Gündem

Avcı: Gülen'in kitaptan haberi vardı

Yazdığı kitapla gündeme gelen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Gülen cemaatini kitapla ilgili haberdar ettiğini söyledi.

26 Ağustos 2010 03:00

T24 - Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, "Haliç’te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet, Bugün Cemaat" adlı kitabıyla ilgili tartışmalara ilk kez yanıt verirken merkeze atanmak için İçişleri Bakanlığı'na başvuruda bulunduğu açıkladı. Avcı bu açıklamasının ardından merkeze alındı. Kitabında azımsanamayacak kadar delil olduğunu vurgulayan Avcı, 2 ay önce cemaatin ileri gelenlerine kitapla ilgili bilgi verdiğini belirtirken, "Mesajımın Fethullah Gülen'e gittiğini düşünüyorum, gitmemesi düşünülemez" dedi.

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, NTV'de yayımlanan Yazı İşleri programında , Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır'ın sorularını özetle şöyle yanıtladı:


'Merkeze atanmak için İçişleri Bakanlığı'na başvurdum'

"Tahmin ettiğim kadarıyla başlangıçta bu kadar rağbet düşünülmediği için şu an kitap bulunamıyor. Önümüzdeki günlerde kitap her yerde bulunabilecek. Şu andaki görevimden merkeze atanmak için İçişleri Bakanlığı'na başvurdum. Dilekçeyi tamamen kendi isteğimle verdim, kendi tarafsız irademle bu başvuruyu yaptım. Susurluk sürecinde epey sıkıntı çektim ama bugün geldiğim noktada çok da şikayetçi değilim. Yazdığım kitap nedeniyle "Dünyadaki cehennemi yaşatırlar" sözü şu an gerçekleşmedi henüz ama yıllar sonra bile beni izleyebilirler, aleyhimde hava oluşturabilirler. Bunu tahmin edebiliyorum.


'Başvurularıma yanıt verilmedi'

Susurluk'ta devlet sistemi mekanizmaya müdahale etmemişti, o yüzden yöntem değişikliği yapmıştım. Bugünkü durumda ise ben bütün müracaatlarımı yaptım ancak sistem çalışmadı. O yüzden yazılı hale getirdim, çünkü Türkiye'de devlet bu şekilde işler. Devlette en geç 60 gün içinde dilekçelerin işleme konulması gerekir. Benim tüm başvurularım hiçbir şekilde işleme geçmedi, o yüzden de kitap yazdım.


'Cemaatin kendi yaptıklarına karşı değilim'

Ben cemaatin kendi okullarına, kendi yaptıklarına karşı değilim, bunlar topluma hizmettir. Ben onların polis ve adliye içerisine girerek suç soruşturmalarına karşıyım. Her zaman her şeyi açık yaparım, dilekçeme imzamı atarım. Kitabı yazmadan önce cemaatin ileri gelenlerinden bazılarıyla görüştüm. Onlara dedim ki, 'Bakın bugün polis içerisinde cemaatin yaptığı olaylar var, bir takım insanlara iftira atılmaktadır. Bunlar yanlıştır. Ben size karşı tavır alacağım, beni dost olarak biliyorsunuz.'


'Mesajım Gülen'e gitti'

Mesajımın Fethullah Gülen'e gittiğini düşünüyorum, gitmemesi düşünülemez. Cemaatin ileri gelenleri bana bunu ilgili yerlere taşıyacaklarını, konuyla ilgileneceklerini söylediler. Aradan iki ay geçmesine rağmen bana bir cevap gelmedi.


'Yeşil'in öldüğünü düşünüyorum'

Ben Ali Bayramoğlu'nu çok severim, bu ülkenin güzel insanlardan biridir. Demokrasiye inanmıştır. Yazısında anlattığı Hrant Dink olayı doğrudur. Ben 'Yeşil'in yaşamadığını düşünüyorum.


