Ekonomi

Artık bize bir şeyler oluyor!

Eski Hazine Müsteşarı Eğilmez'e göre, ekonomideki son rakamlar 'bize bir şey olmaz dünya düşünsün teorisi'ni çökertti.

11 Eylül 2008 03:00

Eski Hazine Müsteşarı Dr. A. Mahfi Eğilmez, Radikal gazetesi’ndeki köşesinde büyümeyle birlikte “bize bir şey olmaz, dünya düşünsün teorisi” ninde çöktüğünü belirtti.

Ekonomide mevcut eğilim devam ederse üçüncü ve dördüncü çeyrekte daha ciddi büyüme düşüşleri görmemizin mümkün olabileceğini belirten Eğilmez’in yazısı şöyle:

Önce üç önemli veri seti peş peşe açıklandı. İlki 2008 yılı bitkisel üretim birinci tahminiydi. TÜİK tarafından yapılan tahminlere göre bitkisel üretimin üç ana alt grubundan tahıl üretiminin geçen yılki üretim miktarına göre yüzde 0.2, sebze üretiminin yüzde 5.6 ve meyve üretiminin yüzde 9.8 artacağı açıklandı. Bu tahminler bize geçen yıla göre tarımsal üretimin artacağını ve dolayısıyla GSYH’ya pozitif katkı yapacağını gösteriyordu. İkinci açıklanan veri seti Temmuz ayı sanayi üretim endeksiydi. Bu çerçevede ikinci çeyrek sanayi büyümesini bir kez daha ele aldık. Buna göre ikinci çeyrekte toplam sanayinin yüzde 3.2, imalat sanayinin ise yüzde 2.7 büyümüş olduğu ortaya çıktı. Bu oranlar geçen yılın ikinci çeyreğinde sırasıyla yüzde 3.9 ve 2.9 idi. Bu bize bu yılın ikinci çeyreğindeki sanayi büyümesinin geçen yılın ikinci çeyreğindeki sanayi büyümesinin altında kalmış olduğunu gösteriyordu. Bu iki veri setini Merkez Bankası’nın beklenti anketi sonuçlarının açıklanması izledi. Merkez Bankası beklenti anketine göre beklentiler şöyle: Yılsonu dolar kuru 1.26 YTL, yılsonu cari açığı 51.3 milyar dolar, yılsonu TÜFE beklentisi yüzde 10.72, 2008 büyümesi yüzde 4.1.
Büyüme hesaplarımızı bir kez daha revize ederken TÜİK, dün büyüme oranını açıkladı. Açıklama piyasaya bomba gibi düştü, çünkü açıklanan ikinci çeyrek büyümesi bütün bu verilerden çok daha kötümser bir görünümü işaret ediyordu. İkinci çeyrek büyümesi yüzde 1.9 olarak açıklandı. Piyasa beklentisi yüzde 3.6 dolayındaydı. Bu açıklamayla birlikte TÜİK geçmiş çeyreklerin büyüme oranlarını da düzeltmeye tabi tuttu. Buna göre 2007 yılı büyümesi yüzde 4.5’ten yüzde 4.6’ya, 2008 ilk çeyrek büyümesi de yüzde 6.6’dan yüzde
6.7’ye revize edildi.

Tarım kesimi TÜİK’in yıl için yaptığı bitkisel üretim tahmininin tam tersine yüzde 3.5’luk bir küçülme sergilemiş bulunuyor. Bu küçülme geçen yıl yüzde 1.2 idi. Yani tarım kesimi toparlanmak bir yana daha da kötüye gitmiş görünüyor. İmalat sanayii geçen yılın yarısı kadar büyürken, geçen yıl yüzde 7.3 artarak büyümeye önemli bir katkı yapmış olan inşaat sektörü bu yıl yalnızca yüzde 0.9 büyüyor. Bu yıl, geçen yıla göre daha iyi konumda olan iki kesimden birisi ticaret, öteki de mali kesim. Mali kesim yüzde 9.4’lük bir artışla büyümeye geçen yıl olduğundan daha fazla bir katkı sağlamış durumda.

Harcamalar yöntemiyle yapılan hesaplamaya baktığımızda en büyük harcama kalemini oluşturan hane halkı nihai tüketim harcamalarında yüzde 2.8’lik bir gerileme olduğunu görüyoruz. Bu gelişmeyi talepte yaşandığını gözlediğimiz düşüşle açıklamak mümkün. Öte yandan yatırım harcamalarında da düşüş var. Düşüş esas olarak kamu kesimi yatırımlarının yüzde 17’ye yakın gerilemesinden kaynaklansa da özel kesim yatırımlarının yüzde 0.6 gibi çok düşük bir artış gerçekleştirmesi ilginç görünüyor. İthalatın ve özellikle ithalat içindeki sermaye malı ve ara malı payının arttığı bir ortamda bunun yatırıma dönüşmemesi üzerinde durulması gereken bir konu oluşturuyor.

İkinci çeyrek büyümesi, bir yandan TÜİK’in tarım rekoltesi tahminini, diğer yandan piyasa beklentilerini alt üst etti. Bu durumda Merkez Bankası’nın beklenti anketinde yıllık ortalama büyüme olarak beklenen yüzde 4.1’lik oran üzerinde de bir daha düşünmek gerekiyor.
Temmuz ayı verilerini esas alıp yıllık olarak bakarsak sanayi üretimi açısından geçen yıla göre gerilemenin arttığını görüyoruz. Eğer bu eğilim devam ederse üçüncü ve dördüncü çeyrekte daha ciddi büyüme düşüşleri görmemiz söz konusu olabilir.

Büyümeyle birlikte “bize bir şey olmaz, dünya düşünsün teorisi” de çökmüş oldu.