Gündem

AYM kararına rağmen Yargıtay’ın ağırlaştırılmış müebbet vermekte ısrarcı olduğu Pınar Selek: “Döneceğim ve dostlarla halaya duracağım”

16 Ocak 2023 17:52

T24 Ankara

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Pınar Selek’in yargılandığı, 25 yıldır devam eden Mısır Çarşısı patlaması davasında verdiği, sadece Anadolu Ajansı’nın haberiyle öğrenilebilen kararın gerekçesini, altı ay sonra mahkemeye gönderdi. Genel Kurul’un, Pınar Selek hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi gerektiğine hükmettiği kararını İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne doğrudan gönderdiği anlaşıldı.  Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” tespitine rağmen verilen karar, tartışmaları yeniden boyutlandırdı. Mahkeme, bu karar doğrultusunda Selek hakkında tutuklama ve kırmızı bülten çıkartılmasına hükmetti. Duruşma tarihi olarak da 31 Mart belirlendi. Fransa’da yaşayan Selek, kararla ilgili olarak, “13 yıl önce ayrıldığım topraklara döneceğim ve tanıdığım tanımadığım dostlarla büyük bir halaya duracağım. İçimdeki büyük acıya rağmen bu halayın umuduyla güçlüyüm” dedi.

AYM kararına rağmen

Kısa Dalga’nın haberine göre, gerekçeli karar, Selek hakkındaki mahkûmiyet kararının, Anayasa Mahkemesi kararından sadece 5 gün sonra verildiğini de ortaya koydu.

Eminönü'nde yağmurdan kaçanların doldurduğu tarihi Mısır Çarşısı'nın girişindeki dönercide meydana gelen, biri turist, ikisi çocuk yedi kişinin hayatını kaybettiği, 120 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 25 yıldır devam eden davada, Anayasa Mahkemesi, kritik bir karara imza attı.

AYM kararına konu süreç şöyle gelişti:

Davanın sanıklarından, müebbet hapse mahkum edilen İsa Kaya, 2009’da yürürlükte olan kanuna aykırı biçimde avukatı olmadan ifadesinin alındığını belirterek AİHM’ye gitti. Bu durumun “ihlal” olduğunu kabul eden hükümet dostane çözüm önerdi. Ancak Kaya, bunu kabul etmesine rağmen yeniden yargılanma başvurusu reddedilince Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.  Anayasa Mahkemesi 1. Bölümü, 16 Haziran 2022 tarihinde aldığı kararla Kaya’nın yeniden yargılanması gerektiğine hükmetti. Karar, Mısır Çarşısı davasının görüldüğü İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Selek’in lehine

Karar, davanın sanıklarından, halen Fransa’da yaşayan sosyolog Pınar Selek açısından da önem taşıyor. İddianamede isimlerine yer verilen tanıklar, poliste ve savcılıkta avukat olmaksızın verdikleri ifadelerde Selek’i suçlamışlardı. Selek’i suçlayan sanıklardan Abdulmecit Öztürk, duruşmada ise Selek’i tanımadığını ve ifadeleri işkence altında verdiğini söylemişti.

Pınar Selek’in avukatları da duruşmalarda AİHM kararlarını hatırlatarak avukat olmadan alınan bu ifadelerin hükme esas alınamayacağını belirtmişlerdi.

AYM kararına rağmen verilen karar

Bu duruma rağmen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 25 yıllık yargılama süresince mahkemelerin 4 kez beraat kararı verdiği Pınar Selek’in, “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” öngören eski Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinden cezalandırılması gerektiğine karar verdi. Son kararda da AYM kararı dikkate alınmadı ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi istendi.

Mısır Çarşısı davası

25 yıldır devam eden yargılama sürecinde altı ayrı olay yeri inceleme ve kriminal raporunda patlamada bomba izine rastlanmadığının belirtilmesine, uzmanların tüpgaz kaçağından dolayı patlamanın meydana gelmiş olabileceğine yönelik görüşlerine rağmen Selek hakkındaki suçlamalar bitmedi.

Olaydan iki gün sonra bir başka soruşturma kapsamında gözaltına alınan Sosyolog Selek’e, gözaltında tutulduğu yedi günlük sürede konuyla ilgili soru yöneltilmedi. Selek, PKK üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandıktan sonra patlama nedeniyle tutuklandığını öğrendi. Polisin PKK üyesi olduğu iddiasıyla yakaladığı Abdulmecit Öztürk’ün ifadesinde Mısır Çarşısı’ndaki patlamayı Pınar Selek ile birlikte planladıklarını ve bombaları da Selek’ten aldıklarını iddia etti ancak bu ifadeyi duruşmalarda işkence altında verdiği gerekçesiyle yalanladı. Öztürk’ün Türkçe bilmeyen halası da ne yazıldığını bilmediği kağıda parmak basmaya zorlandığını anlattı.

Bu aşamada verilen bilirkişi raporlarında, patlamanın bombadan kaynaklanmadığı ve kaynağının belirlenemeyeceği gibi görüşler sunuldu. Ancak emniyet, resen mahkemeye başvurarak yeni rapor alınmasını istedi. Gerekçe olarak da İçişleri Bakanlığı’nın tarihsiz raporunu sundu. Davanın tarafı olmayan emniyetin istemiyle alınan raporu hazırlayan Jandarma Kriminal Dairesi, patlamanın bombadan kaynaklandığını bildirdi ancak bu rapora şerh düşüldü.

