Kayhan Karaca
Strasbourg
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Strasbourg’da devam eden genel kurul toplantılarında bugün oylanan, “Türkiye’de, Başta HDP Olmak Üzere, Muhalefete Yönelik Baskı” başlıklı karar tasarısı 2’ye karşı 603 oyla kabul edildi. Oylamada 67 parlamenter çekimser kaldı.
AP bünyesindeki Hristiyan Demokrat, Sosyal Demokrat, Liberal, Yeşiller ve Sol gruplar tarafından ortaklaşa kaleme alınan kararda, muhalefet partilerine yönelik “giderek artan” baskı “kaygı verici” olarak tanımlanıp, kınandı. Muhalefet partilerine yönelik baskının “siyasi partilerin haklarını kullanma ve demokratik rollerini gerçekleştirme kapasitelerini kısıtladığına” vurgu yapıldı. Siyasi muhalefetin işleyiş özgürlüğündeki bu gerilemenin “insan haklarının Türkiye’deki dramatik durumunu ve demokrasi ve hukuk devletinin devam eden çöküşünü açığa vurduğu” görüşü not edildi.
HDP'nin durumu
Yaklaşık 4 bin üyesinin hapiste olduğu belirtilen HDP’nin durumuna özellikle dikkat çekilen kararda, bu partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi (AYM) önündeki girişim kınandı. AYM’nin bugüne kadar altı “Kürt partisi” kapattığı belirtildi. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) parti kapatmaların örgütlenme özgürlüğünün ihlali olduğuna dair geçmişte aldığı kararlar hatırlatıldı. HDP’nin kapatılmasının “orta vadede ciddi bir siyasi hata olacağı, çoğulculuğa ve demokratik ilkelere tersinmez darbe indireceği ve Türkiye’de milyonlarca seçmenin temsil edilememesi sonucu yaratacağı” kaydedildi.
Kararda HDP’nin hapisteki eski iki eş başkanı, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın durumlarına da değinildi. AİHM’nin 20 Aralık 2020 tarihli kararı gereği Demirtaş’ın "derhal serbest bırakılması” talep edildi. Türk makamlarına “HDP karşıtı kampanyaları beslemekten kaçının” çağrısına da yer verilen kararda, terörle mücadele mevzuatının “keyfi kullanımının” kaygı verici olduğu görüşü dile getirildi.
Diğer muhalefet partileri
Kararda, muhalefet partilerine mensup bazı milletvekilleri hakkında hazırlanan fezlekeler de gündeme getirildi. Bu bağlamda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması talebi kınandı. Kılıçdaroğlu’na yönelik “giderek artan baskının” AP açısından “derin kaygı unsuru” oluşturduğu vurgulandı. Muhalefet partilerine karşı bu “düşmanca atmosferin” İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener gibi liderleri de olumsuz etkilediğine dikkat çekildi.
Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında AYM tarafından açıklanan hak ihlali hükmünün memnuniyet verici olarak tanımlandığı kararda, Gergerlioğlu’na milletvekilliğinin derhal iade edilmesi istendi. AP kararında, hapiste olan diğer HDP milletvekillerinin serbest bırakılması da talep edildi.
Belediyelere engel
Kararda, Türkiye’de son yerel seçimlerde demokratik olarak seçilmiş çok sayıda belediye başkanının görevden alınması ve yerlerine vali veya kayyum atanması da kınandı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de muhalefet tarafından yönetilen belediyelerin çalışmalarının engellenmesi için hükümetin "siyasi, yasal ve idari önlemlere başvurduğunun gözlemlendiği” ifade edildi. Hükümetin, “devletin mali kaynakları ve idari otoritesini muhalefeti susturmak veya zayıflatmak amacıyla keyfi biçimde kullanmasının” üzücü olduğu ifade edildi.
Pozitif gündeme insan hakları koşulu
Kararda, AB tarafından Türkiye’ye sunulacak her türlü pozitif programın insan hakları, yurttaşlık hakları ve hukuk devleti alanlarında iyileşme şartına bağlanması talep edildi. Bu alanlara Türkiye’nin 1 Temmuz’dan itibaren çekildiği İstanbul Sözleşmesi tarafından güvence altına alınmış kadın hakları, dini özgürlükler, azınlık hakları ve LGBTİ haklarının da dahil olduğu not edildi.
Avrupa Parlamentosu, hukuk devleti, azınlık hakları ve temel haklar konusunda iyileşme için Türkiye’ye, üyesi olduğu Avrupa Konseyi ile “dört dörtlük işbirliği” çağrısında bulundu.
Genel kurul oturumu
Konuya ilişkin AP genel kurulunda düzenlenen oturumda söz alan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa siyasal sisteminin çekirdeğini oluşturduğunu söylediği temel demokratik değerler, hukukun üstünlüğü ve siyasal örgütlenme özgürlüğüne tam anlamıyla saygı duyması için Ankara'ya çağrıda bulundu. Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğinde “bu saygının önemli olacağını” belirten Borrell, HDP hakkında alınacak olası kapatma kararının, “Türkiye’de temel hakların gerilediğine dair kaygıları kuvvetlendireceğini ve Türk makamlarının Avrupa perspektifi temelinde dile getirdikleri reform yükümlülükleriyle çelişeceğini” söyledi.
Oturumda Sosyal Demokrat Grup adına konuşan ve aynı zamanda AP Türkiye raportörlüğü görevini yürüten İspanyol parlamenter Nacho Sanchez Amor ise AB Konseyi’nin mevcut koşullarda Ankara’ya pozitif gündem teklifinde bulunma kararını eleştirdi. Türk hükümetinin hedefinin tüm muhalefeti “susturmak” olduğunu savunan Sanchez Amor, “Türkiye’de yaşananların açıkça söylenmesi pozitif gündemin parçası olmalıdır” şeklinde konuştu.