Anayasa Mahkemesi, Gümüşhane'nin Kelkit ilçesi kırsalında 2010 yılında çıkan çatışmada hayatını kaybeden PKK’lı Özgür Dağhan'ın cenazesine yapılan işkenceyi "İnsan hassasiyetiyle bağdaşmayan muamele" olarak kabul etti. Soruşturmanın etkin ve etkili sürdürülmediği kararı veren mahkeme, devleti 10 bin TL tazminat ödemeye mahkûm etti.
Gümüşhane'nin Kelkit ilçesine bağlı Tütenli köyü kırsalında 17 Haziran 2010 tarihinde çıkan çatışmada yaşamını yitiren Özgür Dağhan'nın cenazesinin yakılıp vücut bütünlüğünün tahrip edilmesine ilişkin Dağhan ailesinin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru karara bağlandı.
Mahkeme, Dağhan'ın cenazesine yapılan işkence ile "İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı"nın ihlal edildiğine karar verdi. Oy birliği ile verilen kararda olayın etkin ve yeterli soruşturulması için dosyanın soruşturmayı yürüten savcılığa gönderilmesine karar verilirken, Dağhan'ın ailesine 10 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verildi.
Dicle Haber Ajansı’nın haberine göre, Mahkemenin 11 sayfalık kararında, soruşturmanın etkin yürütülmediği gerekçesiyle başvurunun esastan değil, usulen incelenebileceğine işaret edildi. Kararda, yapılacak etkili bir soruşturmanın ardından işkence, kötü muamele ve ayrımcılık yasağının ihlal edilip edilmediğinin tespit edilebileceği belirtildi. Mahkeme, bu gerekçelerle başvurunun sadece Anayasa'nın 17'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında yer alan "insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı" kapsamında inceledi.
Mahkeme: Soruşturmada sağlıklı netice alınamaz
Kararda daha önce AİHM'in cenazelere yönelik kolluk kuvvetlerinin yaptığı işkenceye ilişkin verdiği 'Cezmi Demir', 'Tahir Canan' kararlarına atıfta bulunuldu.
Kararda şöyle dendi: "Cenazeye ait görüntülerin başvurucunun oğluna ait olup olmadığı ona ait ise otopsi ve ölü muayene tutanağı sırasında çekilen CD'lerdeki görüntülerle mukayese edilerek, bu tahribatın cesedin başvurucularına teslim edildiği 03. 07. 2010 tarihinden önce devlet koruma ve gözetimindeki hastanede, Adli Tıp morgu ya da başka bir yerde gerçekleşip gerçekleşmediği, devletin koruması altında bulunan bir yerde gerçekleştiği tespit edildiği takdirde failin kimliği ortaya çıkarılmasıdır. Ancak dosyadaki en önemli veri olan ve uyuşmazlığın kaynağı sayılan fotoğrafların bilirkişilere tevdi edilmemesi nedeniyle bilirkişi incelemesinin, soruşturmada gerçekleştirilmek istenen amaçla uygun nitelikte bir araç olma özelliği taşıdığı söylenemeyeceğinden sağlıklı bir neticeye varılması mümkün olmamıştır."
“Soruşturma yapmanın usul ve yükümlüğü ihlal edildi”
Mahkeme üyesi Engin Yıldırım, Serdar Özgüldür ve Osman Ali Feyyaz Paksüt'ün başvuruyla ilgili oy birliği ile aldığı kararda, devletin Anayasa'nın 17'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında düzenlenen "insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı" ile ilgili etkili soruşturma yapma usul ve yükümlülüğü ihlal ettiği sonucuna vararak, şu kararları verdi: "Mahkeme insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının öngördüğü etkili soruşturma yükümlüğünün ihlal edildiğine. Kararının bir örneğinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlalinin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminatın müştereken ödenmesine."
“Anayasa Mahkemesi emsal bir karar verdi”
Kararı değerlendirilen ailenin avukatı ve İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Rehşan Bataray ise, dava ile ilgili etkili ve yeterli bir soruşturma yapılmaması ve girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptıklarını hatırlattı. PKK'lıların cenazeleri üzerinde yapılan tahribatla hem ailelerine hem de bölgede yaşanan halka mesaj verilmek istendiğini vurgulayan Bataray, şunları aktardı: "Kararda eksiklikler olsa bile güvenlik görevlilerin karıştığı suçlar açısından etkili soruşturma yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor. Biliyoruz ki bu suçlar nedeniyle güvenlik görevlerine cezasızlık politikası çok istikrarlı bir şekilde uygulanıyor. Bu karar Anayasa Mahkemesi'nin cenazeler üzerinde tahribatla ilgili verdiği ilk karar. Son dönemde yaşanan olaylara açısından bu çok önemli. Özellikle cenazelerin yerlerde sürüklenmesi, çıplak vaziyette teşhir edilmesi ve cenazelere yönelik işkencelerin arttığı bir dönemde bu kararın çıkması bizler için çok önemli. Emsal bir karar çünkü güvenlik güçlerinin yargılandığı davalardaki eksiklikleri tespit eden bir karar. Hacı Lokman Birlik ve Ekin Wan davalarında yaptığımız suç duyurularında bunu emsal olarak göstereceğiz. Bu davaların takipçisi olacağız."