Gündem

Arınç: AK Parti'nin kuruluş yıllarında 'biz'dik, ama maalesef şimdi 'ben'e döndük!

'Dışardan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. Böyle kıytırık davetlerle bu iş olmaz'

12 Eylül 2015 01:05

Eski Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün AKP Kongresi’ne katılmayacağını açıklamasıyla ilgili olarak, "Abdullah Bey’i herhangi biri gibi çağıramazsınız. Miting malzemesi yapamazsınız. Biz dolgu malzemesi değiliz. Dışardan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. Böyle kıytırık davetlerle bu iş olmaz” ifadelerini kullandı.

1 Kasım seçimlerinde aday olmamasıyla ilgili, "Siyasette hangi kademeler varsa; parlemento içinde ve dışında bu görevlerde bulundum. 3 dönem meselesi ben meclis başkanıyken bir tüzük değişikliğiyle gerçekleşti. Etik olarak ve prensip olarak bunun doğru olduğuna inandım" yorumunu yapan Arınç, "3 aylık milletvekili arkadaşlarımız var; 3. dönemini bu vesileyle doldurmuş durumdaklar. 1 dönem geçtiği için 3 dönemliklerin yasağı kalkmış oldu. İlginç ama biraz da gülünç bir tablo ortaya çıktı" dedi.

 

 '3 dönem kuralının faydalı olduğunu düşünüyorum'

 

Aktif siyaseti bırakmasının nedenini, "Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var. Ben kadere inanırım, bu iş bitti" sözleriyle açıklayan Arınç, "AK Parti'nin kuruluşunda 'biz'dik, şimdi 'ben' olduk" dedi. Habertürk canlı yayınında Veyis Ateş'in sorularını yanıtlayan Arınç'ın açıklamaları şöyle: 

Birçok tweet, mesaj aldım. Siz AK Parti’nin vicdanısınız, siz olmazsanız parti güç kaybeder mesajları geldi. Bunların hepsine teşekkür ediyorum. 3 konuya dikkat ediyorum. 3 dönem kuralı faydalı bir kural olarak düşünüyorum. Böyle bir kurala da ihtiyaç olabilir. 95’te girdim parlamentoya ve 5 dönem yaptım.

Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var. Ben gençlik kollarından geldim. Tayyip Bey de gençlik kollarından geldi. Gençlik kollarından gelince arkadan gelenleri de düşünmek lazım. ‘Adam kalksa da sıra bize gelse. Biz de en az onun kadar başarılı olabiliriz’ diye söylemeseler de içinden geçirdiklerini düşünüyorum. Ben ve benim gibiler artık bir kenara çekilmezlerse bu doğru olmaz.

 

'Farklı anlaşılmalar, dedikodular, fitneler olabilir; çok gördüm geçirdim'

 

Pek çok görev yaptık. Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı denmesi bana bir şey katmıyor. Makamlarından değer almamalı insanlar. Bugün tüm sıfatlarımdan sıyrılsam “Bülent Arınç ne demiş’ diye düşünebilirler. Evet bunların dışında başka sebepler de olabilir. Ama bunları konuşmanın bir faydası yok. Tüm siyasi hayatım boyunca, her sözümün, hareketimin AK Parti’ye faydalı olmasını isterim. Farklı anlaşılmalar, dedikodular, fitneler olabilir. Çok gördüm geçirdim. Başka partilerde bulunmadım. Tek çizgide yer aldım.

Bu fitne günümüzde çok fazla kaynıyor. Trollerden bahsedebilirim. Hergün dedikodu üretenlerden bahsedebilirim. Bu fitne ve zararlar liderime zarar vermeye gelmişse, Erbakan’ın bize öğrettiği gibi kenara çekilmektir. Biz çok şükür kendisini feda edebilecek dünya adıma bir beklentisi olmayan bir insan olarak kalmak isteriz. Fitne bir gün biter, yanılmış olanlar yanılmış olarak kalır. Dedikodu, gıybet, yanlış anlaşılmalar çok kötü bir şey. Susmamız bir kenara çekilmemiz ve dua etmemiz lazım.

