Avrupa'da uzun süredir hareketsiz durumda olan ABD ordusunun Avrupa'daki en büyük hareketliliği kısa süre önce gerçekleşti: Son Amerikan tankı Avrupa'yı terk ettikten dört yıl sonra, 12 Ocak 2017 tarihinde, 3. ABD zırhlı tugayı Polonya'da konuşlandırıldı. Sayısı 3 binden fazla asker, 87 tank ve yüzlerce taşıt Almanya'nın Bremerhaven kentinden Polonya'nın doğu sınırına taşındı. Konvoya kameraman ve fotoğrafçılar da eşlik ederken, Moskova'ya mesaj vermek amacıyla halkın geçiti izlemesi de mümkün kılındı.
Ne idüğü belirsiz bir internet sitesi, Ukrayna'nın ayrılıkçı doğu bölgesindeki tank sayısının artış gösterince aşırıya kaçan bir sevinç gösterisinde bulundu. "Donbass Haber Ajansı"nın ilettiği habere göre, ABD 3 bin 600 tankını Rusya sınırında konuşlandırmaya hazırlanıyordu. Haberde bu hareketliliğin Rusya'yı hedef alan devasa bir askeri mevzilenme olduğu savunuldu.
AB'nin yalan haberle mücadele timi
Atlantic Council'den Ben Nimmo, Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi'nde görevli olan 11 kişilik çalışma grubuna yalan haberlerin tespit edilmesi konusunda destek sağlayan 400 uzmandan biri. Nimmo bir "tank haberi"nin bir internet sayfasından bir diğerine nasıl yayıldığını ve siyaseten nasıl araçsallaştırıldığını gösteriyor. Ben Nimmo, "Donbass Haber Ajansı 3 bin 600 rakamına aslen gerçek bir kaynak vasıtasıyla ulaştı. Hollanda'da yedekte bulundurulan araçlar da dahil olmak üzere bölgede mevcut olan tüm araçların sayısı toplandığı takdirde 3 bin 600 sayısına ulaşılıyor. Buna tabii akla gelebilecek her bir şey dahil, cipler ve römorklar da" diyor. Nimmo ayrıntıya inmeye hiç yeltenmeden konvoyun tamamının tank olduğunun açıklanıverdiğini belirtiyor.
Nimmo bir yalan haberin kasıtlı bir biçimde yayınlanıp yayınlanmadığının da belirlenebileceğinin altını çiziyor. Nimmo durumu "Bu yalan haberler için tipik bir durum. Çekirdekte bir gerçeklik mevcut ve bu gerçekliğin etrafı bir yığın çöple çevreleniyor" şeklinde tasvir ediyor.
İnternetin damarlarında akan bilgi kirliliği
Bahsini ettiğimiz tank haberi akabinde, Kanada'da komplo teorilerini büyük bir zevkle yayan bir internet sitesi tarafından yayınlandı. Sitenin kullandığı başlıksa şuydu: "Siyasi çılgınlık". Hikayenin şişirilmesine bu platformda devam edildi ve bunu takiben haber Rusya sempatizanı internet sitelerine yayıldı, nihayetinde de Rus haber ajansı Ria Novosti tarafından kullanıldı.
Ben Nimmo mevzubahis sürecin en önemli anının tam da bu olduğunu vurguluyor: Rus haber ajansının aslı apaçık yalan olan habere inanırlık ve güvenilirlik kazandırdığı nokta. Nimmo "Tehlike tamı tamına bu: Yalan haberler güvenilirliklerini yayıcılarından alıyor, haberin asıl kaynağından değil" diyor.
Yalan haberlerle nasıl mücadele edilmeli?
Şu sırada dolaşımda sayısız yalan haber bulunuyor. Sadece propaganda amaçlı değil, yalnızca reklam gelirlerinden ötürü bu tür siteleri işleten kimseler de mevcut. Nimmo bir haberin yalan olup olmadığını anlamak için kanıtlar aranması ve haberin öz kaynağının izinin sürülmesi gerektiği görüşünde. Nimmo "Birinin yalan haber yaydığını iddia ettiğinizde çok ciddi bir suçlamada bulunmuş oluyorsunuz. Öncelikle bunun kanıtlanması gerekiyor" diyor. Öte yandan Alman ve Fransız hükümetleri de dahil olmak üzere Avrupa'da birçok hükümet yalan haberlerle mücadele etme amacıyla resmi birimler kurmuş durumda.
Ancak Ben Nimmo, prensipte internet kullanabilen herkesin yalan haber avına çıkmasının mümkün olduğunun altını çiziyor: "Bunu yapabilmek için teknoloji üstadı olmanız gerekmiyor. Biraz zamanınız olması, sosyal medyayı tanımanız ve ortak çalışma gerekiyor, nitekim bunu herkes yapabilir."
Buna ek olarak, zorlu ve karmaşık vakaları çözümleyebilecek uzmanlara elbette ihtiyaç var. Bu uzmanların ana görevlerini sürdürmelerinin yanı sıra konuyla ilgilenen vatandaşları ifşa sanatı eğitimine tabi tutmaları da hayata geçirilebilir. Konuyla ne kadar çok insan haşır neşir olursa, yalan haberlerin ifşa edilme oranı o kadar artar ve bunun paralelinde yalan haberlerin siyasi etkisi o kadar azalır. Nimmo anahtarın duygular olduğunu söylüyor: "Eğer bir haber anlayışınıza hitap etmek yerine hislerinizi uyarıyor, bünyenizde öfke ya da ret gibi duygular uyandırıyorsa, işte o zaman o haberi bir kontrol etmeniz gerekiyor demektir".
Profesyonel yalan haber yayıcılığı
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nın Avrupa ofisinde görev yapan Marc Pierini, tehlikenin "bazı ülkelerin hükümetlerinin AB'nin kuyusunu kazmak olduğunu" söylüyor. Pierini "Rusya bunun en önemli örneği ama bunu Türkiye de yapıyor" diyor. Pierini'ye göre eğer mevcut ABD hükümeti de kendi kuşku uyandıran haberlerini tedavüle sokmaya başlarsa, durumun çok daha kötü bir yönde seyredeceği muhakkak.
Bu modern propaganda formu, bazı hükümetler için siyasi araç haline gelmiş durumda. Pierini "Rusya yalan haberleri tedavüle sokmak amacıyla belli bir miktar para harcayıp bir grup kişiyi istihdam ediyor. AB'nin ve AB üyesi ülkelerin buna ayak uydurması mümkün değil. Bu yüzden medya ve sivil toplum da dahil olmak üzere herkes mücadeleye katkı sağlamalı" diyor.
Ancak Marc Pierini Rus kaynaklı yalan haber akışının düşünüldüğü kadar büyük bir tehdit olmadığı görüşünde. "Beni korkutan yalan haberler Fransa'da Front National'den, Macaristan'da Orban'dan ve Rusya'ya yakın olan ya da orada finanse edilen diğer aktörlerden kaynaklananlar. Bu haberler insanlara AB'den çıkmanın ya da eurosuz yaşamın ne kadar da muhteşem olacağını anlatıyorlar mesela. Gerçek tehlike geleneksel sol ve muhafazakar partilerin değerlerini kaybetmiş olmaları".
© Deutsche Welle Türkçe
Barbara Wesel