09 Ekim 2012 20:10
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, yarın yapacağı toplantıda Edirne, İstanbul ve Kırklareli'nde yasa dışı göçmenlerin kaldıkları merkezlerdeki incelemelerinin raporlarını görüşecek. Edirne'de, asayişi bozan göçmenlere uygulanan 'tecrit odası' uygulaması rapora girdi. Raporlar, Türkiye’yi, AB ülkelerinin ekonomik krizinin hedef ülkesi yapıyor. Eskiden kamyon altında gelen göçmen artık uçakla giriş yapabiliyor.
Türkiye, yasa dışı göçmenler için mevzuat boşluğu nedeniyle doğudan batıya en ucuz ve kontrolsüz seyahat edilebilen ülkelerin başında geliyor. Özellikle vizelerin kalkmasıyla göçmenlerin kolayca girdiği Türkiye’den, yasa dışı yollarla Avrupa’ya geçmesi en büyük eleştiri noktasını oluşturuyor.
Türkiye’de bulunan mülteciler, sığınmacılar ve yasadışı göçmenlerin sorunlarına ilişkin oluşturulan TBMM İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu Edirne, İstanbul ve Kırklareli'nde bulunan merkezlerde yaptığı incelemelerin raporlarını tamamladı. Raporlar, komisyonun yarın yapacağı toplantıda ele alınacak.
Merkezlerdeki hak ihlallerini inceleyen komisyon üyeleri günlük verilen 6 TL'nin giderleri karşılamaya yetmediğini, asayişi bozan yasa dışı göçmenlerin ise 'tecrit odasında' tutulduklarına raporunda yer verdi. Üç merkeze ilişkin raporda ortak kanaati güvenlik, hijyen eksikliği, dil bilmeyen personel yüzünden göçmenlerle iletişim kurulamaması ve yeteri kadar sağlık hizmeti verilememesi oluşturuyor.
Ayrıca yasa dışı göçmenlerin sadece kamyon kasaları veya otobüsleri değil artık hava yolunu da kullandıkları görüldü.
Edirne, Kırklareli ve İstanbul olmak üzere üç merkezde gerçekleştirilen inceleme sonrasında hazırlanan rapora göre, Türkiye, köprü konumunda olması nedeniyle yasa dışı göç hareketliliğinde transit bir ülke. Doğu sınırlarında kontrolün zorluğu, komşu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan bölge halkının sınır ötesi sıkı akrabalık bağları Türkiye'yi bu konumunda tutuyor.
Yasa dışı göçe kaynak ülkelerin başında Filistin, Myanmar (Burma), Afganistan, Somali, Irak, İran, Pakistan, Bangladeş ve Nijerya geliyor. Komisyon raporuna göre, son zamanlarda Arap baharının etkisiyle özellikle Fas, Cezayir, Libya, Tunus, Mısır gibi Kuzey Afrika ülkelerinden göçlerde de artış olduğu saptandı.
Rapora göre, yasa dışı göçmenler çoğunlukla Türkiye-Irak-İran sınırından Türkiye'ye giriş yapıyor, Van'a kadar gelip oradan da otobüslerle İstanbul'a geçiyor. Yasa dışı göçmenler Bitlis, Muş, Diyarbakır, Elazığ, Mardin, Şanlıurfa'da nakliye kamyonlarına saklanarak ya da otobüsleri kullanarak batıya göç ediyor. Ancak Komisyon raporundaki bir ayrıntı dikkat çekiyor; son zamanlarda göçmenlerin hava yolunu da kullandıkları. Komisyon raporunda ''Yasa dışı göçmenlerin uçakla İstanbul'a gelmeye başladıklarına şahit olunmuştur'' diyor.
Yasa dışı göçmenler Türkiye'ye vizeyle veya vize muafiyetinden yararlanarak girdikten sonra pasaportlarını imha ederek yasadışı yollardan çıkmaya çalışıyor.
Özellikle Meriç Nehri üzerinden şişme botlarla ve Ege sahillerinden küçük teknelerle hedef seçtikleri ülkeye gidiyorlar. Komisyon raporuna göre, ''Bu bağlamda yabancı ülkelerin Türkiye'yi eleştirdiği en büyük noktayı ise Türkiye'nin vizeleri kaldırması nedeniyle kişilerin kolaylıkla Türkiye'ye girebilmeleri ve buradan da yasa dışı yollarla Avrupa'ya geçebilmeleri" oluşturuyor.
Türkiye'de 35 ilde 2 bin 945 geri gönderme merkezi bulunuyor. Faal olarak bu illerden sadece 20'sinde bulunan merkezlerde hizmet veriliyor.
Alt komisyonun Edirne'deki incelemesine göre, 5 bloktan oluşan Edirne'deki geri gönderme merkezi toplam 656 kişilik kapasiteye sahip bulunuyor. 2010 yılında Türkiye'de yakalanan yasa dışı göçmenlerin üçte biri (11.384), 2011 yılında ise yakalanan yasa dışı göçmenlerin yaklaşık olarak yarısı (22.664) Edirne'de ele geçirilmiş.
