Dünya

Avrupa basınının gündeminde bugün ne var?

Bugün İngiliz basınının gündemini Olimpiyat oyunlarında kaydedilen başarılar ve Suriye'li mualiflerin internetteki videosu oluştururken Alman basınının gündeminde Euro krizi ve Hindistan'daki elektrik kesintisi öne çıkıyor

02 Ağustos 2012 12:17

İngiltere gazetelerinde bugün de Olimpiyat Oyunları'nda kaydedilen başarılar ilk sayfaları dolduruyor.

Guardian'ın ilk sayfasında dün kazandığı altın madalyayla İngiltere'nin en çok madalya alan Olimpiyat sporcusu ünvanına sahip olan bisikletçi Bradley Wiggins'in bir resmi var ve resmin üzerinde "Oh be!" yazılı...

Haberde, Olimpiyat Oyunları'nın başlamasından bu yana geçen beş gündür altın madalya bekleyen İngiltere'nin bu hayalini ilk olarak kadın kürekçiler Helen Grover ve Heather Stanning'in gerçekleştirdiğine de dikkat çekiliyor.

Ayrıca yüzücülükte kazanılan bir gümüş ve diğer iki de bronz madalyayla, İngiltere'nin Olimpiyat takımının madalya sayısını bir günde ikiye katladığı ve artık güçlü bir ivme yakaladığı dile getiriliyor.

Hemen hemen tüm gazeteler madalya kazanan sporcuların portrelerini içeren geniş haberlere de yer veriyor.


Badminton skandalı

 

Dünya Badminton Federasyonu'nun, Olimpiyat Oyunları'nda çift kadınlarda yarışan sekiz oyuncuyu "karşılaşmayı kazanmak için en iyi performanslarını göstermedikleri" gerekçesiyle oyunlardan diskalifiye etmesi de gazetelerde yer buluyor.

Guardian, federasyonun bu skandal nedeniyle özür dilediğini, böylesi bir olayın yaşanmasından hem atletler hem de Badminton sporu açısından üzüntü duyduklarını söylediklerini aktarıyor.


Parti güzelleşiyor

 

Daily Telegraph Olimpiyatlar'la ilgili bir değerlendirmeyi başyazılarından birine de taşıyor.

Gazete, "Londra 2012'yi hayatta bir kez görülecek bir deneyim yapan şey madalyalar değil, tüm ulusu saran elle tutulur coşku. Olimpiyatlar Londra'yı ve İngiltere'yi kabuğunun dışına çıkarıyor. Yabancılar arasında dostane konuşmalar, gülüşmeler, keyifli tartışmalar yapılıyor. Sanki gerçek hayat askıya alınmış gibi. Oyunlar bitince bu balon belki patlayabilir, ama şu an için parti güzelleştikçe güzelleşiyor." yorumunda bulunuyor.


Judo diplomasisi

 

Times'ın başyazılarından birinde ise Rusya lideri Vladimir Putin'in dokuz yıl sonra Olimpiyatlar'da bir judo karşılaşması üzere Londra'ya gelecek olması işleniyor. "Judo diplomasisi" başlığını taşıyan yazıda, karşılaşmada Putin'in yanına oturması beklenen İngiltere Başbakanı David Cameron'ın bu fırsatı değerlendirerek başta Suriye olmak üzere çetrefilli bir takım konuları Rus liderle görüşeceği ifade ediliyor.


Suriye'de misilleme

 

İngiltere gazeteleri, internette video paylaşım sitesi Youtube'da yayımlanan ve Suriye'deki muhaliflerin Beşar Esad'a sadık olduğu söylenen dört kişiyi öldürdüğünü gösteren görüntülerle ilgili haberlere de yer veriyor.

Guardian, öldürülen kişilerin hükümet yanlısı Şabiha milisleri olduğunun söylendiğini belirtiyor ve Özgür Suriye Ordusu'nun Tevhid tugayı sözcüsü Beşir el Hacı'nın kendilerine telefonda yaptığı açıklamada, bunun Salı günü 15 Özgür Suriye Ordusu mensubunun öldürülmesi üzerine yapılan bir misilleme olduğunu söylediğini aktarıyor.

Haberde El Hacı'nın şu sözlerine de yer veriliyor:

"20'sini öldürebilir, 50'sini tutuklayabilirdik. Onlar için bir mahkeme kurduk. Mahkeme, Berri aşiretinden yedi kişinin bu cinayetlere karıştığını tespit etti ve bu kişilerin infaz edilmelerine karar verdi. Diğerleri ise rejimin devrilmesinin ardından yargı önüne çıkarılmak üzere tutuluyorlar."

Guardian'ın haberinde ayrıca, Özgür Suriye Ordusu'nun hükümet uçaklarını düşürebilecek kapasitede uçaksavarlar temin ettiği yönündeki haberleri yalanladığı da belirtiliyor.

Amerikan NBC televizyonu, Halep'teki Özgür Suriye Ordusu'na Türkiye üzerinden uçaksavar teslim edildiğini öne sürmüştü.

Independent'ın konuyla ilgili haberinin başlığıysa "Bize ne olacak? Esad yanlıları isyancıların saldırılarından korkuyor".

