Dünya

AP'nin Türkiye raporu basında büyük şirketleri ve otosansürü eleştirdi

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye için hazırladığı rapor taslağında, medyanın sahiplik yapısı nedeniyle artan otosansür ve HSYK'nın yapısı eleştirildi

05 Aralık 2013 18:50

Avrupa Birliği'nin, temelde yasama işlevi gören organı Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, Parlamento'nun Türkiye için 2013 rapor taslağını hazırladı. Rapor taslağında, Türkiye'de basının, büyük şirketlere ait olmasından ve artan otosansürden rahatsız olduğunu dile getirildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yapılacak muhtemel değişikliğin Venedik Kriterleri’ne (VK) uyumlu olması gerektiğini vurgulandı. Rapor taslağında ayrıca, askerî yargı ve şahsî verilerin muhafazasıyla ilgili kanunların bir an önce Meclis’ten geçirilmesi talep edildi. Siyasette kutuplaşmanın arttığı uyarısında da bulunuldu.

 

HSYK'daki değişiklikler Venedik kriterlerine uymalı 

 

Zaman gazetesinde yer alana habere göre, AP, hazırladığı taslak Türkiye raporunda basının önemli bir kısmının iş dünyasında hayli faal olan şirketlere ait olmasından ve artan otosansürden rahatsız olduğunu vurgulandı. Hükümeti eleştiren gazetecilerin işten çıkarıldığının, bağımsız basının demokratik sistem için ‘hayati’ olduğunun altı çizildi. İfade hürriyeti ile medyada çoğulculuğun Avrupa değerlerinin merkezinde olduğu belirtilen taslakta otosansürün gazeteciler ve medya sahipleri arasında yayılarak derinleştiğine dikkat çekildi. Raporda, HSYK ve Venedik Komisyonu (VK) konularında uyarılar da yer alıyor. HSYK’da yapılacak muhtemel değişikliğin Venedik Kriterleri’ne uyumlu olması gerektiği, yeni anayasa yazımında da VK’dan istifade edilmesinin önemine vurgu yapıldı. VK daha önce, 2010 referandumuyla değiştirilen HSYK’nın çalışmasından memnun olduğunu ve hükümetin HSYK ile ilgili tekliflerinin ‘geriye gidiş’ olacağını açıklamıştı. Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı raporda, anayasa değişikliklerinin bir kısmının hâlâ hayata geçirilmediği hatırlatıldı, bilhassa askerî yargı ve şahsî verilerin muhafazasıyla ilgili kanunların ivedilikle Meclis’ten geçirilmesi talep edildi.

 

İnsan haklarını ihlal eden savaşçıların ülkeye girişi sınırlamalı

 

Suriye konusunda dikkat çekici bir dil kullanılan taslakta Türkiye’nin kapılarını Suriyeli mültecilere açması memnuniyetle karşılanırken, Ankara’nın Suriye’de insan hakları ihlalleri yapan muhalif gruplara yardım ettiği ima ediliyor. Suriye’deki yabancı menşeli savaşçıların mühim bir kısmının Türkiye üzerinden ülkeye geçtiği belirtilen taslakta, “Türkiye’nin sınır devriyelerini artırmasını, sistematik şekilde insan hakları ihlalleri yaptığı tespit edilen savaşçı ve silahların ülkeye girişini sınırlamasını talep eder.” deniliyor.

 

Siyasette kutuplaşma uyarısı

 

Bununla birlikte euractiv.com.tr'de yer alan habere göre, Avrupa Komisyonu'nun Ekim ayında açıkladığı 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nda "Türkiye'nin Avrupa Birliği için stratejik bir ortak olduğunun ve geçtiğimiz 12 ay boyunca reformlarda önemli ilerlemeler kaydedildiğinin" yer almasının memnuniyetle karşılandığı belgede, siyaset ve toplumda diyalogun ve uygulamada temel haklara saygının "acilen desteklenmesi" gerektiği belirtildi.

Rapor taslağında kuvvetler ayrılığının her modern, demokratik devlette üslendiği rolün ve siyasi mutabakat oluşturmada TBMM'nin, Türkiye'nin siyasi sisteminin kalbinde yer almasının önemine dikkat çekilirken; siyasi kutuplaşma ve önemli reformlarda hem hükümet, hem de muhalefetin birlikte çalışmadaki isteksizliğinden duyulan kaygı dile getirildi.

İktidar, muhalefet ve tüm siyasi aktörler devlet kurumlarında çoğulcu bir anlayışın güçlendirilmesi için birlikte çalışmaya davet edildi.

Eylül ayı sonunda açıklanan demokratikleşme paketi memnuniyetle karşılanırken, hükümete özellikle yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesi de dahil olmak üzere seçim sisteminin revizyonu sürecinde muhalefete ve ilgili sivil toplum kuruluşlarına danışma çağrısında bulunuldu. Aynı zamanda nefret suçları yasasının azınlıklar ve LGBT bireyler dahil olmak üzere tüm vatandaşlara koruma sağlaması gerektiğinin altı çizildi.

 

Sivil toplum yapısal bir şekilde dahil edilmeli

 

Rapor taslağında Gezi Parkı protestolarına da yer verildi. Taslakta Gezi Parkı protestolarının Türkiye'de hem canlı bir sivil toplum, hem de temel hakların desteklenmesi için daha fazla reform gereksinimi bulunduğunu kanıtladığı vurgulanırken, protestoların aynı zamanda karar alma sürecinde sivil toplumun 'yapısal bir şekilde' dahil edilmesi gerekliliğinin de altını çizdiği belirtildi.

Adalet Bakanlığı'nın başlattığı idari soruşturma ve Kamu Denetçiliği Kurumu'nun şikayetler üzerine başlattığı soruşturmalar memnuniyetle karşılandı; bununla beraber polis kabahatlerini denetleyecek bağımsız bir kurum oluşturulması gerektiği vurgulandı ve toplanma ve gösteri özgürlüğünü tesis edecek kapsamlı reformlara ihtiyaç bulunduğuna dikkat çekildi.

Medyada Gezi Parkı protestolarının yeterince yer almamasıyla ilgili endişelerin de dile getirildiği taslakta, medya sahipleri ve gazetecilerin uyguladığı otosansürün kaygı verici boyutlara ulaştığı belirtildi.

 

Gümrük Birliği ve enerji faslı

 

Öte yandan rapor taslağında Avrupa Komisyonu'nun, Türkiye'nin Gümrük Birliği'nden kaynaklanan sıkıntıları doğrultusunda başlattığı, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi için bir etki analizi başlatması memnuniyetle karşılandı.

Türkiye'nin enerji rotalarında bulunduğu stratejik konum göz önünde bulundurularak enerji konularını kapsayan 15. faslın müzakerelere açılmasının değerlendirilmesi çağrısında bulunuldu.

Rapor, 2014 başında Genel Kurul'da oylamaya sunulacak.