656 kişinin barınabildiği Edirne'deki merkeze günlük ortalama 50 ila 100 kişi geliyor. Bu rakamlar yaz aylarında artıyor. Yasa dışı yollarla gelenler en fazla 35 gün kalıyor. Geri Gönderme Merkezine günlük kişi başı 6 TL veriliyor. Ancak bu rakam giderleri karşılayamıyor.
Geri gönderme merkezlerini inceleyen TBMM İnsan hakları Alt Komisyonu, Edirne'deki göçmenlerin sorunlarını not ederken özellikle şu hususlara dikkat çekiyor.
Yeterli sayıda ve çeşitli dillerde tercüman bulunamadığından yasa dışı göçmenlerle mülakat yapılamaması, Merkezde doktor bulunmadığından yasadışı göçmenlerden çevreye yayılacak muhtemel bulaşıcı hastalıklarla yeterli seviyede mücadele edilememesi, uyrukları tespit edilen yasa dışı göçmenlerin seyahat belgesi düzenlenmesi için randevu saatinde temsilcilikte olmalarına rağmen temsilciliklerde uzun süre beklemek zorunda kalınması karşılaşılan problemlerin başında gelmektedir.
Meclis Komisyonu Edirne'de inceleme yaptığı sırada, geri gönderme merkezinde 553 kişiye 80 personelin hizmet verdiğini, tesisin yeni ve temiz olmasına rağmen kaçma olasılığına karşı her hangi bir güvenlik önleminin alınmadığını rapora yazdı.
Rapora yansıyan bilgilere göre, Edirne'deki Merkezde cep telefonu ve kamera gibi elektronik haberleşme ve kayıt cihazlarının kullanılmasına izin verilmiyor. Her dinden insanın ibadetlerini yerine getirebileceği ibadethaneler bulunuyor. Ayrıca özürlülere de hizmet veriliyor. Merkezde yasa dışı göçmenlerle görüşmelerin gerçekleştirildiği bir mülakat odası bulunuyor. Ayrıca yasa dışı göçmenlerin eşyalarını zimmet karşılığı emanet edebilecekleri bir emanet odasına da merkezde yer verilmiş.
Komisyonun Edirne'deki incelemesinde taşkınlık yapanların konulduğu tecrit odalarına yer verildi. Raporda bu bölüm şöyle yer aldı:
''Merkezde asayişi bozan yasa dışı göçmenlerin tutulduğu tecrit odalarının yer aldığı görülmüştür. Tecrit odalarına ilişkin olarak yetkililer tarafından, Merkezde taşkınlık çıkaran, huzur ve sükûnu bozan kişilerin sinirleri yatışana kadar geçici olarak bu odalarda tutulduğu bilgisi verilmiştir.''
İnceleme esnasında yasa dışı göçmenlerin koğuşlarında kilitli halde tutulduğuna şahit olunmuş, yetkililer tarafından heyet incelemesi nedeniyle odaların kilitli tutulduğu belirtilmiştir. Zira normal zamanlarda kişilerin belirli aralıklarla havalandırmaya çıkarıldığı ve ayrıca aileleri ve arkadaşlarıyla yemekhanede görüşmelerine imkân sağlandığı bilgisi verilmiştir.
İncelemeler esnasında diğer bir koğuşun kapısının yumruklanması üzerine, koğuş içine girilmiş ve bir Suriyeli, sorunlarını kimsenin dinlemediğini, bir kaçakçıyla anlaşarak ona resmi belgelerini verdiğini ancak parasını veremediği için belgelerini alamadığını, kaçakçının parasını almak için kendisini Suriye'deki ailesini öldürmekle tehdit ettiğini, karısı ve çocuklarının da Merkezde bulunduğunu, onlarla görüşme imkânlarının sağlandığını ve bu konuda bir sıkıntısı olmadığını belirtmiştir. 3 yıldır Türkiye'de bulunan bir yasa dışı göçmen tarafından 1 ay önce yakılan bir koğuş ziyaret edilmiş, koğuşta yangın söndürme sisteminin mevcut olmasına rağmen sistemin arızalı olmasından dolayı yangın esnasında çalışmadığı bilgisi edinilmiştir.
Komisyon, Kırklareli Gazi Osman Paşa Sınır Dışı İşlemleri ve Geri Gönderme Merkezindeki incelemesine ilişkin raporunda şu bilgilere yer verdi:
''Toplam 98 odası bulunan Merkezin kapasitesi 288 kişilik, 28 personel hizmet veriyor. 21 kamerayla izlenen Kırklareli’ndeki merkez eski tarihli olduğu için su tesisatı, kanalizasyon, ısınma konularında alt yapı sıkıntıları yaşanıyor. Yine İngilizce bilmeyen yasa dışı göçmenler için yerel dilleri bilen personele ihtiyaç var.