Kim Sengupta imzalı haberde, kardeşi ve kuzeni isyancılar tarafından infaz edilen Abdül Fawaz el Cais isimli bir Haleplinin şu sözlerine yer veriliyor:

"Ahmed ve Casim'in Şabiha milisi olduğunu bağırıyorlardı. Ama bu doğru değil. Onları öldürdüklerine eminim. Peki ailelerine ne olacak? Çocuklarına? Bize ne olacak? Bazıları Alevi olduğumuzu söylüyor. Değiliz. Sünniyiz biz."


Vertigo en iyi film

 

İngiliz Film Enstitüsü'nün 1952'den beri her on yılda bir düzenlediği En İyi Filmler anketinde Hitchcock'un Vertigo'sunun ilk kez birinci sıraya yükselmesi de gazetelerde yer bulan konular arasında.

Guardian, 1958 yapımı filmin Orson Welles'in Vatandaş Kane'ini 50 yıllık tahtından indirdiğini yazmış.

Dünya genelinden 846 film eleştirmeni ve yazarın katılımıyla yapılan ankette, Vatandaş Kane ikinci sıraya gerilerken, üçüncü sırada ise Japon yönetmen Yasujiro Ozu'nun Tokyo Hikayesi yer alıyor. (BBC Türkçe)


Alman basını

 

Euro krizi, Fransa'nın malî politikaları ve Hindistan'da 600 milyon kişiyi etkileyen elektirik kesintisi, bugünkü Alman basınının öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

Süddeutsche Zeitung gazetesi yorum sütunlarında Euro krizine dair bir özeleştiriye yer veriyor.

“Alman kamuoyunun kısa bir süreliğine de olsa kendisini İspanyolların, İtalyanların ya da Yunanların yerine koyması iyi olurdu. Bütün bu ülkelerde reform baskısı inanılmaz boyutlarda, hem finans uzmanlarının hem de zengin Almanya'nın onları haksızlığa uğrattığı duygusu hâkim. Almanya bu süreçte kalpsiz, soğuk bir makine gibi algılanıyor. Aslında Almanya'nın krizde bu sıfatı hak etmediği de söylenemez.”

Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Herkes, ortak para birimi Euro'nun muhafaza edilebilmesi için ne gerekiryorsa yapılacağı sözünü veriyor… Peki, örneğin Bayan Merkel ‘her şey' derken tam olarak neyi kastediyor? Bu her şey, ortak Euro tahvilleri ile borçların tüm ülkeler arasında paylaştırılmasını da kapsıyor mu? Ne var ki Alman hükümeti Euro tahvillerini, ancak bir sonraki siyasi entegrasyon sürecinin son aşaması olarak gördüğünü açıklamıştı. Peki, bu ‘her şey' mesela kurtarma paketine sınırsız para aktarılması anlamına da geliyor mu, ki bu noktada en çok tartışılan husus bunun enflasyon tehlikesini de beraberinde getirmesi… Ancak ‘her şey' spekülasyonlara yasalar aracılığıyla sınır konulmasını da kapsamalı. Öte yandan bazı kurumların ortadan kaldırılması ya da iflas eden bankalara ilişkin çözüm yöntemleri hakkında ise çok az konuşuluyor.”

Almanya'nın önde gelen ekonomi gazetesi Handelsblatt ise Fransa'nın ekonomi ve vergi politkalarını yorum sütunlarına taşıyor:

“Sosyalistler seçim kampanyasında verdiği sözlerin çoğunu yerine getirmeye başladı, zengin Fransızlardan daha fazla vergi alınması da bunlardan biri. Ancak yine de popülariteleri düşüyor. Çalışanlar, zenginlerden daha fazla vergi alınmasının kendi alınyazılarını değiştirmeyeceğini anladı. Başbakan Jean-Marc Ayrault, bakanlarını tatil öncesinde uyardı: Sonbaharda şirketlerin durumu daha büyük dikkatle incelenecek ve ekonominin rekabet gücü genel olarak iyileştirilmeye çalışılacak. Bu ilk kez söylenmiyor, ancak hâlâ hükümetin bu ifadelerle tam olarak neyi kastettiği bilinmiyor.”

Son olarak Frankfurter Rundschau gazetesinin Hindistan'ta yaklaşık 600 milyon kişiyi vuran elektrik kesintisine ilişkin yorumuna yer veriyoruz.

“Hindistan'da 1951 yılından bu yana elektrik üretiminin artırılmasını sağlamak için her yıl yeni hedefler konuldu, ancak bu hedeflerin bir kısmına bile ulaşılamadı. Hindistan, bu sorunun çözümünü kendi mucizevî silahında buldu ve çok sayıda nükleer santral inşa etti. Ancak bu süreçte hâlâ elektiriksiz yaşayan halkın yarısının nasıl elektirik temin edeceği hiçbir şekilde mevzu bahis olmadı. Sadece, büyümenin sınırlarına dayanmış olan ekonominin çarklarını döndürme telaşına düşüldü. Ne var ki insanlık tarihinin en korkunç elektrik kesintilerinden birinin yaşandığı Hindistan'da onlarca nükleer santralin daha devreye sokulacağı düşüncesi endişe veriyor.” (Deutsche Welle Türkçe)