Sığınmacı krizinde Avrupa’nın çizgisi, Almanya'da Federal Göç ve Mülteci Dairesi Başkanı’nın görevinden istifası, Alman ordusunda siber savunma timi kurulması yönündeki hazırlıklar ve ABD'de 2016 başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Parti'nin aday adaylarının televizyondaki açık oturumu yorum sütunlarında öne çıkan konular.
Başkent Berlin’de çıkan Der Tagesspiegel yorum sütununda AB’nin sığınmacı ve mülteci politikalarını masaya yatırıyor:
„Avrupa ruhu şaşkına dönmüş durumda ve Angela Merkel'in de bunda payı var. Gelecek Çarşamba AB liderlerini bir araya getirmesi öngörülen acil zirve ile tabloda biraz istikrar sağlanması hedefleniyor. Umarız, devlet ve hükümet başkanlarının buluşmasında sadece mültecilere kapılarını açan ülkelere daha fazla para aktarılması konuşulmaz ve sığınmacılar konusunda ortak bir politika oluşturulması yönünde ciddi çaba sarfedilir.“
Sığınmacı akını ile Avrupa’nın nasıl başedebileceği tartışılırken Almanya’da Federal Göç ve Mülteci Dairesi Başkanı Manfred Schmidt görevinden istifa etti. Uzun zamandır eleştirilere hedef olan kurumun yönetimindeki bu gelişme birçok gazetenin yorum sütununda ele alınmış. Seçtiğimiz yorum Stuttgarter Zeitung adlı gazeteden:
“Schmidt arkasında, önündeki iş dağını sürekli erteleyen bir kurum bırakıyor. Yerine geçecek kişiyi belirlemek ile sorun çözülmeyecek. Kurumun kadrosunun derhal genişletilmesi gerek. Ülkeye gelen sığınmacı akınının üstesinden gelmeyi gerçekten istiyorsak, işe Federal Göç ve Mülteci Dairesi’nden başlamamız lazım. Bu noktada azimli bir kriz yöneticisine ihtiyaç duyuluyor. Aslında bu yönetici de mevcut. En azından kağıt üzerinde. Adı da Thomas de Maizière ve kendisi Federal İçişleri Bakanı.”
Alman ordusunun siber saldırılara karşı daha iyi savunma yapmak için hazırlıklara başladığı açıklandı. Bu amaçla 15 bin kişilik siber savunma timinin kurulması planlanıyor. Neue Osnabrücker Zeitung bu gelişmeye ilişkin şu değerlendirmeyi sunuyor okurlarına:
“Ordunun dijital alandaki faaliyetlerinin birleştirilmesi acilen gerekli. Uzun süredir her muharebe alanının iki düzlemi bulunuyor, biri analog, diğeri dijital. İkisi de birbiriyle yakından bağlantılı. Şimdi uzaktan kumandayla kontrol edilen ama yakında hayat ile ölüm arasında kendi başına karar vermesi muhtemel insansız hava araçlarını hatırlayın. Ayrıca çatışmaya giren askerler de giderek artan oranda, bir nevi harp bulut sisteminin parçası haline gelerek, tüm adımlarının komuta merkezinden takip edilebilmesine imkan sağlıyor. Onaylasak da onaylamasak da şu bir gerçek: savaş idaresi motorizasyona geçilmesinden bu yanaki en büyük gelişim hamlesini yapmak üzere.”
ABD'de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Parti'nin aday adayları ikinci kez televizyon açık oturumunda kozlarını paylaştı. Frankfurter Rundschau gazetesinin yorum sütununda şu satırları okuyoruz:
“Bu tartışma programı sonun başlangıcıydı. Donald Trump’ın şişirilmiş seçim kampanyası, gelecek aylarda havası kaçan eski bir balon gibi sönüp gidecek. Kibirli mültimilyarder, rakiplerine yönelik havalı sözlerle izleyenleri sadece bir süre eğlendirebileceğini, ama bu palyaçoluğu sonsuza kadar sürdüremeyeceğini idrak etmiş gibi görünmüyor. Siyaset yarışına dışarıdan katılan biri olduğu için, Washington yönetiminin tümünü beceriksiz olarak damgaladığı için, hâlâ birçok Cumhuriyetçinin desteği arkasında. Ama sonuçta o da, yabancı düşmanlığı ve maço hakaretlerden fazlasını içeren siyasi bir plan sunmak zorunda. Cumhuriyetçi Parti'nin aday adaylarını ikinci kez bir araya getiren televizyon açık oturumunda Trump bunu başaramadı, hatta ciddi bir şekilde savunmaya çekilmek zorunda kaldı, zira birçok konudaki bilgisinin yetersizliği ortaya çıktı.”