Kişilerin üzerlerinde kimlik olmadığı durumlarda karı-koca olup olmadıkları anlaşılamamakta, ancak ortada bir çocuk varsa, bu kişiler aile kabul edilmekte ve aile koğuşlarında barındırılmaktadır.Merkezde istisnai olarak asayiş sorunlarına rastlanmakta, dönem dönem sığınmacıların kendilerine zarar verme teşebbüsünde bulunduklarına şahit olunmaktadır.
Merkezde 90 erkek, 17 kadın olmak üzere toplam 107 kişinin barınmakta olduğu ve bunların arasında 18 yaşından küçük çocukların bulunmadığı bilgisi edinilmiştir.
Erkeklerin kaldıkları bölümde bulunan koğuşların durumu oldukça kötü bulunmuştur. Koğuşların duvarlarının yıllardır boyanmadığı, çizik ve karalamalarla dolu olduğu görülmüştür. Koğuşlarda yer alan yataklar ile banyo ve tuvaletler hijyen açısından sağlıksız bulunmuştur.
Kadınların bulunduğu bölümde bir kadında AIDS virüsüne rastlandığı, sağlık ocağında kullanılan alet ve malzemelerin tıptaki son gelişmelerden uzak ve eski model oldukları gözlemlenmiştir. Doktor ile yapılan görüşmede; günlük ortalama 50 kişinin sağlık ocağına başvurduğu; hemşirenin her gün, ancak doktorun haftada 2 gün hizmet verdiği görülmüştür.''
Komisyonun İstanbul Kumkapı Geri Gönderme Merkezindeki incelemesine ilişkin raporda da, 300 kişinin barınabileceği geri gönderme merkezinin 2007 yılından itibaren kullanıldığı 40 farklı ülkeden günde 30-40 kişinin geldiği belirtildi. Komisyonun İstanbul Kumkapı Geri Gönderme Merkezine ilişkin rapora yazdığı gözlemleri ise şöyle:
“Merkezin konumunun kaçmaya müsait olması nedeniyle sadece haftada 1 gün havanın müsait olduğu zamanlarda, barınanlar bahçede havalandırmaya çıkarılmaktadır. Çocuklar ise istedikleri zaman havalandırmaya çıkabilmektedir.
Sınır dışı edilenlerin uyruklarına bakıldığında ön sıralarda; Afganistan, Azerbaycan, Irak, İran, Moldova, Pakistan ve Özbekistan'ın yer aldığı görülmektedir. Sınır dışı edilme nedenlerinin başında bulaşıcı hastalık taşıma, illegal giriş, izinsiz çalışma yer almaktadır. İnceleme tarihinde 4-5 aydır kalan Kazaklar olduğu, bunların ülkelerinde terörist olarak algılandığı için uluslararası sözleşmeler çerçevesinde ülkelerine gönderilemediği, Gürcistan'a gönderildiği ama Gürcistan’ın da kabul etmemesi sonucu Türkiye'ye geri geldikleri belirtilmiştir.
İnceleme sırasında toplam 325 kişinin bulunduğu merkezdeki koğuşlarda bulunan tuvalet ve banyoların hijyen açısından yetersiz durumda olduğu kanaatine varıldı.''
Komisyon raporunun sonuç, değerlendirme ve öneri bölümünde, Edirne için, 'Yetkililerle yapılan görüşmelerde Merkezde barınan yasa dışı göçmenlerin yeterince havalandırmaya çıkarılıp çıkarılmadıkları konusunda kesin bir kanaat oluşamamıştır. Kimi yetkililer kaçma tehlikesine karşı kişilerin çok fazla havalandırmaya çıkarılamadığını, kimileri ise istediklerinde çıkabildiklerini söylemişlerdir. Bu kapsamda Merkezde barınanların kaçma tehlikesine karşı etrafta gerekli güvenlik önlemlerinin alınarak gün içerisinde diledikleri zaman havalandırmaya çıkmalarına imkân tanınmalı ve odalarında gün boyu kilitli tutulma uygulamasına son verilmelidir'' dendi.
Kırklareli için, ''Deterjan, çamaşır suyu, tuvalet kağıdı vb. temizlik malzemelerinin kişilere ücretsiz verilmesi, sağlıklı ve temiz bir ortamda yaşamak için zorunluluk arz etmektedir'' denilirken , Kumkapı için de ''Merkezde herhangi bir suç şüphesiyle yakalanıp sınır dışı edilene kadar tutulan kişiler barındırıldığından ve bu kişilerin havalandırmaya çıkarılması halinde kaçma şüphesi olacağından dolayı yasa dışı göçmenlerin havalandırılma imkanı sunulmayan bir yerde barındırılması uygun görülmemiştir. Bu itibarla Merkezin şehir dışında daha sakin ve geniş bir alana taşınmasının uygun olacağı düşünülmektedir” önerisinde bulunuldu.
© Tüm hakları saklıdır.