AK Parti’nin kuruluşunda pek çok arkadaşımızla beraber çalıştık, çok toplantılar yaptık. O zaman birlikte ve kolkolaydık . Zulüm görüyorduk, mağduriyet vardı, gerici görülüyorduk. Partilerimiz kapatılmıştı. Çok acılar ve güzel günler de yaşadık. 

 

'Ben Abdüllatif Şener değilim Erkan Mumcu değilim'

 

Aday listeleri belli oldu. İstanbul 1. Sıra 1. Bölge RECEP TAYYİP ERDOĞAN yazıyor. Yargıtay kendi kararlarını çiğneyerek Tayyip Bey’in kurucu olamayacağını ve milletvekili olamayacağını açıkladı ve adaylığını iptal etti. O gün dünya başımıza yıkıldı bizim. Tayyip Bey de ‘davamız yürüyor’ diye bir açıklama yapıyor. Karşımda Anavatan’dan CHP’den temsilciler var. Çok sevinçliler. 3’ü birden atıldı, Erdoğan Başbakan olamayacak. Söyleyin bakalım Arınç sizin adayınız kim olacak? Çok zor bir durum. Adamlar ateşin üzerine benzin döküyor. Alacakları cevaptan da çok eminler. Acınacağımızı bekliyorlar. DYP’liye cevap vereceğim ama size de bir sorum var. Doğru Yol iktidara geldi ve Çiller seçilemedi. Sizin adayınız kim? Verin cevaplarınızı dedim. Veremediler. O zaman bizdik. Şimdi üzülüyorum ki ‘ben’e döndük. O ‘biz’ ruhu şimdi neye dönüşmüştür bunun görülmesi lazım.

Ben Abdüllatif Şener değilim Erkan Mumcu değilim. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç olarak anıldık. Lider devam ediyor Cumhurbaşkanlığı noktasında. Partinin başında çok güçlü bir Genel Başkan var. Dışardayız AK Partiliyiz, bağlı kalacağız. Onun başarısı için 24 saat çalışacağız. Her zaman göreve hazırız. Sayın Başbakan beni davet etti. Kararınız nedir dedi? Gerekçeleriyle anlattım. Milletvekili olmamı ve MKYK’da görev almamı istedi. Ben de kararıma saygı duyun dedim. 18’ine kadar süre var dedi. Sonrasında bana bu fırsatı tanıdı. Ona da çok teşekkür ediyorum. Bu iş bitti. Bunda hayır olacaktır. Ben kadere inanırım.

 

'2019’a kadar ne olur bilemem'

 

2007 seçimlerinden sonra 3’ümüz bir araya geldik. Abdullah Bey’i aday göstereceğiz. Meclis Başkanlığı konuşulacak. Ben kendimi hazırladım. 5 sene zor ve yorucu geçti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olursa eşinin başı örtülü. Abdullah Gül olursa eşinin başı örtülü. Tayyip Erdoğan olursa eşinin başı örtülü. Ben bu dönemde olmayacağım dedim, teşekkür ettiler. Siyasette olması gerekenleri birisinin düşünmesi lazım. Ben şimdi siyasette olması gerekeni yapıyorum. Bana güvenen ve inanan insanlar müsterih olsunlar.

2019’a kadar ne olur bilemem. Ümitsizlik anlamında söylemiyorum. Ama Türkiye çok dinamik bir sürece girdi. ‘Dinamik’i olumlu anlamda söylemiyorum. Ben hep koalisyon tercihinden yana oldum. Seçim benim tercihim değildi. Başbakan da bunu çok iyi götürdü ama kurulamadı. Bir tek örnek vereyim: Kocaeli’nden bir milletvekili arkadaş geldi. 'Niye hükümet kurmadınız' diye sormuşlar. O da açıklamış ‘Bizimle hükümet kurmadılar’ demiş. Ak Partili vatandaşın cevabı, 'Bizi aldatmayın' olmuş. 'Siz 40 günde bir hükümet kuramadınız' demiş. Biz hükümet kurabilir miydik? Kurabilirdik. Sonuçta kurulmadı. Yuvarlana yuvarlana bir seçime gidiyoruz.

