Kandill'e giderek Muyrat Karayılan ile görüşen gazeteci Avni Özgürel, Radikal'de yayınladığı yazı dizisini Dağlıca saldırısına ilişkin gözlemleriyle bitirdi. Kendisine ''Silvan saldırısından haberi olmadığını, karakol baskınları yapmadıklarını'' söyleyen Karayılan'ın iddialarını, bu sözleri izleyen günlerde yaşanan Dağlıca saldırdısı ışığında değerlendiren Özgürel, ''Ben hala Karayılan'ın samimi olduğuna inanıyorum'' görüşünü dile getirdi.
Avni Özgürel'in bugün ( 21 Haziran 2012) Radikal'de yer alan yazı dizisinin bir bölümü şöyle:
...
Öcalan’ın devre dışı kaldığı ortamda PKK zannedildiğinin aksine başkanlık katına bağlı; oradan işaret alarak hareket eden bir örgüt değil, bir tür güçlüler koalisyonu! Yani üç hâkim kişi var var olmasına ama uç beyleri de var.
“Murat Karayılan samimi olmayabilir mi; seninle konuşurken farklı PKK kadroları karşısında farklı konuşuyor olamaz mı?” derseniz... O kadarını bilmem, demek zorundayım. Keza; şayet öyleyse rolünü iyi oynadığını söyleyip hakkını teslim etmem lazım. Ama ben hâlâ söylediklerinin samimi düşünceleri olduğunu düşünüyorum. Silahların tamamen bırakılmasını hedefleyen Oslo görüşmelerine izin veren, o müzakereleri kendince başarılı götüren Karayılan’ın örgüt içinde otoritesinin sınırlı olduğunu da sanmam. Ancak tıpkı “Barışa mal oldu. Kesinlikle öyle bir eylem planlamamıştık, o yönde bir kararımız yoktu” diye ifade ettiği Silvan hadisesi gibi engelleyemediği olaylar olduğunda kurguyu yaşanan hadiseyi içine alacak şekilde yeni baştan yapmayı seçtiğine şüphe yok. O bakımdan nasıl pek çok PKK’lı içten içe bu eylemin barış sürecine sekte vuracağını bilse de yüksek sesle “İyi oldu, TC bizi fazla gerilettiğini, gerillanın çözüldüğünü düşünüyordu, fazla darbe yemiş, karşılık verememiştik” değerlendirmesi çevresinde toplanıyorsa Murat Karayılan da iç bünyede tepki vermeyip olayın etkisi geçene kadar beklemeyi tercih edecektir sanırım. Öcalan’la haberleşme kanalları açık olsa onun değerlendirmeleri istikametinde hüküm vermesi, icabında eylemin sorumlularını sorgulaması mümkünken o konuda şu an için rahat hareket edebileceğini düşünmek akla ziyan.
Havanın kararmaya yüz tuttuğu saatte ben oradan ayrılırken PKK elemanları bu görüşme için kurdukları çadırı sökmeye hazırlanıyorlardı. Karayılan’ın yolu da tıpkı benim gibi uzun sayılabilirdi.
Sohbet süresince yumuşak mizacı, güleç siması, esprili konuşmasıyla tanıdığım, örgüt içinde de uzlaştırıcı karakteriyle öne çıkan Murat Karayılan, arazinin engebesi bir yana, siyaseten de hayli zor yoldaydı. “Savaşmak barış yapmaktan kolay” dediğimde sözümün üzerine öylesine “Hem de nasıl!” diyerek atlayışı vardı ki yaşadığı zorluğun boyutunu derin soluklanmasında görmek mümkündü.