Dünya

Aşırı sağcı AfD, Deniz Yücel'i Meclis gündemine taşıyor: Alman ve Almanya düşmanı!

Yücel, Türkiye'de 1 yıl iddianamesiz tutuklu kalmıştı

22 Şubat 2018 19:24

Almanya'da İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Federal Meclis'e girebilen ilk aşırı sağcı parti olan İslam ve göç karşıtı Almanya İçin Alternatif Partisi, (AfD) Türkiye'de 1 yıl iddianame olmadan tutuklu kalan gazeteci Deniz Yücel'i meclis gündemine taşımaya hazırlanıyor. AfD, Yücel'i  "Alman ve Almanya düşmanı" olarak niteliyerek hükümetin makalelerine mesafe almasını istiyor.

Yücel geçen yıl 14 Şubat’ta İstanbul’da kendi isteğiyle ifade vermek üzere gittiği emniyette gözaltına alınmış, 27 Şubat’ta da “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve terör propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklanmıştı. 

Almanya'da sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi meclis grubu, geçen hafta serbest bırakılan Türk-Alman gazeteci Deniz Yücel'i meclis gündemine taşıyor. Gazeteci Deniz Yücel'in makalelerinin kamuoyu önünde "tasvip edilmediğinin" açıklanmasını isteyen AfD, konunun bugün mecliste görüşülmesi için önerge sundu.

Deniz Yücel'in, eski Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi ve eski SPD'li politikacı Thilo Sarrazin'in Almanya'da büyük tartışma yaratan "Almanya kendini yok ediyor: Ülkemizi nasıl tehlikeye sokuyoruz" adlı kitabına cevaben 2011 yılında yazdığı "Süper, Almanya kendini yok ediyor!" makalesine atıfta bulunan AfD, Alman hükümetine Yücel'in makalelerine mesafe alması çağrısında bulunuyor.

Yücel eski gazetesi tageszeitung'da (taz) kaleme aldığı siyasi hiciv türündeki makalede, "Avrupa'nın ortasında yakında milletsiz bir alan oluşacak ama bu üzücü değil. Çünkü Almanlarla yalnızca kimsenin özlemeyeceği şeyler yitip gidecek" ifadelerini kullanmıştı. Yücel, aynı yazıda Almanya'da doğum oranlarının düşmesiyle ilgili olarak "Almanların yakında gerçekleşecek çöküşü, millet ölümlerinin en güzeli" değerlendirmesinde bulunmuştu. Yücel başka bir yazısında da Sarrazin'in "beyin kanaması geçirmesini" dilediğini söylemişti.

"Kanıtlanmış Alman düşmanı"

Deniz Yücel'in ilgili ifadelerini bugüne dek defalarca eleştiren AfD, ilgili önergesinde, Yücel'i "tescilli Almanya ve Alman düşmanı" olarak niteleyerek "halkı kin ve düşmanlığa sevk eden beyanlarda bulunmak" ile suçluyor. Önergede, bunun Alman hükümetinin Yücel için uyguladığı "özel muamele" ile "uyumsuzluk" içerisinde bulunduğu belirtiliyor.

Yücel'in söz konusu yazısı ve Sarrazin'le ilgili demeci, taz'in mahkemeden ihtar alması ve Alman Basın Konseyi'nin  gazeteye resmi bir şikayet iletmesine neden olmuştu. Yücel'den ise şu ana kadar konuyla ilgili bir açıklama gelmedi.

Yücel'in 2007-2015 yılları arasında çalıştığı ve ilgili makaleyi kaleme aldığı taz'in genel yayın yönetmeni Georg Löwisch, taz'in "düşünce özgürlüğü için mücadele ettiğini ve düşünce özgürlüğünü uyguladığını" söyledi. AfD'nin "provokasyon rutinini" koruması gerektiğini söyleyen Löwisch, partinin "bir demokraside, gazetecilerin yazdığı metinlerin bir parti, parlamento ya da genel olarak siyasetin tasvibine ihtiyacı olmadığını öğrenmesi gerektiğini" ifade etti.

Alman Gazeteciler Birliği (DJV) ise, AfD'yi Deniz Yücel'i "medya kışkırtıcılığı" için suistimal etmekle suçladı. DJV Başkanı Frank Überall, "AfD'nin meclisi sorunlu basın ve ifade özgürlüğü için kullanmak istiyor olmasının apaçık absürd" olduğunu söyledi.

"AfD sınırı aştı"

Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller partisi de, AfD'nin ilgili önergesini sert bir dille eleştirdi.

SPD'nin parlamento ile meclis grubu arasındaki ilişkilerin koordinasyonundan sorumlu üyesi Carsten Schneider, çarşamba günü Berlin'de yaptığı açıklamada AfD'nin önergesinin "Almanya'da temel haklara yapılmış bir saldırı" olduğunu söyledi. AfD'nin "sınırı aştığını" söyleyen Schneider, partinin "basın özgürlüğüne saldırı düzenlediğini" belirtti.

Yeşiller partisinden Britta Haßelmann da, yalnızca AfD'nin böyle bir önergeyi meclise getirmiş olmasının partinin "demokrasi ve hukuk devleti anlayışı hakkında yeterince fikir verdiğini" söyledi. Haßelmann, "Alman meclisi gazetecilerin yazılarını sansürlemez. Bizim ülkemizde basın ve düşünce özgürlüğü vardır" şeklinde konuştu.

Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping de, AfD'nin Alman meclisini "kahverengi kışkırtıcılığı" için suistimal etmek istediğini söyledi. Almanya'da kahverengi, Nazilerin giydiği gömlek renginden ötürü sembolik olarak aşırı sağcılar ve Neo-Nazilerle özdeşleştiriliyor.

"Ne gazeteci ne Alman"

Deniz Yücel, Türkiye'de yaklaşık bir yıl süreyle tutuklu kalmasının ardından 16 Şubat'ta serbest bırakılmıştı. AfD Eş Genel Başkanı Alice Weidel, 17 Şubat'ta Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Yalan haber: Deniz Yücel ne Alman'dır ne de gazetecidir" demişti. Weidel'ın sözleri Almanya genelinde tepki çekmişti.

Yücel tartışması, bugün Almanya'da meclis gündeminde olacak. Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi 24 Eylül'de yapılan seçimlerde yüzde 5 barajını geçerek ilk kez federal mecliste temsil edilme hakkı kazanmıştı.