Avrupa Parlamentosu'nun (AP) yeni Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor euronews Türkçe'nin sorularını yanıtladı. “Türkiye Erdoğan’dan ibaret değil” diyen Amor, “Türkiye'nin değişeceğine umudum var çünkü İstanbul ve Ankara'da olanları görüyoruz” diye konuştu.
"Sorun seçilenlerin görevden alınması değil, yerine atananlar"
“Türkiye'de siyasetçilere mesajım hep şu oldu: HDP'yi ya da Kürt siyasetini kurumlarda kabul görmesini sağlayın” diyen Amor, kayyımlar için şu ifadeleri kullandı:
“Belediye başkanlarının görevden alınması konusunda iki ciddi problem var; birincisi elbette seçilmişlerin görevden alınıyor olması ancak esas problem sonrasında yani yerlerine kayyum atanıyor olması. Bunun Avrupa'da anlaşılabilmesinin imkanı yok. Eğer bir belediye başkanını yargılama amacıyla görevden alıyorsanız bunu yapabilirsiniz, ama bunu yaparken başka politik görüşten başka bir partinin adamı olan seçilmemiş bir kayyumu getirip yerine koyamazsınız. Yerine gelecek kişi aynı partiden olmalıdır.”
"Suriye'de gerçekleştirilen istilayı hiçbir şekilde desteklemiyoruz"
Suriyeli mülteciler için AB’nin söz verdiği 6 milyar Euro için de “Onların ihtiyaçları için veriyoruz ancak Suriye'de gerçekleştirilen istilayı hiçbir şekilde desteklemiyoruz. Bu bölgelere yerleşecek her Suriyeli bunu onurlu ve gönüllü bir şekilde yapıyor olmalı” ifadelerini kullandı.
AP’nin Türkiye raporlarının her sene daha kötü gittiğinin hatırlatılması üzerine “Belediye başkanları, basın mensupları, genişletilmiş Gülen hareketi temizliği ile biri çok insan yargılanmaya devam ediyor ve görünüşe göre bu hiçbir zaman da bitmiyor. Bunların raporla değil Türkiye ile alakası var” cevabı verdi.
Demirtaş ve Kavala
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu içinse şunları söyledi:
“Raporun genelle ilgilenmesi gerekli ancak bazı davaların ve kişilerin daha fazla kamuoyuna mal olduğu ya da daha çarpıcı olduğu doğru. Şahsen Demirtaş'ı daha yeni hapishanede ziyaret ettim. Kendisinin sağlık sorunları ile ilgili büyük endişe duydum. Ona uygulanan bu prosedürler zincirinin onu hapiste tutmak için bir araç olduğu söylenebilir.
“Kavala konusuna gelince; yani gerçekten Türkiye'de Gezi protestolarının hükümeti devirme girişimi olduğunu düşünen kimse var mı? Buna gerçekten inanan var mı? Gezi'de ne olduğunu ben gayet iyi biliyorum, Gezi bir protestoydu. Tek bir nedenle başlayan daha sonra daha genel bir demokrasi talebi protestosuydu. Bunu bir darbe ile kıyaslamak..? İşte bunlar yüzünden Türk yetkililerin yasalarında yaptıkları dekoratif değişiklikler burada Avrupa'da bir işe yaramıyor.”
Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Fotoğraf: Vincent Van Doornick, AB 2019