Gündem

AYİM’in iki kararı

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, açığa alınan iki general ve bir amiralin yürütmeyi durdurma taleplerini reddetti. Yüksek Askeri Şûra’da terfi kararı alındığı halde m&u

04 Aralık 2010 02:00

T24  -  Açığa alınan iki general ve bir amiralin haklarındaki karara ilişkin yürütmeyi durdurma talepleri Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Karar, iki generalin ve amiralin dava esastan sonuçlanıncaya kadar görevlerine dönemeyeceklerinden yana. Konuya dair Yüksek Askeri Şûra'da açılan dava ise hala sürmekte. Fikret Bila, iki davanın yarattığı karışıklığı yazdı.


Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), açığa alınan iki general ve bir amiralin yürütmeyi durdurma taleplerini reddetti.


AYİM Daireler Kurulu’nun verdiği bu karar, 4’e karşı 6 oyla alındı. Kararın anlamı, vekâleten yürüttükleri görevlerden açığa alınan iki general ve bir amiralin dava esastan sonuçlanıncaya kadar  görevlerine dönemeyecekleridir. Generallerin ve amiralin Yüksek Askeri Şûra’da (YAŞ) terfi kararı alındığı halde müşterek kararname ile bu kararın uygulanmamasına karşı açtıkları dava da sürüyor.


İki dava


Generaller ve amiralle ilgili olayda gözden kaçırılmaması gereken iki ayrı davanın görüldüğüdür. Bu davalar, birbirlerini etkileyecek nitelikte olsa bile iki ayrı olaya ilişkindir. Birinci dava terfi işleminin uygulanmamasına dönüktür. İkinci dava ise ayrı bir işlem olan açığa alma tasarrufu ile ilgilidir. AYİM, birinci davada, generaller ve amiralin yürütmeyi durdurma talebini yerinde görmüş ve kabul etmiştir. İkinci davada ise açığa alma işlemine karşı yapılan yürütmeyi durdurma talebini reddetmiştir.


Davaların esası


AYİM, her iki davayla ilgili olarak da esas kararını vermedi. Yürütmeyi durdurma taleplerini sonuçlandırdı. Ancak iptal taleplerini sonuçlandırmadı. Askeri Yargıtay Onursal Üyesi Ali Fahir Kayacan’la dün bu konuya konuştum. Kayacan, terfi davasıyla açığa alma davasının ayrı iki dava olduğunu belirtmekle beraber esasa ilişkin kararların farklı olması halinde ortaya birbiriyle çatışma halinde iki sonuç çıkabileceğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:


"AYİM, birinci kararında, terfinin uygulanmaması nedeniyle yürütmeyi durdurmaya hükmetti. Bu durumda hükümet cephesinin AYİM’in bu kararına uyarak iki general ve bir amirali bir üst rütbeye terfi ettirmesi gerekirdi. Ancak bunun yerine ilgili bakanlar, adı geçenleri açığa aldılar. Şimdi terfiyle ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı veren AYİM, açığa alma tasarrufuyla ilgili olarak da aksine karar vermiş oldu. Bu durumda AYİM, terfi ile ilgili davayı adı geçenler lehine esastan karara bağlasa bile, açık pozisyonları sürdüğü için ikinci dava sonuçlanıncaya kadar, terfi etmeleri mümkün değildir."


İki farklı gerekçe


Öte yandan, hükümetin davalarla ilgili olarak mahkemeye sunduğu gerekçeler de çelişkili bir durum yaratıyor. Hükümet cephesi, iki general ve bir amiralin terfi kararnamesinde yer almayışlarıyla ilgili olarak mahkemeye başarısız oldukları gerekçesini sundu. Mahkeme ise bu gerekçeyi geçerli bulmadı. Ayrıca Başbakanlığın kamu yararı ve hizmetin gereklerini gözeterek, olumlu veya olumsuz şekilde işlem tesis etme konusunda takdir yetkisi bulunduğu yönündeki savunmaya da hukuken itibar etmenin mümkün olmadığını karara bağladı.
Mahkemenin terfi ile ilgili yürütmeyi durdurma kararının bu şekilde gerekçelendirilmesi YAŞ toplantısında adı geçenlerin terfi edebilir olduklarına ilişkin kararın kararnameye geçirilmesini sanki usulü bir işlemmiş gibi algıladığı yorumları yapıldı. Hükümet cephesi açığa alma tasarrufuyla ilgili gerekçeyi ise Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. maddesi olarak gösterdi. Bu maddede, haklarında 5 yıl hapis istemiyle dava açılanların açığa alınabileceği hükmü yer alıyor. Esasen aynı hüküm, terfi etmelerine de engel oluşturuyor. Ancak hükümet cephesi, terfi ettirmemeye karşı açılan davada 65. maddeyi değil, başarısızlık halini gerekçe gösterdiği için çelişkili bir durum ortaya çıkıyor.
Bu halde AYİM’in terfi işlemiyle ilgili davayı generaller lehine; açığa alma işlemini ise idare lehine esastan karara bağlaması halinde ortaya birbiriyle çatışan iki karar çıkması söz konusu olabilir.


(Fikret Bila - Milliyet gazetesi)