Avukat Erhan Tokatlı, resmi tören sona erdikten sonra subay andı okuyarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen ve ihracı istenen teğmenlerle ilgili olarak dosyaya “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganından kaynaklı bir detay girmediğini belirtti ve “Yaklaşık 25-30 senedir rutin olarak kılıç çatma ve subay andının okunması yapılır. Ortada YDK’ya sevk edilmeyi gerektirecek hiçbir disiplinsizlik oluşmamıştır” dedi.
TIKLAYIN - Avukat Öztürk açıkladı: Teğmenlerin dosyası disiplin kuruluna gitti mi, süreç ne durumda?
Mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek kılıç çatan teğmenler hakkında soruşturma başlatılmış, teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edilmişlerdi. Teğmenlerin avukatı Serdar Öztürk, T24’e yaptığı açıklamada henüz tebligat dahi gelmediğini aktarmıştı. YDK’nın 25 Kasım’da toplanması bekleniyordu ancak ileri bir tarihe ertelendi. Kurulun üç hafta içinde toplanması bekleniyor.
Avukat Tokatlı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın da katıldığı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin ardından “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganı atan Kara Harp Okulu birincisi Ebru Eroğlu'nun da bulunduğu 5 teğmen hakkındaki disipline sevk sürecini T24 için değerlendirdi.
Bakan Güler'den "teğmenler" eleştirilerine yanıt: Ülkenin olabilir, bizim ana maddemiz değil; disiplin süreci işleyecek
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in “Bizim ana maddemiz değil, ülkenin olabilir” sözlerine ilişkin olarak Tokatlı, “Sayın Bakanın çalıştığı, düşündüğü veya ajandasındaki gündem maddelerini, bunların öncelik sırasını bizim bilmemiz elbette mümkün değil. Kendi tasarrufudur, kendi takdiridir” sözleriyle değerlendirdi.
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı dosyaya girmedi
Teğmenlere “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganına ilişkin bir soru sorulmadığını vurgulayan Tokatlı, şunları aktardı:
“Teğmenlerin dosyasına “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” şeklinde bir slogandan kaynaklı herhangi bir isnat girmedi. Müvekkil teğmenlerin savunmalarının ilgili birlik komutanlıklarınca (sınıf okulu komutanlıkları tarafından) alındığı aşamada; genel olarak TSK Disiplin Kanunu madde 20/1-c ve TSK Disiplin Kurulları Yönetmeliğinin 9. maddesinde belirtilen “Hizmete Engel Olma” kapsamında disiplinsizliğe sebebiyet verdiğinden bahisle KKK YDK’na sevk edildikleri belirtilmiştir.
Ve bu disiplinsizliğe sebep olan fiil ise mealen “mevzuattan kaldırılan andın tören alanında okunması için sıralı amirlerden talepte bulunulduğu, olumsuz cevap verilmesine rağmen tören alanında devre birincisi tarafından andın okunması, okunmasına imkan -ortam sağlanması, okunan anda iştirak edilmesi; böylece program dışı izinsiz icra edilen eylem ile askeri hizmetin olumsuz etkilendiği, TSK’ya menfi etkileri ve askeri disiplinin ağır biçimde zedelendiği” şeklindedir. Oysa yaşananlar bundan biraz daha farklıdır.”
Resmi tören sona erdikten sonra subay andının okunmasının ve kılıç çatılmasının disipline sevk için gerekli ortamı oluşturmadığını, ortada “disiplinsizlik” olmadığını söyleyen Tokatlı, tören provalarının yapılış sürecini de anlattı. Tokatlı’nın konuya ilişkin açıklamaları şöyle:
“Teğmenler 30 Ağustos töreninden 20 gün kadar önce okula dönerler, 12 Ağustos tarihinde, mezuniyet sıralaması dolayısıyla devre birincisinin kim olduğu belli olur, devre birincisine törende yapacağı konuşma metni verilir. Devre birincisi teğmen konuşma metninde “subay andının” olmadığını görür ve bu hususun da konuşma metnine dahil edilmesini sıralı amirlerinden talep eder, fakat olumsuz karşılanır, “Tören Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile subay andının resmi tören metninden çıkarıldığı” kendisine bildirilir. Yani yapılan müracaat resmi törende subaylık andının okunmasına dairdir, resmi törenden sonra okunmasına dair hiçbir başvuru yazılı veya sözlü olarak yapılmamıştır.