Seçimden sonra Kılıçdaroğlu’nun ve parti görevlilerinin açıklamalarını takip ediyorum. Bir sorumlulukları var. Ben sonuca bakıyorum.

 

'Partiyi içerden zarara uğratmak isteyenler kurulduğumuz günden bu yana vardı'

 

Yarın inşallah çok güzel bir kongre olacak. ‘Klik’ iddiaları maksatlı, gerçek değil. Partiyi içerden zarara uğratmak isteyenler kurulduğumuz günden bu yana vardı. Parti içinde ‘şucular’ ‘bucular’ bize yakışmaz.

Zor sorular soruyorsun ama benden cevap alacağını bildiğin için. Seninle program yapmamızdan işkillenenler de olabilir. Seninle program yapacağımızı çok önceden belirledik. Dürüst cevaplar verelim. Cumhurbaşkanımız bizim ilk kurucumuz. Siyasette ve belediye başkanlığında başarılı olmuş. Lider olmak kolay değil, bu biraz Allah vergisi biraz da çalışarak olacak şeyler. Tayyip Bey’de bunların hepsi var. Onda bir liderlik mayası, kumaşı var.

Ben geçenlerde bunu arkadaşıma da söyledim. Lider ileriyi planlayabilir, kahramanlık yapabilir ama unutmayalım ki o da bir insan. Beşer olarak da zaafları olabilir. Karşımızdaki insanı yarı tanrı haline getirmenin manası yok. Abdullah Gül ile ilgili yazılan kitabı okuyanlar bana geldi. Sen birisinde, birilerinin Atatürk’te aradığı gibi, hiçbir kusuru yoktu, aslandı, yiğitti noktasına gelemezsiniz. Kaprisleri olacaktır, vefadan uzak hareketleri olacaktır. Acıktığınız zaman hanıma çıkışıyorsunuz. İnsani hareketlerimizi terk edemeyiz.

 

'Tayyip Bey’deki hasletlerin çoğunu Davutoğlu’nda görüyorum'

 

İnsanlara da beşer olarak zaaflarını kabul etmek lazım. Benim 100 tane zaafım vardır, Erdoğan’ın 10 tane vardır. Sizin 500 tane vardır, diğerinin 300 tane vardır.  Herkesi olduğu gibi kabul etmemiz lazım.  Recep Tayyip Erdoğan bizim bir kaderimizdir. Kadere kızılmaz. Ben de kadere rıza gösteriyorum.

Davutoğlu’na çok güveniyorum. Günde 45 dakika uyuyabilecek bir çalışma yapıyor. Küçük hesap yapanlara ‘yapmayın’ diyorum. Bu adam herkesten daha temiz. Dava ve tarih bilincine sahip. Tayyip Bey’deki hasletlerin çoğunu Davutoğlu’nda görüyorum. 

Kriz yok. Ama herkesle herkes arasında tartışma çıkabilir. Bakan olduğum dönemde Erdoğan’la çok tartıştığım, onu çok kızdırdığım oldu. Onun da benim de çok kırıldığımız oldu. Çok kötü bir ayrılıktan sonra davet etti kucaklaştık, yolumuza devam ettik.

 

'Abdullah Gül ve ben dolgu malzemesi değiliz'

 