'Kitapta çok delil var'

Kitapta azımsanmayacak kadar delil var. Elimde yeterinden fazla delil var, kitaba eklesem cilt cilt kitap çıkardı. Ayrıca şu an kimsenin Türkiye'de delil toplama yetkisi yoktur. Bunu ancak mahkemeden izin alarak yapabilirsiniz. Kitabımda yeterince delil vardır, en basiti diyorum ki mesela İstanbul Özel Cumhuriyet Savcılığı'nın dinleme kararı aldırdığı iki telefonu ben kullanıyorum.


'Elimdeki bilgi ve belgeleri veririm'

Adalet Bakanı'nın görüşmede iyi niyetli olduğunu düşünüyorum ancak 8 ay önce ben dilekçe verdim, hala yanıt gelmedi. Bu tür dilekçeleri savcıya göndermekle iş bitmez. Sonuçta bu bir kamu görevidir, bu tahkikatın hem idari müfettiş hem de savcının birlikte çalışarak yapılması gerekir. Yasal merciler isterse elimdeki belge ve delilleri vereceğim. Hem idari hem de adli makamlara gerekli desteği veririm.

~


'Bilinmeyen cemaat üyeleri de vardır'

Açıkçası şunu söylemek lazım, her şeyi konuşmak çok kolay değildir. Cemaatin asker ve polisin içerisindeki hareketleri bilinir, bilinen insanlar vardır. Ancak görünmeyenler de vardır, hiç tahmin edilmeyen insanlar hareketin içerisindedir. Burada cemaat kendine rol biçmesi gerekir, cemaatin görevi bu değildir. Siz gizli bir faaliyetle, hele de önyargılarla bazı soruşturmalara karışırsanız, soruşturmadaki haksızlıklara da neden olursunuz. Cemaat asker, polis ve adliyeye girerek bir şeyi düzeltemez.


'Umarım Fethullah Gülen müdahil olur'

Fethullah Gülen Hoca, emniyet, asker ve adliye içerisindeki örgütlenmeden haberdar. Ancak oradaki insanların örgütsel faaliyetlerini bilmiyordur. Teferruattan haberi yoktur söylediğim gibi, umarım bundan sonra müdahil olur.


'Bildiklerim kitaptakilerden çok fazla'

Bu kitap olanın oldukça basitleştirerek veya sadeleştirerek yazılmasıdır, bildiklerim bunlardan çok daha fazla. Buradaki olayların hiçbiri komplo teorisi değil, benim gördüğüm ve bildiğim şeyler. İnsan görmediği şeyler hakkında fikir yürütebilir.


'Cemaatin devlet sistemini bozmaya hakkı yok'

Cemaatin içerisindeki birçok insanı tanırım, dostluklarım vardır. Cemaatin devletin sistemini bozmaya hakkı yoktur. Yoksa yurtdışındaki okulların çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ancak buradaki olay farklı bir olaydır, devletin geleceğiyle ilgilidir. Muhalif düşünen herkesin hayatının sıkıntıda olacağını düşünüyorum.


'Kitabı 2009 Mayıs'ta yazmaya başladım'

Kitabı geçtiğimiz yıl Mayıs ayında yazmaya başladım, kitap 2010 Mart'ta bitti, yayınevine teslim ettim. Niyetim 10 Nisan Polis Bayramı'na yetişmesini istiyordum ancak redaksiyon işlemleri çok uzun sürdü. Zamanlamayla ilgili bir düşüncem yoktu, referandumla ilgili hiçbir gelişme yoktu kitabı yazmaya başladığımda.


'Kitap kimseyi hedef almıyor'

Bu kitap hiç kimseyi hedef almıyor, devlete bir bütün halinde bakarak yanlışları ortaya koyuyor. Terörle veya yolsuzluklarla mücadele yöntemlerinin yanlış olduğunu anlatıyorum kitapta. Kitabın son bölümünde de cemaatin devlet içindeki örgütlenmesinin yanlış olduğunu aktarıyorum, oysa ki benim daha çok önemsediğim terörle mücadele konusudur. Ancak insanlar cemaatle ilgili bölümü daha çok dikkate alıyor.


