T24
Seks işçiliği yapmak isteyen bir kadının yerel mahkemeye yaptığı izin başvurusu reddedildi. Kadın, bunun üzerine kararı Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşıdı. AYM de ‘fuhuş yapmanın özel hayata saygı kapsamında korunması gereken bir unsur olmadığını’ hükmederek başvuruyu reddetti. AYM, kararında fuhuş insan onuru ve değeri ile bağdaşmadığını öne sürerek "Fuhşun bir eğitim veya yetenek unsuruna bağlanması suretiyle meslek sayılması insan haysiyetiyle bağdaşmaz niteliktedir” ifadesine yer verdi.
AYM’nin yayınladığı açıklamada olay, şöyle özetlendi:
"Fuhuş yaparak geçimini sağlayan başvurucu, bir genelevde çalışmak için başvuruda bulunmuştur. İlgili komisyon genelevin fiziki koşullarının can ve mal güvenliğinin sağlanmasına imkân vermemesi gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmiştir. Başvurucu idare mahkemesinde iptal davası açmış, mahkeme, komisyonun verdiği kararı hukuka uygun bularak davayı reddetmiştir. Benzer tescil talebinde bulunup reddedilenlerin komisyon kararı aleyhine açtıkları davalar farklı idare mahkemelerinde kabul edilmiş ve Danıştayın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Dava konusu mahkeme kararı temyiz incelemesinde Danıştay tarafından bozulmuş, mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca hüküm onanmıştır. Bunun üzerine başvurucu Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.”
AYM'nin açıklamasına göre başvurucu, iddiasını şöyle özetledi:
"Başvurucu, fuhuş yapmayı kendine meslek edindiğini ve genel kadın olarak çalışmak için mevzuatta belirtilen tüm şartları taşımasına rağmen çalışma izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.”
"Özel hayat kavramı oldukça geniş yorumlanıyor..."
AYM de başvuru üzerine şu kararı verdi:
"Özel hayat kavramı oldukça geniş yorumlanmakta ve bu kavrama ilişkin tüketici bir tanım yapılmasından özellikle kaçınılmaktadır. Bu kapsamda korunan hukuki değer esasen kişisel bağımsızlıktır. Özellikle mahremiyet alanında cinsellikle ilgili eylem ve davranışlar bu alana dâhildir. Ancak yetişkin bireylerin her türlü cinsel eylem ve davranışlarının özel hayata saygı hakkının kapsamında korunduğu söylenemez.
BM hatırlatması
Birleşmiş Milletler İnsan Ticaretinin ve İnsanların Fuhuş Yoluyla Sömürülmesinin Yasaklanması Sözleşmesi'nin başlangıç kısmı fuhuş ve fuhuş ticaretinin insan onuruyla bağdaşmadığını ve toplumun refahını tehlikeye attığını vurgulamaktadır.
Rızaya dayalı olup olmamasına bakılmaksızın fuhuş, insan onuru ve değeri ile bağdaşmamaktadır. Gelinen aşamada fuhuş yapma olgusunun kişisel özerklik çerçevesinde korunması imkân dâhilinde bulunmamaktadır.
Herkesin özgür olarak kişiliğini oluşturmasını ve geliştirmesini sağlayan bir alan içermekle birlikte, özel hayat kavramını, bireyin kişisel hayatını istediği gibi yaşayabileceği bir 'iç alan'la sınırlandırmak ve dış dünyayı bu alandan tamamen hariç tutmak aşırı sınırlayıcı bir yaklaşımdır. Bu nedenle özel hayat kavramı, diğer insanlarla ve dış dünyayla sosyal ilişki geliştirme hakkını da kapsamaktadır.
"Ahlâkı etkiliyor"
Fuhuş, sadece davranışta bulunan kişileri değil toplumdaki diğer bireyleri sağlık, ahlâk ve kişi hakları gibi birçok yönden derinden etkilemektedir. Fuhşun bir eğitim veya yetenek unsuruna bağlanması suretiyle meslek sayılması insan haysiyetiyle bağdaşmaz niteliktedir.
"Fuhuş, mesleki faaliyet olarak sınıflandırılamaz" iması
Fuhşun mesleki faaliyet çerçevesinde değerlendirilmesi insan bedeninin (özellikle kadın bedeninin) ekonomik pazar haline getirilmesine yol açacaktır ki bu durum insan hakları açısından gerileme niteliğinde sayılmaktadır. Ayrıca Türkiye'de olduğu gibi bazı ülkelerde fuhşun yasaklanmayıp düzenlenmesi yoluyla kontrol altına alınmasının zorunlu sonucu olarak ortaya çıkan fuhuştan elde edilen gelirin vergilendirilmesi veya profesyonel olarak fuhuş yapan kişilerin sosyal güvenlik kayıtlarının bulunması fuhşun mesleki faaliyet olarak sınıflandırılması için yeterli kıstas kabul edilemez.
Fuhşu talep edenlerin eylemlerinin mahremiyet hakkı kapsamında korunan cinsel yaşam sınırları içinde kalabileceği düşünülse de para kazanma aracı olarak kullanan bireyler bakımından ekonomik faaliyet kavramı içinde kalması nedeniyle durum farklılaşmaktadır. Başvurucunun fuhşu meslek edindiğini ileri sürerek bu alana yönelik cinsel davranışlarının, mahremiyeti kapsamında kaldığına yönelik bir iddiada bulunmadığı da dikkate alındığında eylemlerinin mahremiyet hakkı kapsamında korunması mümkün görünmemektedir.
Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle fuhşun özel hayata saygı hakkı kapsamında korunması gereken bir unsur olmadığı sonucuna vardığından başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir."