Ekonomi

Aydın Doğan'dan Erdoğan'a ikinci mektup

Başbakan, vergi cezasının ardından, Aydın Doğan'ın kendisine yeni bir mektup yazdığını ancak cevap vermeyi düşünmediğini açıkladı.

05 Mart 2009 02:00

Başbakan Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanlığı'nın Doğan Yayın Holding'e (DYH) kestiği vergi cezasının ardından, Aydın Doğan'ın kendisine yeni bir mektup yazdığını ancak buna cevap vermeyi düşünmediğini açıkladı.

Başbakan Erdoğan, dün partisinin genel merkezinden gerçekleştirilen canlı yayında, Kral FM'in Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akbay'ın programına katıldı.

'Cevap yazmayı düşünmüyorum'

Erdoğan, Doğan Grubu'na kesilen vergi cezası ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, "... Bakın şimdi bana yeni bir mektup daha yazdı. Yazdığı mektubunda yine bu tür şeylerden de bahsediyor. Ben o mektuba cevap bile yazmayı düşünmüyorum" dedi.

Erdoğan, Doğan Yayın Holding'e kesilen cezayla ilgili, 'muhatabı ben değilim' derken, devletin kurumlarının görevini bildiğini ve görevleri kapsamında gerekenleri ne gerekiyorsa yaptığını belirtti ve, ''Bunu zaten benim yönlendirmeme gerek yok'' dedi.

Maliye Bakanlığı'nın grubu kaç kişiyle denetlediğini ve hangi neticeler aldığını da bilmediğini anlatan Erdoğan, ''Netice ortaya çıkar ondan sonra Bakanım benim önüme getirir. Bu da böyle olmuş olaylardan birisidir. Ortaya bugün pek çok şey çıktı. Biliyorsunuz teknik takipe takılmalar, bunlar gazetelerde internet sitelerinde yayınlandı. Bunlar bizi rahatsız eden konular. Kimlerle kimler ne bağlantısı kuruyor, bakın bunlar ortaya çıkıyor. Demek ki geçmişten bugüne kim bilir neler oldu neler.

Bugüne kadar tabii imtiyazlı bir hava vardı. Bu imtiyazlar ortadan kaldırılınca rahatsızlıklar başladı. Eğer siz hesabınıza kitabınıza güveniyorsanız neden rahatsız oluyorsunuz? Gece demeden gündüz demeden 'Benim servetim bire 5 katladı' diye övünen bu zatlar, olay bu noktaya geldiği zaman neden rahatsız oluyorlar? Bir taraftan 'Bire beş katladı benim servetim' bunu diyeceksin açık açık her yerde... Bana bizzat mektubunda bile bunu söyledi. Ama gel görelim ki bu tür olaylar da olunca 'E kalkıp bana kendilerinin aleyhine yazdık diye saldırdılar şu bu'... Bakın şimdi bana yeni bir mektup daha yazdı. Yazdığı mektubunda yine bu tür şeylerden de bahsediyor. Ben o mektuba cevap bile yazmayı düşünmüyorum" şeklinde konuştu.

'Dürüst olmak lazım'

Erdoğan, "Burada önemli olan şey şu; dürüst olmak lazım, samimi olmak lazım. Eğer olay hakarete varırsa, eğer olay aile boyutuna varırsa ki bundan çok rahatsız olduğunu da söyleyen bir insan. Böyle olduğuna göre bu alanların içerisine girmenin anlamı yok. Hiç bir zaman da Tayyip Erdoğan'ın kitabında hissilik, duygusallık yok'' dedi.

'Kriz bizi az etkiledi'

Erdoğan, ekonomik kriz haberleri ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin kim ne derse desin dünyadaki krizin diğer ülkeleri etkilediği gibi etkilemediğini söyledi.

''Şu anda 'etkilendim' diyenler, böyle bir hava estirenler, psikolojik, sanal bir hava estiriyorlar ve ülkemde kendileri bir kriz meydana getirmenin gayreti içindeler'' diyen Erdoğan, bunun muhalefetin işine geldiğini, muhalefetin de buradan nemalanmak istediğini söyledi.