'Devleti çok kutsuyordum, yanlışmış'

Başta devleti çok kutsuyordum, zaman içerisinde bu kuralların topluma zarar verdiğini gördüm. Düşman diye gördüğüm birçok şeyin bu ülkeye faydalı olduğunu farkettim. Devlete aşırı bağımlılığı, devleti aşırı yüceltmeyi, insanı ıskalamayı eleştiriyorum kitabımda.

Yaşananları savaş filmi gibi izlemedim, ben savaştım.


'Susurluk ve 28 Şubat'ta herkesi karşıma aldım'

Geçmişte Susurluk'ta ifade verdiğim zamanı düşünün, hem teşkilatı hem de devletin tüm kurumlarını karşıma aldım. Böyle bir insanın geleceği olabilir mi? İfade verdikten sonra geleceğimin bittiğini düşünmüştüm. 28 Şubat döneminde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda ifade verdim ve meslek hayatımın biteceğini düşünmüştüm. Bugün de bu ifadeyi vererek başıma neler geleceğini tahmin ediyorum.

~


'Kimseden görev talebim olmadı'

Şunu söylemek istiyorum, 34 yıllık meslek hayatım boyunca hiç kimseden bir görev talep etmedim. Bu inanılmaz bir şeydir. Ben çok görevi reddettim. Geçtiğimiz yıl atamalardan önce İçişleri Bakanı Beşir Atalay, benimle birlikte 3-4 emniyet müdürüyle görüştü. Ben Bakan'a şunu söyledim, hiçbir il talep etmiyorum, Edirne'de kalayım. Ankara'da oğlum var, oraya unvansız bir görevle gidebilirim dedim sonra. Eskişehir'i de istememiştim.


'Müsteşarlık teklifini kabul etmedim'


Gümrük Müsteşar Yardımcılığı teklif edildi, bakan Hayati Yazıcı tarafından. Ancak, ben bu görevi kabul etmedim, çünkü gümrüğü bilmiyorum, bunu bakana da ifade ettim. Bugüne kadar hiç kimse şunu diyemez, 'Hanefi Avcı bir görev talep etti'


'Cemaat çok samimi dostlarım var'

Yaşadığım bazı olaylar, telefonlarımın dinlenmesi cemaat yapılanmasının zararlarını daha hızlı görmemi sağladı. Emin Aslan'ın davasında savcı 2 saatte 7 dosyalık evrak ve telefon dinlemelerini okumuş ve karar vermiş görünüyor. Bu imkansızdır. Hiçbir tasvir kabul etmeyecektir. Emin Aslan, Sabri Uzun bunlar benim üstüm insanlar. Benim cemaat içerisinde çok daha samimi dostlarım var, en çok onlara üzülüyorum, bunlar çok düzgün insanlardır. Ancak bir noktadan verilen emirle bu insanlar başkalarına suç attılar. Vicdanlı olmak apayrı bir olaydır, siz hiç kimsenin onurunu şerefini karalayamazsınız. Ben Mustafa Gürcü'yü çok sevmem, oturup kalkmışlığım da yoktur. Gürcü, asla hiçbir şekilde suça karışmaz.


'Numarayı ben bile bilmiyordum, baktım dinleniyorum'

Avcıyken av oldum, bir benzetme. Sonuna kadar hakkımı korurum. Dinlendiğimi iddia ettim olay, iki öğrenci adına alınmış numaralar. Ben bile numaraları bilmiyorum. Bu numaralar biliniyor ise karşımdaki gücün ne ile uğraştığını tahmin ederim. Emin Aslan'ın başına gelenlerden sonra benim cemaati hedef alacağımı anladılar. Benim gideceğim yerler belli, Hanefi Avcı bir yere gittiğinde telefonlarım dinleniyor, ancak diğer iki numaram da IMEI nolarından dinleniyor.


' O kadar pervasızlar ki...'

O kadar pervasızlar ki, benimle uğraşacaklarını daha önce bazı medya organlarına açıkladılar. Telefonlarım dinlenerek şantaj malzemesi toplamaya çalıştılar, adımı karalamak için.


