T24 - Burka ve peçeli çarşaf yasağı sadece Avrupa'da değil, Arap ülkelerinde de tartışılıyor. Suriye, nikab yasağı konusunda Fransa'dan da önce davrandı ve Temmuz ayında Fransız Ulusal Meclisi'nde yasakla ilgili ilk oylama yapılmadan iki hafta önce benzer bir karara imza attı.
'Peçeli öğretmenlerle iletişim zorluğu'
Şam yönetimi nikab giyen bin 200 kadın öğretmeni sınıflardaki görevlerinden alarak, çocuklarla sürekli iletişimde olmayacakları görevlere atadı. Bundan kısa bir süre sonra da Suriye Eğitim Bakanlığı, yüzü tamamen kapatacak şekilde örtünen öğrencilerin üniversite anfilerine girişini yasakladı. Şam'dan kadın hakları savunucusu avukat Da’d Musa, hükümetin aldığı önlemleri şöyle değerlendiriyor:
'' İlkokullarda nikab giyen öğretmenlerle sorunlar yaşanıyordu. Öğrencilerle öğretmen arasında iletişimde zorluklar söz konusuydu. Bu nedenle Eğitim Bakanlığı, peçeli çarşaf giyen öğretmenlerin aktif öğretim hizmetinden tamamen uzaklaştırılması kararını aldı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad Ardından peçeli kız öğrencilerin sayısının çokluğu nedeniyle aynı iletişim sorunlarının üniversitelerde de yaşandığı belirtildi. ''
Bu karar birçok çevrelerce ‚dikkat çekici’ olarak değerlendirildi. Zira son yıllarda birçok Arap ülkesinde olduğu gibi Suriye’de de, kamuya açık alanlarda görülen çarşaflı ve peçeli kadınların sayısında bir artış söz konusu... Suriye'de Beşar Esad rejimi, Hamas, Hizbullah ve İran’la yakın ilişkilerine rağmen, seküler bir yapıya sahip.
'Siyasi İslam kaygısı'
Da’d Musa’nın 'iletişim sorunu' olarak nitelediği durumu, diğer uzmanlar, toplumda siyasî İslam'ın aşırı güçlenmesine karşı bir önlem olarak değerlendiriyor. Da’d Musa, Fransa’daki burka ve çarşaf yasağı tartışmalarıyla Suriye yönetiminin kararı arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını söylüyor. Ayrıca Suriye’de, çarşafın tamamen yasaklanmasının, söz konusu olmadığını kaydediyor.
Mısır'da peçe yasağı tartışması
Mısır’da da peçeli çarşaf tartışmaları hız kazandı. Hatta resmi dinî çevreler bile kadınların aşırı örtünmesini eleştiriyor. El-Ezher Üniversitesi’nde Din Adamları Yüksek Konseyi üyesi Abdül Muti El Bayyumi, Eylül ayında Fransa’da yasalaşan burka ve çarşaf yasağını desteklemişti. El Bayyumi, Deutsche Welle’ye verdiği demecinde de‚ peçenin İslam’da herhangi bir temelinin bulunmadığını, peçenin zorunlu olduğuna dair ne Kuran’da ne de hadislerde yazılı bir kayda ulaşılabileceğini belirtti:
''Bazen tamamen kapalı olmak çevreniz için bir tehdit unsuru teşkil edebiliyor. Bilmiyorsunuz ki, o peçeli çarşafın altındaki kadın mı erkek mi? Ya da yanında bir silah ya da başka tehlikeli bir şey Müslüman Kardeşler'den İssam El İryansaklıyor mu? O nedenle Fransız hükümetinin güvenlik gerekçesiyle peçeli çarşaf ve burkaya yasak getirmesini doğru buluyorum.’’
Çarşafa gizlenen erkekler
El Bayyumi, her toplumun tehlike değerlendirmesini yapıp ne önlemler getireceğine kendisinin karar vermesi gerektiğini belirterek, Mısır’da da güvenlik açısından kamuya açık alanlarda peçeli çarşafın yasaklanmasına destek verdiklerini kaydetti. Erkeklerin çarşaf giyip kimliğini gizleyerek suç işlediği pekçok vakanın mahkeme önünde olduğunu belirten El Bayyumi, bu nedenle El-Ezher Üniversitesi’ndeki büyük bir çoğunluğun, peçeli çarşafın yasaklanması taraftarı olduğunu kaydetti.
Mısır'da muhalefette olmasına rağmen halk arasında büyük nüfuza sahip Müslüman Kardeşler örgütünün Politbüro Başkanı İssam El İryan ise böyle bir yasağa kesinlikle karşı. El İryan Deutsche Welle’ye şunları aktardı:
'' Bence böyle bir yasak Mısır’da insanların dinî duygularını rencide eder. Ve zaten böyle bir yasak girişimini engelleyecek bilge, mâkul kişilerde çıkacaktır. Eğer peçe, aşırı radikal duruşun bir ifadesi olarak algılanıyorsa, buna başka bir çözüm getirmek gerekir, yasalarla yasaklamak bir çözüm getirmez bence. Bu sorunlar ne Fransa’da ne Avrupa’nın diğer ülkelerinde ne de Mısır’da yasal düzenlemelerle çözülür.’’
El İryan, Mısır hükümetini, terör kisvesi altında toplumda İslam'ın etkisini sınırlamaya çalışmakla suçluyor. Müslüman Kardeşler Politbüro şefi, Müslümanlar'a saygı duyulması ve otomatikman güvenlik önünde tehdit olarak görülmemesi gerektiğini vurguluyor.