2006’da mahkeme karar vermeye yer olmadığına hükmetti ancak bu karar Yargıtay’dan döndü. Mahkeme, 2008’de davayı beraatle sonuçlandırdı. Savcılık, Öztürk hakkındaki beraat kararını temyiz etmedi ve karar kesinleşti. Selek hakkındaki karar ise Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı da mahkumiyet verilmesi için bozdu.

İtiraz üzerine dosyaya bakan Yargıtay Ceza Genel Kurulu da mahkumiyet yönünde karar verdi. Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazında patlamanın bombadan kaynaklandığının ispatlanamamasına rağmen Genel Kurul kararında bunun kesins olduğunun belirtilmesi dikkati çekti.

Yapılan yeniden yargılamada mahkeme yine beraat kararı verdi. Ancak dosya diğer sanıklar hakkında da karar verilmesi için bekletildi. Bu karar 1,5 yıl sonra verildi. Ancak önceki beraat kararı yok sayılarak Selek de ağırlaştırılmış müebbete mahkum edildi. Bu karar da bozuldu. Mahkeme, bu kez Selek’in beraatine hükmetti. Dördüncü kez beraat eden Selek hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı. Ancak bu kararı da Yargıtay 9. Ceza Dairesi ve itiraz üzerine dosyaya bakan Genel Kurul bozdu.

Selek: Hayatımın yarısı mafya-çete sisteminin aynası

Fransa’da yaşayan Selek, son karar ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Mısır çarşısı davası 25 yıldır sürüyor. Hayatımın yarısı. 25 yıldır sürdürdüğümüz hukuk mücadelesini boğmaya çalışan mafya çete sisteminin bir aynası. Ve bu dava ülkemizde çok daha uzun süredir kökleşen örgütlü kötülüğün bir göstergesi. Sahte belgelere dayalı bu sahte karar, seçimden önce gündeme sokulan karanlık senaryolardan sadece bir paragraf. Farklılıkların eşitlik ve özgürlük temelinde birlikte yaşamasından yana olanlara reva görülen kirli oyunların sadece bir parçası. Yani bizim mücadelemiz ülkemizdeki ağır bedellerle süren yaşam direnişinin sadece küçük bir parçası. Birlikte kazanacağız. 13 yıl önce ayrıldığım topraklara döneceğim ve tanıdığım tanımadığım dostlarla büyük bir halaya duracağım. İçimdeki büyük acıya rağmen bu halayın umuduyla güçlüyüm. Bugüne kadar tahakküme boyun eğmemek için direndim, ama aynı zamanda onun baskısı karşısında mağdur kalmadan yaratmaya, zihinsel olarak derinleşmeye ve açılmaya, aynı zamanda bir cümbüşçü karınca gibi davranmaya ve yaşamaya devam ettim. Dostlarıma söz veriyorum, pes etmeyeceğim.”

 

Davayı takip eden Hala Tanığız Platformu’nun açıklamasında da şunlar kaydedildi:

“Karanlıklar Pınar Selek’i boğamayacak. Muhalefetin komplolarla kriminalize edilmesinin en yaygın ve meşru karanlık yöntem olduğu Türkiye siyasal tarihine damgasını vuran 25 yıllık Mısır Çarşısı komplosunda yeni bir perde açıldı. Son olarak geçtiğimiz Haziran ayında Anadolu Ajansı (AA) aracılığıyla bir anda beraat kararının bozulduğu haberi, daha karar imzadan çıkmadan, dava dosyasına konulmadan servis edilmişti! O tarihten bu yana gerekçeli kararın imzalanmasını bekliyorduk! Nihayet geçtiğimiz günlerde Genel Kurul’un kararını doğrudan mahkemeye gönderdiğini öğrendik ve yıllar içinde çürütülmüş ne kadar iddia varsa, hepsini toparlayan hukuk ve izan dışı çürük kararı dehşet içinde okuduk. Aynı davadan tam dört kez beraat etti Pınar Selek. Ve bu 4 beraat bile yetmedi! Son beraat kararının ardından sekiz yıl dava incelenmeksizin bekletildikten sonra yine besbelli bir seçim öncesi dönemi bulanıklığından da medet umularak, operasyon denebilecek bir hamleyle 31 Mart için duruşma tarihi verildi ve Pınar hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Siz Pınar'ı mahkûm edemezsiniz ama biz bir insana, ailesine ve uğruna mücadele ettiği herkese dayatılan bu insanlık dışı zulmü 25 yıldır her gün her an mahkûm ediyoruz. Dile kolay 25 yıl boyunca Mısır Çarşısı komplosunun her bir yalanı tek tek ortaya kondu.  Pınar Selek’in beraati ortak onurumuzdur. Bahsi geçen 25 yıl, bizim kendi tarihimiz. Bu beraat bizim gençliğimiz, adil, eşit ve özgür bir ülke hayalimiz. Bu beraat bizim ortak mücadelemiz. Son 25 yıldır tanık olduğumuz her bir siyasi cinayette, barışa yönelik her bir provokasyon girişiminde biz meydanlara, sokaklara ve hayatlarımıza bu şiarla sahip çıktık. Şimdi hepinizi 31 Mart’ta bir kez daha mahkemeye, öncesinde de ülke içi ve uluslararası mecrada dayanışma çemberini her koldan genişletmeye çağırıyoruz. Pınar Selek’in beraatini elimizden alamazsınız. Hayatımızı, hakikatimizi, umudumuzu elimizden alamazsınız. Buradayız. Bugün, yarın, daima… Bir yere gitmeyeceğiz. Karanlık kaybedene dek!.”