Erdoğan, enflasyonun 11 puanı yakaladığında muhalefetin ''üzerine atladığını'' ancak bugün kriz ortamında enflasyonun 7,7'ye düştüğüne işaret ederek ''Şimdi niye konuşmuyorlar'' diye sordu.

İşsizlik oranının göreve geldiklerinde 10,7 olmasına karşın şu anda 12'yi geçtiğini belirten Erdoğan, bunun mevsim koşullarından dolayı da böyle olduğunu söyledi.

Turizm sezonunun açılması ile hizmet sektörlerinde canlılık başlamasının ardından bu rakamda da düşüş görüleceğini anlatan Erdoğan, ''Bu yıl sıkıntılı bir yıl olacak bizim için'' dedi.

Erdoğan, işverenlere ''İşçinizi çıkarmayın'' çağrısında da bulunarak 2010 yılı itibarıyla olumlu gelişmelerin olacağına inandığını bildirdi.

'Yardımlar seçim rüşveti değil'

Erdoğan, yapılan yardımların muhalefet tarafından ''seçim rüşveti'' olarak nitelendirmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ''Muhalefetin yeni icat ettiği bir yaklaşım tarzı değil'' dedi.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'nu kendilerinin kurmadığını, Turgut Özal zamanında kurulduğunu ve ''şöyle ya da böyle'' fonun çalıştığını, iktidara gelmelerinin ardından aralıksız olarak Türkiye'deki fakirler için çalıştırdıklarını bildirdi.

Fonun başbakan yardımcılarından biri tarafı tarafından yönetildiğini ve valiler ve kaymakamlar tarafından halka ulaşıldığını anlatan Erdoğan, sadece hiç bir geliri ve imkanı olmayanların yardımlardan yararlandırıldığını söyledi.

Yardımların seçim döneminde artırılıp artırılmadığının sorulması üzerine Erdoğan, bunun söz konusu olmadığını, her zamanki gibi devam ettiğini ifade etti.

Erdoğan, ''Örneğin alıyor mesela muhalefet edecekse, hele hele bir yandaş medya olayıyla olaya yaklaşacaksa, gidiyor seçiyor bir iki evi görüntü almak suretiyle yayınlıyor. Bir tane yakalarsa bunlar binlerce diye takdim ediyor, olay böyle değil'' dedi.

Neden AKP'ye oy verilsin

Erdoğan, ''Yerel seçimlerde neden size oy versinler'' sorusuna, ''Biz güvenin ve istikrarın partisiyiz, teminatıyız. Gittiğimiz her yerde yaptıklarımızla konuşuyoruz. Biz hizmet siyaseti üretiyoruz, diğerleri iftira siyaseti üretiyor. Halkıma diyorum ki güven ve istikrar istiyorsan AK Parti'' karşılığını verdi.

Gaziantep'de bir açılışa giderken yolda bazı vatandaşların ellerinde ''hortum ışıklandırmalarından'' yapılma ''One Minute'' yazısını görmesi üzerine durduğunu ve oradaki bir binadaki evde toplanan vatandaşların da sevgi gösterisinde bulunduğunu anlatan Erdoğan, eşiyle söz konusu eve çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

''Enteresan bir şey oldu, geçen dönem milletvekilimiz olan Ahmet Uzer beyin meğerse ablasının eviymiş ve o akşam ailece bir araya gelmişler, Gaziantep'in ileri gelenlerinden bir aile, anlamlı bir buluşma oldu.

Onlara çıkarken bir alt kattaki hanımefendi önümüzü kesti dedi ki 'Başbakanım ben bu gece rüyamda sizi gördüm, Gaziantep'e geliyorsunuz, bize de yemeğe geliyorsunuz.' 'Herhalde yemek yiyemeyeceğiz, ama üsttekilere söz verdim gelin orada birlikte çayı ya da kahveyi içelim' dedik. Enteresan bir anı olarak, son zamanda yaşadığım taze bir olay.''