Spor

Avrupa defterini kapattılar

Demirkol ve Dilmen, Galasatasaray ve Fenerbahçe'nin dün akşamki performanslarını değerlendirdi.

26 Şubat 2010 02:00

T24 - Ali Sami Yen Stadyumu'nda Atletico Madrid'i konuk eden Galatasaray ve Fransız Lille takımını kendi sahasında ağırlayan Fenerbahçe, Avrupa defterini kapattı. Spor yorumcuları Mehmet Demirkol ve Rıdvan Dilmen dün akşam oynanan maçları yorumladı.

Dilmen'in 'Bu Kadar', Demirkol'un 'Hakemlerimizi Sevelim' başlığı ile Milliyet gazetesinde bugün (26 Şubat 2010) yayımlanan yazıları şöyle:


Rıdvan Dilmen'den Fenerbahçe - Lille maçı değerlendirmesi:

Açıkcası bu maçta teknik direktör, oyuncu ve taraftar görevini yaptı. Görevini yaptı da tur mu geldi diyeceksiniz. Ama bence takım tur için doğru bir tertiple ve elinden geldiğince de mücadele ederek oynadı.

Dört tane stoper vardı savunmada. Dolayısıyla uzun süredir yapılmayan bir taktikle başladılar. 0-0 cepte oynadılar. Önce bunu korumaya baktılar. Klas oyuncularla da sonuca gideriz diye düşünüldü. İstediği de oluyordu zaten.

Tabii ki uzun süre oynamayan oyuncular için zor bir doksan dakikaydı. Deniz son bölümlerde artık beni alın diye el kaldırmaya başladı. Aynı şekilde Güiza da arka adalesini tutuyordu. Gökhan da 80’lerde kenara işaret yapıyordu. Karşılaşma ise 1-0’a kilitlenmiş, Fenerbahçe’nin istediği şekilde gidiyordu. Fenerbahçe adeta uyutmuştu rakibini.

Taa ki, duran topa kadar. Maçın en iyi oyunculardan kaleci Volkan cepheden iyi kurtarışlar yapsa da çıkıp da alacağı bir topa çıkmayınca gol geldi. Mecburiyetten de olsa çıkardığı 11 ve yine yaptığı değişiklikler yüzünden Daum’a bir şey söyleyemeyiz. Oyunculara da... Sadece iş bitirecek oyuncularından kaptan Alex çok etkisizdi. Gökhan Gönül de sağ önde oynamaya alışamadı ve çok top kaybediyor. Hep yüzü dönük oynarken, şimdi rakip kaleye sırtını dönünce bocalıyor. Ama göbekteki ikili Selçuk ve Emre müthişti. Gerçekten Selçuk uzun süre oynamamasına rağmen alkışı hak etti. Emre de son haftalardaki çıkışını devam ettirdi. Bir topu direkten geldi, bir gol attı. Bir orta saha oyuncusunun nasıl olması gerektiğini, oyunun iki yönünün nasıl oynanacağını gösterdi.

Lille takımı 1-0 geriye düştükten sonra gümbür gümbür gelemedi. Buna da Fenerbahçe izin vermedi. Rölanti giden maç kilitlenmişken o gol her şeyi alt üst etti. Ama takımın mücadelesini beğendim. Oyunu değil. Zaten Alex de kötü oynayınca takımın iyi oynama şansı yoktu. Çünkü savunma ağırlıklı bir kadro vardı.

Hem Galatasaray, hem de Fenerbahçe çok dramatik bir şekilde Avrupa defterini kapattı. Üstüne üstlük çok da yoruldular.


Mehmet Demirkol'dan Galatasaray - Atletico Madrid maçı değerlendirmesi:

Bu köşeyi takip edenler, naçizane hakem sayısının artması konusunda ne kadar uzun zamandır ve ne kadar çok yazdığımı bilirler. Platini ceza sahası yardımcılarını deneyeceklerini açıkladığında da küçük çaplı bir bayram yapmıştım.

Bu hakemler niye lazımdı? Çünkü bugün doldurdukları geniş bölge kör nokta. 4 hakemden hiçbiri oraya tam hâkim olamaz. Tıpkı 78’de Caner’in pozisyonunda olduğu gibi... Belki de ilk önce bu tip pozisyonlar için. Ancak Platini’nin bu girişimini belki de kalıcı yapacak en önemli hamleyi İtalyan hakem yapamadı. Çok net çok yakın, çok yalın ve çok kasti elle oynamayı ıskalayarak, kendisini, Galatasaray’ı ve Platini’yi zor durumda bıraktı.

Maçın ve hatta daha ötesinin en önemli anı bu... Oyunda kısa süren 3. perdeyi açan da bu oldu.
Galatasaray 2 haftadır şaşkınlıkla izlediğimiz ve alıştığımız, ‘herkes topun arkasına’ ana fikirli oyununu pozisyon vermeden çok iyi uygulayarak oyuna başladı. Bu oyunda Elano ve Arda’nın rolü büyük. Elano topun paniğe kapılmadan sağ sağlim savunmadan çıkmasında elzem. Ve bunu oyundan çıkana kadar harika yaptı. Topu Arda’ya yerden ulaştırabildiğinizde ise top kesinlikle ileride tutuldu. Arda da bu anlamda işini harika yaptı. Bu bölümde kaçan pozisyonlarda ilgi çekici olan kafa vurma beceriksizliği oldu. Arda’nınkine ise şanssızlık...


İki büyük hatanın faturası

Galatasaray bu çok iyi oyunu Elano oyundan çıktıktan sonra aynı mükemmellikte uygulayamadı. Top soğukkanlılıkla ileri taşınamadı Arda’ya şişirilmeye başlandı ve Arda gereksiz koşularla yoruldu. Top sürekli geri döndü ve Atletico pozisyonlar bulmaya başladı. Basit bir alan paylaşım hatasından gelen gol sonrası toparlanabilmeleri, biraz da Madrid’in gönüllü geri çekilişinden...  Ancak ne olursa olsun hem de bir kafa golüyle beraberliği ve hatta turu ele aldılar. Baskıyı da kurdular. Rakip alana yerleşip açık bırakmadan yüklendiler. Turun geldiğine emin olmuştuk ki iki büyük hata her şeyi bitirdi.

Önce ceza sahası yardımcı hakeminin, sonra da bu pozisyona siniri nedeniyle kırmızı kart gören Caner’in hataları işi hiç hak edilmeyen bir şekilde bitirdi.