'Dinlemeyi kimin yaptığı bulunabilir'

Bazı küçük aletlerle kişilerin dinleme yapması mümkün ama GSM sistemini, devletin imkanları olmadan dinleme yapılamaz. Özel kişiler dinleme yapsa bile devlet bunu hemen bulabilir, A ve B kişileri arasındaki konuşma internete sızdırılmışsa dinlemeyi kimin yaptığı bulunabilir.


'IMEI dinlemesini ortaya çıkardım'

Benim ortaya çıkardığım şu oldu, IMEI numarası üzerinden dinleme yapıyorlardı ve bunu deşifre ettim. Birçok insan sadece IMEI numarasıyla dinleme yapıldı, çünkü bu konuda yasal bir boşluk var ancak bu boşluk sadece çok özel soruşturmalar için. Herkes dinlenmiyordur ama hedef seçilen kişiler dinleniyordur. Devlet güvenlik birimlerini yeterince denetlemiyor. Keyfi bir dinlemenin söz konusu olduğu gerçektir Türkiye'de, onların açıklarını bulmak veya iftira atmak için.


'Önce dinleme, sonra ihbar mektubu'

Bazı soruşturmalarda şunu görüyoruz, önce o insanlar dinlenmiş, daha sonra ihbar mektubuna dönüştürülmüş ve ardından dava açılmış. Öyle ihbar mektupları var ki, 20 kişilik bir ekip o bilgileri bir yılda bir araya getiremez. Şu açık, bazı insanlar izlenmiş veya dinlenmiş, ardından önleri kesilmek için düğmeye basılmış. Benim için de aynı şey geçerli, açığımı bulmak için telefonlarımı dinlediler.


'Cemaat herkesi dinleyebilir'

Ben her şeyi çok açık yaşayan bir insanım, dinlemeden korkum yok, tedbirimi alırım. Ama gidişat o ki, cemaat örgütü ileride tüm muhalifleri dinleyebilir. İşadamlarını, herkesi dinleyebilir.

Beni dinleyenler arasında çok yakınım olan birisi var, benim yakınlarımı da tanıyan biri. Cemaat içine girdiğinizde özgür karar veremezsiniz, normalde yapmayacağınız şeyleri istemeseniz de yaparsınız.


'Simon ölümü göze almış gibi'


Simon aslında inançları ve idealleri uğruna ölümü göze almış biri. Fakat aynı insan 1975 yılından beri tanıdığı arkadaşına destek veremiyor, tavır koyamıyor. Suçsuz olduğunu bildiği halde... İnsanların özgür olmadığı müddetçe doğru ve yanlışı çoğu zaman karıştırırlar.


'Hükümetin bilgileri de depolanıyor'

Bu olay sadece savcılara havale edecek kadar basit değildir, burada herkesin görev alması gerekiyor. Hükümet, şu an işbaşında ve bu sistemin sorumlusu. Bu sistem şu anda hükümetle ilgili bilgileri de depoluyor. Bundan hiçbir tereddüdüm yok. Araştırılırsa kitaptaki bilgilerin daha fazlası ortaya çıkar.


'Çok fazla tanık bulunabilir'

Kitaptakileri çok daha insanı kırmaya çalışarak yazdım. Samimi bir tahkikat yapılacaksa çok fazla belge gelir, çok fazla tanık da bulunur. Bazı insanlar kitapta yazdıklarımdan daha fazlasını biliyor.


'Doğu Perinçek'le aynı noktaya gelmedim'

Şu an Doğu Perinçek'le aynı noktaya gelmedik. Ben Türkiye'deki demokrasi dışındaki bütün yöntemlerin karşısındayım. Ergenekon gibi yapılanmalarla mücadele ederken hukukun doğru işlemesi gerekiyor.


'Kimse askeri benim kadar karşısına almadı'

Benim kadar askeri şimdiye kadar kimse açıkça karşısına almamıştır. Ancak bugün soruşturmalar hatalı yürütülüyor. Bugün yargılanan insanlar bizim tahminimizden çok daha fazla suç işlemiş de olabilir ancak soruşturmalar belgelerle yürür.