlos'un, Fransa’da 8 yıl hücre hapsinde tutulduğunu anımsatan Türmen, "Bu davada da AİHM Carlos’un hücre hapsinin insanlık dışı ya da haysiyet kırıcı bir muamele oluşturmadığını, Avrupa İnsan Hakları  Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edilmediğine karar verdi" dedi. Türmen'in Milliyet'teki  yazısı şöyle:
 
"İmralı’ya başka hükümlülerin gönderilmesi hazırlığı kamuoyunda hararetli bir tartışmaya yol açtı. Öcalan konusu Türkiye’de yoğun duygu yüklü bir sorun. Şehit olan binlerce genç insan ve onların ailelerinin yaşı yürekleri yakıyor. O nedenle olaya soğukkanlı yaklaşmak kolay değil.
Ancak, olayı tartışır ve bir karar verirken Türkiye’nin taraf olduğu anlaşmalardan doğan uluslararası taahhütlerini göz ardı edemeyiz. Bu bağlamda AİHM’nin bu konudaki kararları ile Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) raporlarını anımsamak yararlı olabilir.

Carlos örneği

Uzun süren hücre hapsi ve bunun doğuracağı sonuçların “kötü muamele” oluşturup oluşturmadığı konusunda AİHM’nin pek çok kararı var. 12 Mayıs 2005 tarihli Öcalan kararında, AİHM, Türk makamlarının Öcalan’ın hapis cezasıyla ilgili olarak olağanüstü güvenlik önlemleri almalarının anlaşılır olduğunu kabul etti.
Ayrıca, Öcalan’ın her gün doktor, haftada bir kere avukatları ve ailesi tarafından ziyaret edildiği, dolayısıyla bir izolasyon ve hücre hapsinden söz edilemeyeceğini öngördü. Sonuç olarak, İmralı’daki genel koşulların henüz insanlık dışı muamele için gereken asgari eşiğe ulaşmadığı gerekçesiyle şikâyeti reddetti.
Kararda dikkati çeken husus, AİHM’nin süre unsuruna yer vermesi.
Venezuelalı terörist Ramirez Sanchez (Carlos)/ Fransa davası da Öcalan davasına benzer özellikler taşıyor. Carlos, Fransa’da 8 yıl hücre hapsinde tutuluyor. Bu davada da AİHM Carlos’un hücre hapsinin insanlık dışı ya da haysiyet kırıcı bir muamele oluşturmadığını, Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edilmediğine karar verdi. (04.07.2006 )

Aradaki farklar

Carlos ile Öcalan’ın koşulları arasında şu farklar var:
a) Öcalan’ın hücresinin fiziksel koşulları daha iyi
b) Carlos’un televizyonu var. Öcalan’ın radyosu var.
c) Carlos’un dış dünyayla ilişkileri Öcalan’a göreli olarak daha serbest. Avukatları Carlos’la 4 yılda 640 görüşme yapmış. Yani ayda yaklaşık 130 görüşme. O kadar ki sonunda Carlos, avukatıyla, İslam hukukuna uygun bir evlilik bile yapmış. Carlos’un ailesine ise herhangi bir sınırlama yok. Öcalan avukatları ve ailesiyle haftada bir görüşebiliyor. Ancak bu görüşmeler bazen hava koşulları nedeniyle kış aylarında aksayabiliyor .
AİHM’nin 2005 yılındaki Öcalan kararından sonra meydana gelen iki gelişme var. Bunlardan birincisi, CPT'nin  Mayıs 2007’de İmralı’yı ziyareti sonunda yayımlanan raporu. Bu raporda, CPT, yapılan muayene sonunda, Öcalan’ın ruhsal sağlığının kötüleştiğini belirtiyor ve bunu kronik stres, uzayan sosyal ve duygusal izolasyona bağlıyor. Türk makamlarına, Öcalan’ın başka hükümlülerle temas edebileceği bir ortamın yaratılmasını tavsiye ediyor.

Olumlu etki yapar

İkinci gelişme ise AİHM önünde Öcalan’ın izolasyonuyla ilgili açılmış bir dava var. Dava henüz sonuçlanmadı. Gelecek yıl sonuçlanması beklenen davadan nasıl bir karar çıkacağı bilinemez. Burada sorulması gereken soru şu:
AİHM’nin 2005 yılında, Öcalan tutuklandıktan 6 yıl sonra verdiği kararda reddettiği izolasyon şikâyeti, bundan 3 yıl sonra, aradan geçen süre nedeniyle kötü muamele sayılacak mıdır? AİHM’nin bu soruya yanıt ararken CPT’nin raporunu da göz önünde tutacağı kuşkusuz.
Hükümetin İmralı’ya başka hükümlüleri yerleştirerek Öcalan’ın sosyal izolasyonuna son vermesi AİHM üzerinde olumlu etki yaratacak ama davayı ortadan kaldırmayacak.
Dava, izolasyon suresiyle sınırlı olarak devam edecek. Ancak aradaki fark şu olacak: AİHM izolasyon nedeniyle Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine karar verirse, karar, uygulamadan sorumlu Bakanlar Komitesi’ne geldiğinde Bakanlar Komitesi, izolasyona son verilmiş olduğundan, kararın gereğinin yerine getirildiğine karar verecek ve dosyayı kapatacak. Aksi takdirde, Türkiye’den izolasyona son verecek önlemleri almasını isteyecek ve bu yolda baskı yapabilecektir.
İmralı’da yapılacak değişiklikler tartışılırken bu hususların göz önünde bulundurulması yararlı olacaktır."