Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kişi hürriyeti ve güvenliği, ifade özgürlüğü ile seçilme ve siyasi faaliyetlerde bulunma haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuruya ilişkin olarak kararını açıkladı. Kararda, alınan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağının bulunduğu belirtilerek, Demirtaş’ın iddiaları kabul edilemez bulundu.
Resmi Gazete’de yayımlanan AYM kararında, 2014 yılında yaşanan 6-7 Ekim olayları, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’ndeki şehirlerde yanan hendek olayları ile 2015 ve 2016 yılında Türkiye’nin pek çok kentinde meydana gelen bölücü terör örgütünün gerçekleştirdiği terör olayları özetlenirken, o dönemde HDP Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş’ın bu olaylarla ilgili açıklama ve eylemleri belirtildi. Karada, siyasi dokunulmazlığa sahip olan Demirtaş’ın dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle düzenlenen 31 ayrı fezlekenin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderildiği hatırlatıldı.
Söz konusu fezlekelerdeki suçlamalar şöyle özetlendi:
“Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için halkı iş yerlerini kapatıp, çocuklarını okula göndermeyerek terör örgütünün propagandasını yapmak. Türkiye’nin birçok yerinde PKK tarafından ‘öz yönetim’ adı altında ilan edilen özerkliklere ve hendek olaylarına destek veren açıklamalarda bulunmak. PKK/KCK terör örgütünün oluşturduğu iddia edilen DTK’nın kuruluş sürecinde görev almak, DTK tarafından organize edilen birçok etkinliğe katılarak konuşmalar yapmak. ‘6-7 Ekim Olayları’ olarak adlandırılan şiddet eylemleri ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’ndeki şehirlerde yaşanan hendek olaylarını tahrik ve teşvik etmek.”
8 Haziran 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Değişikliği ile milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından Demirtaş hakkında çok sayıda fezlekeye konu olan soruşturma dosyaları ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderildi. Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde Diyarbakır’daki evinde yakalanarak gözaltına alındı. Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile Demirtaş’ın silahlı terör örgütüne üye olma ve halkı suç işlemeye alenen tahrik etme suçlarından tutuklanmasına karar verildi. Demirtaş’ın yaptığı itirazın kesin olarak reddedilmesinin ardından, şahıs 17 Kasım 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
“Tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır”
Anayasa Mahkemesi'nce Demirtaş'ın başvuruları için yapılan değerlendirmede, “Başvurucunun yasama dokunulmazlığı nedeniyle tutuklanamayacağı söylenemez. Bu nedenle başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır” denildi.
Demirtaş’ın davalara konu olan konuşmalarını yaptığı yer ve zamanların dikkate alındığında terörle ilgili suç işlendiğinin kabul edilebileceği belirtilerek, “Suç şüphesini doğrulayan kuvvetli belirtilerin bulunmadığının kabulü mümkün değildir. Tutuklama kararında açıklanan kaçma şüphesine ilişkin tutuklama nedenlerinin olgusal nedenlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır” ifadeleri yer aldı.
“Siyasi faaliyette bulunma haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddialar kabul edilemez”
Açıklanan gerekçelerle; yakalama ve gözaltına almanın hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların ve ifade özgürlüğü ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların kabul edilemez olduğuna oy çokluğu ile karar verildi.