10 üniversitenin bölünmesini öngören kanun tasarısıya ilişkin olarak, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, bu durumun perde arkasında “Rant, Cumhuriyet değerleri ile hesaplaşma, kadrolaşma ve rektörlük pazarlıkları” olduğunu öne sürdü.
Birgün'den Burcu Cansu'nun haberine göre, Gazi Üniversitesi’nin ikiye bölünerek bazı fakülte ve yükseköğrenim birimlerinin yeni kurulacak Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ne bağlanmasını BirGün’e değerlendiren Bulut, “Tıp, eczacılık, diş hekimliği, sağlık bilimleri, mühendislik ve mimarlık fakülteleri tasarı dışına çıkarıldı. Fakat iletişim, iktisadi idari bilimler, hukuk, güzel sanatlar fakülteleri de tasarıdan çıkarılmalıdır” diye konuştu.
Bulut, üniversitenin bölünerek birçok bölümünün Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ne bağlanmasının arka planı ile ilgili şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlanma yolunda ışığını gençlerden alması bilinci ile eğitime yönelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı üzerine 1962 yılında Gazi Üniversitesi’nin temel atıldı.
Atatürk’ün kurduğu üniversiteyi küçülterek Cumhuriyet değerleri ile hesaplaşılmak isteniyor.
Hukuk fakültesi Ankara Şehirlerarası Terminali’nin tam arkasında, iktisadi idari bilimler fakültesi kentin en merkezi yerlerinden Beşevler Kavşağı’nın tam köşesinde yer alıyor. Bu alanlar peşkeş çekildiğinde ciddi bir rant getirisi olacaktır.
Üst düzey bir Milli Eğitim Bakanlığı bürokratı ile hukuk fakültesinden bir profesörün yeni kurulacak olan üniversiteye rektör olma hayali olduğunu biliyoruz.
Yeni üniversiteye gerekli olan çok sayıda yeni kadro dolayısıyla yeni üniversite kadrolaşmanın aracı olacak.”
“Bilimsel çalışmalar sekteye uğrar”
Bulut, tasarının TBMM’de kabul edilerek yasalaşması durumunda “Küçülen Gazi Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi kapsamından çıkması, pek çok fakültede ve birimdeki akreditasyon, İSO bilgilendirme süreçlerinin etkilenmesi, uluslararası projeler ve geliştirilen pek çok stratejik değerdeki projelerin olumsuz etkilenmesi, uluslararası laboratuvar hibesi anlaşmalarının duraksaması hatta iptali, binlerce araştırma, patent, telif hakkı ve bilimsel yayın çalışmasının sekteye uğraması” gibi sonuçlarla karşılaşılacağı uyarısında bulundu.