“Resmi tören yönergeye göre yapılmış”
Tören provaları bu şekilde yapılır, ayın 20’de yine provalardan biri icra edilirken, mezun olacakların tabur komutanı, tüm personele topluca mevzuat değişikliğinden dolayı resmi törende subay andının okunamayacağını tebliğ eder. Sonuç olarak 30 Ağustostaki mezuniyet töreni yönergeye göre icra edilir. 30 Ağustos’ta Mezuniyet Töreninin sonunda, Tören Komutanı tarafından “tören bitmiştir!” tekmili ile, törene katılan protokol (Cumhurbaşkanı ve diğerleri) törenin yapıldığı alandan ayrılırlar. Teğmenlerin aileleri ve sivil misafirlerin bir kısmı oturduğu tribünlerden kalkıp sahaya inerler, töreni bitiren teğmenler de “alana girebilirsiniz” anonsundan sonra tekrar çim sahaya dönerler ve artık geleneksel hale 1995-1996’dan beri yaklaşık 25-30 senedir rutin olarak yapılan kılıç çatma ve subay andının okunması yapılır.
Bizce burada gereken en önemli husus, resmi törenin yönergeye uygun bir şekilde yapıldığı, tören bittikten sonra yani hizmet hali bittikten sonra - teğmenlerin aileleri, misafirleri ile paylaştıkları resmi olmayan/kendilerine özel bir anda kılıç çattıkları ve subaylık andını okuduklarıdır. Sonuç olarak ortada YDK’na sevk edilmeyi gerektirecek hiçbir disiplinsizlik oluşmamıştır.”
Subay andı, Özel Kuvvetler Komutanlığı töreninde de okundu; şimdi neden “suç” sayılıyor?
Subay andının 16 Ağustos’ta Özel Kuvvetler Komutanlığı töreninde de okunmasını ve hiçbir soruşturma açılmamasını değerlendiren Tokatlı, şöyle dedi:
“Nedeni söylememiz niyet okuma olur, çok doğru bir davranış olmaz. Ancak,TSK’de disiplin geneldir, kişiden kişiye veya bir birlikten diğerine göre farklılık göstermez. Dolayısıyla bir davranış-bir eylem birileri için yasak, diğerleri için serbest veya birileri için disiplinsizlik diğerleri için rutin bir davranış olarak değerlendirilemez. Bu bakımdan 30 Ağustos’taki Mezuniyet töreninden iki hafta önce yani 16.08.2024 tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında gerçekleştirilen hem de resmi bir törende subaylık andı okunduktan sonra hem MSB Sayın Yaşar Güler’in hem de Genelkurmay Başkanının alkışlaması, buna rağmen aynı davranışın KHO’da hiçbir protokolün olmadığı hem de resmi törenden sonra okunmasının TSK’de hizmet haline engel olduğu gerekçesiyle ağır disiplinsizlik olarak değerlendirilip ihraç talebiyle KKK YDK’na sevk edilmesi, hakkaniyete, eşitliğe ve yasaya aykırı olacaktır. Bu şekilde bir değerlendirmenin hiçbir yasal, vicdani veya mantıklı bir izahı olamayacağı kanaatindeyiz.”
“Her ne kadar katılmasak da…”
Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “Siz Atatürk’e saygı duruşu yaparken bir grup asker çıkıp, ‘Bir de İstiklal Marşı okuyalım’ dese, olur mu? Olmaz.Askeri düzene göre bu disiplinsizliktir” ifadelerine dair ise avukat Tokatlı şu yorumu yaptı:
“Her ne kadar bu çıkarıma katılmasak da müvekkiller dışındaki şahısların, davranışlarını-beyanlarını yorumlamanın şu aşamada çok anlamlı olmadığı kanaatindeyiz.”
Yargılama tekniğinin nasıl olacağını ise Tokatlı, “KKK YDK’na sevk edilen bizim toplam 5 müvekkilimiz var, medyadan takip ettiğimiz kadarıyla şu aşamada başkaca sevk edilen teğmenler yok diye biliyoruz” diyerek aktardı.
İhraç edilmeleri durumunda idare mahkemesine gidilecek
Tokatlı, teğmenlerin ihraç edilmesi durumunda idari yargıda iptal davası açılacağını söyledi.