Gündem

Avcı: Dinleme kasetleri cemaat arşivinden başka bir yerde çıkamaz

Hanefi Avcı, bürosunda bulunan ses kayıtlarıyla ilgili olarak kendisinden şikayetçi olan Fatih Altaylı'ya bir mektup gönderdi.

14 Ekim 2010 03:00

T24- Devrimci Karargah Soruşturması çerçevesinde tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Eskişehir'deki makam odasında bulunduğu öne sürülen gizli dinleme kayıtlarının "cemaat arşivinden başka bir yerden çıkamayacağını" öne sürdü.


Hanefi Avcı Fettullah Gülen cemaatini suçladığı bu açıklamayı telefonları dinlenen isimler arasında yer alan ve savcılıkta şikayetçi olan Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mektupta yaptı. Avcı, dinlenen isimler arasında yer alan, ancak savcılıkta şikayetçi olmayan CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand'a da mektup göndererek gizli dinleme kayıtları ile hiçbir ilgisi olmadığını söylemişti.


Fatih Altaylı'nın yayımladığı Avcı'nın mektubu şöyle:


Avcı’dan mektup

Kamuoyunda yanlış bir algılama var galiba.


Gelen mesajlardan anlıyorum.


Ben, Hanefi Avcı'dan şikâyetçi olmadım. Telefonlarımı dinleyen kişiden şikâyetçi oldum. Kim olduğunu bilmediğim kişiden.


Hanefi Avcı dinlediyse ondan. Bu kişi veya kişilerin bulunup cezalandırılmasını istedim. Bu arada Hanefi Avcı bana da bir mektup yollamış.


Dün gelen mektup şöyle:

"Selamlar Fatih Bey, Makamımda size ait telefon konuşmaları bulundu diyerek ifade için çağrıldığınızı haberlerde öğrendim. Ben 31.08.2010 tarihinde Eskişehir Emniyet Müdürlüğü görevinden ayrıldım. Tüm özel eşyalarımı memurlarım topladı ve liste hazırlandı. O makamda bana ait hiçbir eşya yoktur. 15.09.2010 tarihinden beri Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Emniyet Müdürü olarak göreve başladım. Eski makamımda sıradan eşyalarımı alırken bu bantları bırakmam mümkün olmadığı gibi ben hakkımda her zaman ihbar vs yapılır diye şüpheli hiçbir şey bulundurmam. Hakkımda beni tanımadığınız için farklı düşünüyor olabilirsiniz Ben de savcılığa dilekçe vererek o bantların hakkımda olumsuz imaj yaratmak için düzmece yapıldığı gerekçesiyle yapanlardan şikâyetçi oldum. Bunu size çok uzun anlatsam benimle bantların alakası olmadığına, bu bantların aslında cemaat arşivinden başka bir yerde olmayacağına sizi ikna edeceğim kanaatindeyim. Eskişehir'e gelirken de tüm eşyalarımı liste ile getirdim. Özel kalem memurları yerleştirdi. Şimdi toplarken de makamı ben, diğer dolapları memurlar topladı. Makamda yarısı camlı 3 tane dolap vardır. Uzun yıllar orada çalışan memurlar içerideki her şeyi bilirler. Benim eşyalarımı onlar topladı, liste yaptı, verdik. Liste elde, memurlar da şahittir..."


Mektubun özü bu.


Hanefi Avcı'nın yanıtı hakkına saygı duyduğum için yayınladım.


Yalansa da, doğruysa da.



Hanefi Avcı'nın Mehmet Ali Birand'a yazdığı mektup:

Hanefi Avcı, bürosunda gazetecilere ait ses kayıtlarının bulunduğu iddiasıyla ilgili olarak, Mehmet Ali Birand'a iletilmesi ricasıyla Cüneyt Özdemir'e bir faks çekti.


Cüneyt Özdemir, dipnot.tv isimli kişisel sitesinde faksların öyküsünü şöyle anlattı:


"Hanefi Avcı'dan az önce 'görülmüştür' damgalı bir faks aldım. Aslında faks bana değil Mehmet Ali Birand'a ancak Birand'ın faksı olmadığı için ve elinde geçtiğimiz hafta gönderdiğimiz faks numarasından başka faks da olmadığı için Hanefi Avcı bize göndermiş.


2 sayfalık açıklamada Hanefi Avcı, Mehmet Ali Birand'a bir mektup yazdığını ve Birand'ın dinlendiği iddiaları ile ilgisi olmadığını belirtiyor. Açıklamasını yorumsuz olarak sizlerle paylaşıyoruz... "


Avcı faksta ne dedi?


Sayın Cüneyt Özdemir,


Yanımda sadece sizin fax numaranız (son faksınızdan dolayı) olduğu için size yazıyorum. Lütfen bunu Sayın Birand’a iletin. Kamuoyu da duysun.


İnandığım bütün kutsal değerler üzerine yemin ederim ki bende ne Birand’ın ne de başka bir kişinin özel hayatı, telefon konuşması ile igili kayıt, bant vs yoktur olamaz da, asla yoktur.


Birand’a mektup yazdım, basına ayrıca avukatlar kanalıyla da açıklama göndereceğim. Ama yanlış şeye inanılmasın diye fax çekiyorum.


Evimi beni savcılığa çağırdıklarından 5 gün sonra aradılar. Verilen kararın hukuka aykırılığı bir yana evi aramaya Ankara’dan özel görevlilerin gönderildiğini duydum. Eskişehir görevlileri haricindeki kişileri kim niye göndermiştir.


28 gün önce ayrıldığım makamım aranıp eşyalar delil diye toplanıyor….


28 Şubat döneminde dinleme vs iddiaları çok söylendiğinden 1998’te tutuklandığımdan evimdeki her şeyi, her eşyayı kontrol ettim. Zaten evime hiç resmi iş de getirmem.


Benim evimde, iş yerimde asla ve asla bant, dinleme kaydı olamaz. Tüm eşyalarımı, şu an bulunan silahlar, pasaport , kimlik vs odamı toplayan tüm memurlarım gördü. Eşyalarımı onlar toparladı. Ben de Birand’ın kaseti vs yoktur, olamaz, olmaz.


Birand en dar zamanda beni programına çıkararak destek vermiştir, neden bandı olsun?


Ben fiili işlerde 1995 yılında ayrıldım. Bant bende olamaz.


35 yıllık emniyetçiyi Sol Örgüte yardım etti, yapanlar daha da yapar diye düşünüyordum ama bu kadarını yapmazlar diyordum.


Bunu da yaptılar, aslında tüm bunlar yıllarca bu dinlemeleri kimin yaptığını göstermektedir. İnanmayanlara delildir.


Asla ve asla bu bantın benimle alakası yoktur. Kimsenin bandı bende yoktur.


Lütfen bunu duyurun..


Saygılarımla