Akdeniz'de mülteci ölümleri, özellikle Nisan ayında 800’e yakın mültecinin boğularak ölmesi, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada büyük yankı uyandırmıştı. AB de, bu konudaki sorumluğunu masaya yatırarak, mültecilerin zor şartlarını ortadan kaldırmak için çareler arıyor. Bu kapsamda insan kaçakçılığını önlemek üzere mülteci kotası ve askeri misyonu da içeren bir plan hazırlandı. Almanya’nın Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz, sorunun çok yönlü ve hassas olduğunu belirterek, çarelerinin de bu minvalde oluşturulması gerektiğini savunuyor.
DW: Sayın Bakan, AB Komisyonu, mülteciler konusunda yeni bir strateji planı ortaya koydu. Birliğin bu konudaki girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aydan Özoğuz: Öncelikle şunu görmek lazım; AB'nin kâğıt üzerinde diyebileceğim bir mülteci politikası var. Ve bu politikayı bir türlü hayata geçiremiyoruz. İlk göze çarpan bu. Öyle ki, bazı AB ülkeleri mültecilere yardım etmeye hiçbir şekilde yanaşmıyor. Dolayısıyla mülteci sorunu AB için son derece ciddi bir imtihan. Kuşkusuz bu konu hakkında bir sürü görüşmeler var ve biz bunu Almanya olarak, daha öncelikli bir hale getirmeye çalışıyoruz. Zira Avrupa'da sadece dört beş ülke, mültecilere gerçek anlamda yardım sunuyor.
DW: Peki, bu konuda bir çözüm olabilecek, AB Komisyonu'nun mültecilerin AB ülkelerine adilce dağıtılmasını öngören kota sistemi önerisi var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aydan Özoğuz: AB ülkelerinin standartları, durumları çok farklı. O nedenle tabii ki, Almanya her zaman daha fazla mülteci alacak. Aynı şekilde İsveç'in de çok fazla sığınmacıyı aldığını biliyoruz. Bazı ülkeler ise hiç almıyorlar. İşte bunu değiştirmemiz lazım. Biz diyoruz ki, belli bir kotayı bulmamız gerekiyor. Ve bu kota her ülkenin durumuna dair bir kota olmalı. Yani bir ülkenin ekonomik şartları zorsa, küçükse elbette daha az sayıda kişi alacaktır. Ama buna da standartlar bulmamız lazım. Malum herkes bu konuda istediği gibi davranamaz. Bazı ülkelerden kötü muamelelerle ilgili haberler geliyor. Bunun da, olmaması lazım. Anlaşıldığı gibi konu çok yönlü ve hassas, çareleri de öyle. Yolumuz uzun, ama biz bunu hızlandırma gayretindeyiz. Bu nedenle söz konusu ülkelerle sürekli görüşme halindeyiz diyebilirim.
DW: Sayın Özoğuz, sizin de ifade ettiğiniz gibi mülteci sorunu çok yönlü bir sorun ve ülkelerin dış siyasetini olduğu kadar iç siyasetini de ilgilendiriyor. Almanya da dâhil olmak üzere AB ülkelerinde mültecilere karşı muhalif bir kitle de var. Bu konuda neler söylersiniz?
Aydan Özoğuz: Maalesef birçok ülke kendi ülkesindeki sağ kesimden korktuğu için mültecilere yardım elini uzatmıyor. Ben bunu görüyorum ve hiçbir şekilde tasvip etmiyorum. Her zaman böyle şeylere karşı çıkmak lazım. Ve bir devlet, özellikle de Avrupa'daki bir devlet böylesi hareketlere daha kuvvetli bir duruş sergilemeli. O nedenle de biz bunu her gün gündemimizde konu ediyoruz.'
DW: Tabii, Almanya'dan da zaman zaman mültecilere kötü muamele edildiğine dair haberler geliyor. Bu husustaki değerlendirmeleriniz ne yönde?
Aydan Özoğuz: Baştan şunu görmek gerekiyor, 90'lı yıllarla bugünü karşılaştırırsak, Almanya çok değişti. Binlerce kişi, mültecilere el uzatıyor, yardım ediyor; Almanca kursları veriyor, kahve içiyorlar, bir araya geliyorlar. Yirmi yıl önce buraya gelenlere yaklaşım, bu denli sıcak değildi. Elbette bazı sağcı topluluklar da var. Mesela Pegida olsun, başkaları olsun kuşkusuz bunlar da mevcut, ama bunlara karşı protesto için caddelere dökülen insanlar, bunlara karşı ışıklarını söndüren kiliseler var. Eskiden böyle şeyleri yaşayamıyorduk. Almanya bu konuda çok yol kat etti. Ama bunu tabii ki desteklemek lazım.
DW: Yeniden AB'ye dönecek olursak, AB ayrıca, Akdeniz'de mülteci ölümlerinin önüne geçmek için insan kaçakçılığına karşı askeri misyonu tartışıyor. Almanya'nın tartışmalardaki pozisyonu nedir?
Aydan Özoğuz: Biz biraz endişeliyiz, onu açıkça söyleyebilirim. Askeri misyon konusunda tabii şunları düşünmek lazım: Nereye kadar gidip, hangi gemiye bomba atabiliriz. Mülteciler olduğu zaman zaten bir şey yapamazsınız. Öncesinde onların kurtarılması gerekiyor. Gemiyi istediğiniz gibi batıramazsınız. Ayrıca Avrupa'nın karşı kıyısında bulunan ülkelerdeki gemilere de istediğiniz gibi müdahale edemezsiniz. Yani burada açıkta kalan birçok soru işareti var.
DW: Sizin çözüm öneriniz nedir?
Aydan Özoğuz: Bizim dediğimiz şu; burada meseleye taraf olan tüm ülkeler beraber çalışmaları gerekiyor ki, bir çözüm bulunabilsin. Ayrıca mülteciler için legal yollar açmamız gerekiyor. Çünkü şu an Avrupa'ya gelebilmek için legal yollar da yok. Bir mülteci buraya gelmek istiyorsa, mutlaka insan kaçakçılığı yapan bir gemiye binmesi lazım ve bir anlamda kaçakçılara kendi hayatını teslim etmesi lazım. Kuşkusuz bu duruma bir çare bulmak zorundayız. Bunun için legal yolları açmamız gerekiyor. Yani ailelere burada birleşim programlarını yeniden devam ettirmemiz gerekiyor.