Gündem

Aydın Engin'den Başbakan'a: 500 bin lira çok, zaten parasızlık canımıza okuyor!

"Dava açtıklarına göre Başbakan ve evlatları ile hesaplaşacağız demektir"

13 Kasım 2017 12:13

Aydın Engin*

Biliyorsunuz, geçen hafta boyunca bizim manşet haberimiz Paradise Papers (Cennet Belgeleri) idi. Cumhuriyet dünyanın en saygın medya kuruluşlarının oluşturduğu “Araştırmacı Gazetecilik Konsorsiyumu”nun Türkiye’deki tek üyesiydi. O gazetelerle eşzamanlı olarak “Cennet Belgeleri” Cumhuriyet’te gün ışığına çıktı. 
O dizi boyunca hem off-shore hesapları denen posta kutusu şirketlerin nasıl ve ne amaçla işlediği belgeleriyle anlatıldı, hem de Türkiye’de off-shore hesabı olan adı, ünü duyulmuş siyasetçi ve iş insanlarından belli başlıları sergilendi. 
İzleyebilenler farkındadır, güneyi kuzeyi, doğusu ve batısıyla bütün Amerika ve Avrupa, hafta boyunca bu haberle çalkalandı. 
Bizim meslekte bunlar tehlikeli, riskli, gazetecinin ve gazetenin başını belaya sokabilecek haberlerdir. 
Çünkü belgelere adını veren cennet “öbür” değil “bu” dünyadaki cennettir. O cennet(ler) sadece varsıllar içindir ve o cennetler yoksulların cehenneminin ateşini körükler. Eh bunun haberi de ister istemez “riskli, tehlikeli, belaya davetiye çıkaran” haberler listesinin başköşesinde yer alır. 
Ama işin bu yanı bizi pek ilgilendirmedi. Tersine mesleğin tadını çıkardık, Cumhuriyet’in daha da artan saygınlığı ile övündük.

***

Gel gör ki bizim gibi düşünmeyenler, yaptığımızın suç olduğuna inananlar da var. 
Bunlardan biri bu ülkenin başbakanı Binali Yıldırım. 
Başbakanların önde gelen görevlerinden biri, ülkede vergi adaletini sağlamak, vergi kaçıranların tepesine devletin güçlü pençesini geçirmek diye biliriz. 
Yanlış mı biliyormuşuz ne? 
Benim, sizin, hepimizin bildiği, bilmeyenlerin bizim yazı dizisi sayesinde öğrendiği üzere off-shore şirketler sahiplerine pek onur ve itibar getirmiyor. Off-shore şirketlerin vergi kaçırmada dolaysız işlev gören çok elverişli araçlar olduğunu bilmeyen kalmadı. 
Nitekim Türkiye de bu konuda adım atmış ve vergi cennetlerinde hesap açtıranlarla ilgili bazı yasal yaptırımlar getiren bir yasayı kabul etmişti. 
Etmişti de hangi ülkelerin vergi cenneti olduğuna ilişkin bir listeyi bir türlü hazırlayıp ilan etmemişti. Böylece söz konusu yasanın herhangi bir işlevi ve anlamı kalmamıştı. Vergi cenneti ülkeler listesini -bilebildiğim kadarıyla- yapması gereken başbakanın başkanlığında devlet maslahatını yürüten hükümettir. 
“Niye bu güne kadar o vergi cennetleri listesi hazırlanıp ilan edilmemiş” diye lütfen bana sormayın. 
Bilmiyorum, 
Ama herhalde Başbakan Binali Yıldırım biliyordur, en azından bir açıklaması vardır. 
Yani ona sorun… 
O açıklamayı biz de bekliyoruz…

***

Evet, öyle bir açıklama bekliyorduk. Ancak postadan onun yerine Başbakan Binali Yıldırım ve pek değerli ve sevimli evlatlarının avukatının yolladığı bir tekzip metni geldi. Ayrıca bir algı operasyonu ile itibar(lar)ı zedelendiği için dava açıp Cumhuriyet gazetesinden 500 bin lira tazminat istedikleri haberi geldi. 
Beni de bir gülme aldı. 
Nasıl gülmem. 
Bir kere 500 bin lira çok para. Bizde öyle bir para yok. 
Zaten parasızlık canımıza okumakta. Bir yerlerden kaynak bulup Cumhuriyet’in mali darboğazını aşmak için çırpınıp duruyoruz. Nitekim nerelerden mali kaynak bulunabilir konusunda kadim arkadaşım Osman Kavala gibi aklına ve bilgisine güvendiklerime filan akıl danışıyorum. 
(Not:Osman’ın aklına çok güveniyordum ama ne çare, onu ahlaksız bir iddia ile Silivri’de volta atmaya yolladılar. Üstelik ona yazdığım akıl danışma mektubunu da suç kanıtı diye bizim davanın dosyasına koydular. Bana da “Çelebi böyle olur bizde hukuk dediğin” türküsünü çığırmak düştü.)

***

Dava açtıklarına göre Başbakan ve pek değerli ve sevimli evlatları ile hesaplaşacağız demektir. 
Herhalde mahkemede hangi akla ve ahlaka ve vicdana uygun nedenlerle çok sayıda off-shore hesabı açtıklarını ve bu hesapların hangi işe yaradıklarını bize anlatacaklardır. 
Biz de size anlatacağız…

*Bu yazı ilk kez Cumhuriyet'te yayımlanmıştır.