Abdullah Bey’i herhangi biri gibi çağıramazsınız. Miting malzemesi yapamazsınız. Biz dolgu malzemesi değiliz. Tam içinde olmadığımız bir şeye dekor gibi bakanlar olursa kızar ve üzülürüz. Birilerinin değeri bu olabilir. Dışardan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. İlk Başbakanımız, ilk Cumhurbaşkanımıza ‘sen de gel de şurada görün’ demek çok yanlış bir harekettir. AK Parti’de senin mutlaka hizmet etmen, şu görevleri yapman lazım demeleri lazım. Şu mitinge katıl, şurada kendini göster bu olmaz. Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insana sen gel bakalım da sonrasında bir şeyler düşünürüz diyemezsiniz, derseniz yanlış olur. Teklifi bana yapılmış kabul ediyorum. Bir çağrıcıya ihtiyaç var. Çağrı da telefonla, faksla, SMS'le, tweet'le yapılmaz. Gidersiniz konuşursunuz ya da davet edersiniz. Ben kendim için bunu öngördüğüme göre... Davutoğlu'nun böyle düşündüğümediğini biliyorum. Birileri düşünsün diye söylüyorum. Böyle kıytırık davetlerle bu iş olmaz. Gül mesajını gönderecek,  okunur mu okunmaz mı bilemiyorum.

Gül bir parti kurmaz. AK Parti’yi kurduk AK Parti’deyiz. Birileri bizi imtihan etmesin. Biz hangi çizgiden geliyoruz. Eskiden ‘fırıldak kubi’ler vardır. Biz öyle değiliz. Bizim partimizin en kötüsü diğer partilerin en iyisinden daha iyidir. Bizi sıkıştırmaya kalkanlar olursa bizim öyle bir niyetimiz yok. İkide bir de böyle sorular gelmesin. Şu kadar boyu olan adamlar dedikodu üretiyorlar.

 

'Cemaat yapılanmasının içinde maalesef başka bir grup darbe yapmak amacıyla yerleşmiş'

 

Çok konuştuk bunları. Bu cemaatle bizim Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, vekillerimizin, bürokratlarımızın ne kadar samimi işbirliği içinde olduğumuzu cümle alem biliyor. Bizim gördüğümüz bunlar eğitim hizmetleri veriyorlar. Biz hayır yönünü gördük. Türkçe olimpiyatlarına sevdalandık. Yurtdışındaki okullara gittik, öğretmenlerini tanıdık, buradaki öğrencileriyle tanıştık. Fakat daha sonra birtakım olaylar oldu, gözümüzü açtık. Burada biz şunu gördük, cemaat yapılanmasının içinde maalesef başka bir grup darbe yapmak amacıyla yerleşmiş. Birbirleriyle irtibat haline geçmişler. Bunlar çıkınca biz buna inandık. O günden bu zamana yaptığım konuşmalar her yerde vardır. Bu olaylar ortaya çıktıktan sonra bile, bunun paralel devlet yapılanmasıyla ilgili olduğunu söylemek ahlaksızlık ve vicdansızlıktır. Tüm programlarda söylediğim, devletin bekası için bununla sonuna kadar mücadele edilmelidir. Bu mücadelemizi hukuk ve adalet içerisinde yapacağız.  Kim suç işlemişse yargının önüne koymak ve yargının ceza vermesini temin etmek benim görevim. Bu mücadele devam ediyor. Şüphelendiğimiz arkadaşları delil olmasa bile, aldığı maaşa da zarar vermemek için görev değişikliği yaptık, masabaşında görev yapabilecek duruma getirdik.

Melek İpek’in elini son öpen kişilerden biri benim. Elini öpmek bir saygı işaretidir. Her zaman iyi ilişkiler içerisinde olurum. Hukuk dışı operasyonlarla bu insanları korkutamazsınız. Hakaret bize yakışmaz. Biz çok zulüm gördük ama hakaret görmedik. Bir kez hakaret gördük. Vural Savaş hakkında tüm milletvekilleriyle dava açtık.

Malum olay sebebiyle dargınız. Yanlış bir iş yaptı. Ben daha büyük bir yanlış yaptım. Tekrar bir araya gelmemiz mümkün olmadı. Böyle devam etmesinde de fayda görüyorum. Bana yapılmayacak şeyi yaptı. Zaman ne getirir ne götürür bilemem. Onunki silme yanlıştı. Benimki daha kısa, daha kestirmeydi. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra söylememeliydim. Başbakanım haklıdır. Şahsına ben de hakaret ettim. O da bana hakaret etti. Karşılıklı hakaret davayı düşürür derler. Onun yapmaması lazımdı. Bakanlar kurul