Aslı Erdoğan “örgüt üyesi olmak” ve "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçlaması ile tutuklanmıştı. Avukat Özcan Kılıç, Aslı Erdoğan ile birlikte tutuklanan dilbilimci Necmiye Alpay'ın da aynı suçlamayla cezaevine konulduğunu hatırlattı. Ancak geçen süre zarfında savcılığın "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçlamasını kaldırdığını belirterek, "Yani haklarındaki iddianame onlar içerideyken revize edildi, diyebiliriz. Şimdi ilk kez üç hakim bir savcıdan oluşan mahkeme heyetinin karşısına çıkıp kendilerini savunacaklar" diye konuştu. Türkiye'de yürürlükteki yasalara göre, savcılığın Erdoğan ve Alpay için 7,5 yıl ile 15 yıl arasında hapis cezası talep etmesi mümkün.
"Sağlık sorunları sürüyor"
Kronik rahatsızlıkları bulunan Aslı Erdoğan'ın cezaevindeki sağlık durumu da ilk günlerden beri merak konusu. Aralık ayı başında Bakırköy Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci ve yazarları ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, daha sonra yaptığı açıklamada, Aslı Erdoğan’ın felç kalma riskinin bulunduğunu dile getirmişti. Cezaevinde yaptığı görüşmelerde tespit ettiği sorunları Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi ile Meclis gündemine de taşıyan Çakırözer, Aslı Erdoğan’ın cezaevinde bulunduğu dönemde dört kez hastaneye götürüldüğünü, ancak her seferinde doktoru göremeden geri döndüğünü belirtmişti.
29 Aralık'taki duruşma öncesi Erdoğan'ı ziyaret eden annesi Mine Aydostlu, kızının sağlık sorunlarının devam ettiğini ve özellikle cezaevinin soğuk olduğunu dile getirdiğini söyledi. Erdoğan'ın kan dolaşımı bozukluğu, pankreas enzimlerinde yetersizlik, iç boyun fıtığı ve koah hastalığı gibi rahatsızlıkları bulunuyor. Erdoğan'a hastalıkları dolayısıyla özel bir beslenme uygulanması gerektiğini ancak cezaevi koşullarında bunun mümkün olmadığını dile getiren Mine Aydostlu, "Tüm sıkıntılara rağmen şu an sağlık sorunlarından ziyade savunmasına yoğunlaşmış durumda. Bu hukuksuz bir dava, tamamen siyasi. İçeride elinden geldiği kadar dayanmaya çalışıyor. Biz de bu hukuksuz davaya karşı dayanmak zorundayız, başka çaremiz yok" diye konuştu.
"Yöneticiler çatlak ses istemiyor"
Yazar Aslı Erdoğan'ın özgürlüğüne kavuşması için gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında düzenlenen destek kampanyaları da devam ediyor. Bunlardan biri de Türkiye'de internet üzerinden başlatılan "Barış İçin Yazı Nöbeti". Yazıları ile Erdoğan'a destek veren isimlerden biri de yazar Murat Uyurkulak.
Uyurkulak, "7 Haziran seçimlerinden önce, bir yazarın bir gazetenin yayın danışmanı olduğu için hapse atılması söz konusu bile değildi. Aslı Erdoğan'ın başına gelenler, Türkiye'de adım adım inşa edilen faşist bir rejimin göstergesi" dedi. Bugün Türkiye'de herkesin en ufak bir gerekçeyle tutuklanabildiğini belirten Uyurkulak, şunları söyledi: "Gerek Suriye'deki savaş, gerekse Batı'daki mülteci korkusu bu rejimin önünü iyice açıyor. Ülkeyi yönetenler en ufak çatlak ses istemiyor. Ama ülkemizde demokrasi, özgürlük ve barış isteyenlerin de eli armut toplamıyor. Biz de dışarıdakiler olarak bu dönemde daha örgütlü ve daha yüksek sesle itirazımızı dile getirmeliyiz."
Aslı Erdoğan kimdir?
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nden mezun olduktan sonra yüksek lisansını CERN'de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) hazırlayan 1967 doğumlu Aslı Erdoğan, daha sonra Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde başladığı fizik doktorasını yarıda bırakarak tamamen edebiyata yöneldi.
İlk kitabı 1994'te yayımlanan Erdoğan, 1997’de Deutsche Welle’nin düzenlediği yarışmada "Tahta Kuşlar" adlı öyküsüyle birinci oldu. Dokuz dile çevrilen "Tahta Kuşlar"ın ardından yazdığı "Kırmızı Pelerinli Kent"romanı ile Norveç'teki Gyldendal Yayınları’nın özel serisine seçilen Erdoğan, 2012'de de "Zürih Şehir Yazarı" seçildi.
Bugüne kadar Le Monde, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Neue Zürcher Zeitung, die Welt, der Freitag, die Berliner Literatur Kritik gibi gazete ve dergilerde yapıtları üzerine yüzden fazla makale ve çalışma yayımlanan Aslı Erdoğan'ın eserleri birer 'çağdaş klasik' olarak değerlendiriliyor.