Gündem

'Annem benim gazetemde yazıyor olsa, yazılarını keserdim'

Nazlı Ilıcak'ın oğlu Mehmet Ali Ilıcak, annesinin cemaati körü körüne savunduğunu belirterek, yazılarını okumadığını söyledi

28 Ocak 2015 20:33

Mehmet Ali Ilıcak, annesi Nazlı Ilıcak'ın daha önce körü körüne nasıl Tayyip Erdoğan'a inanıyorsa, şimdi de cemaate aynı şekilde inandığını belirterek, "Benim gazetemde yazıyor olsa restleşirdim. Kesin yazılarını keserdim" diye konuştu.

Gazeteciler.com'dan Hadi Özışık'ın sorularını yanıtlayan Mehmet Ali Ilıcak, hayatında sadece bir kitap okuduğunu, onun da babasının hayatı olduğunu söyledi.

Mehmet Ali Ilıcak'ın söyleşisi şöyle;

- Nazlı Ilıcak'ın yazılarını okumuyor musunuz?

Her gün strese gireceğime okumuyorum. Annemle ben çok fırtınalı dönemler yaşadım, çok büyük kavgalarımız oldu, Tansu Hanım, Özal Bey zamanı... Annemle Turgut Bey'in problemleri hep bana yansırdı. Annem Akşam'da yazı yazardı, her gün sayfaya girmeden önce ben okuturdum, uymayanları çıkartırdım. Sonra "Akşam'da Sansürlenen Yazılarım" diye kitap yaptı. Ama o zamanlar gençtim, 20'li yaşlardıaydım şu an 45 yaşındayım. Sonra pişman oldum, anne çok kıymetli bir varlık. 27 kere hatim indirdim, her gece Kuran okurum ben. Kuran'da annenin ne yüce bir varlık olduğu anlatılıyor. Çocuğum olduktan sonra ve annemin bana olan sevgisini hissedince hiçbir zaman annemle çatışma ortamına giremem. Ama bu fikren aynı yolun yolcusuyuz anlamına gelmiyor. Biz annemle ilk defa fikir olarak AK Parti'de bütünleştik. Annem Erbakan'a yakınken ben desteklemezdim rahmetliyi. Ben anneme her zaman şunu söylüyorum, annem bir şeye "Ya herro ya merro" diyor.

 

'Ne bunlar kötüdür derim, ne de doğru derim'

 

Ben hep biraz daha hadiselere geniş bakmasını söylüyorum. Ben polis şefleri iyidir ya da kötüdür demiyorum, tanımam hiçbirini. Ali Fuat Yılmazer'le hayatımda bir kere konuştum. Biri beni devamlı rahatsız ediyordu, anneme söylemiştim. O da Ali Fuat Bey'in adını verdi, bir kere bunun için konuştum sadece. Eksik olmasın o da yardımcı olmuştu. Ne bunlar kötüdür derim, ne de bunların söylediği her şey doğrudur derim.

 

'6 yıl geri gidip Ergenekon, Balyoz'u konuşalım'

 

- Bunlar ne kötüdür derim derken biraz sanki durumu idare ediyormuşsunuz gibi. Sayfa sayfa mahkeme kararı olmaksızın yapılan dinlemeler yayımlandı...

Ben hiçbir şey yapmadılar demiyorum. 5 sene sonra mahcup olacağım bir şey söylemek istemiyorum. Biz çok gördük böyle dendi, öyle dendi. 6 yıl geri gidip, Ergenekon ve Balyoz'u konuşalım. Öyle denmişti böyle çıktı. Türkiye bu. Bilmiyorum, ben ne hakimim ne savcı, ne polis şefiyim ne de siyasetçi.

- Nazlı Ilıcak'ın yaptığı yayınlardan dolayı çok tepki oldu...

Doğru bulmuyorum. Benim neye inandığım, baktığım önemli. Mesela Mesut Yılmaz beni çağırdığında, "Şu koltukta az önce Dinç Bilgin oturuyordu, şimdi sen geldin" dediğinde, "Ben Tansu Çiller'in aleyhine yazmam ama sizi desteklerim" dedim. Ben hiçbir zaman inandığım şeyin dışında bir şey konuşmam. Anneme cemaatçi diyorlarsa, kat'iyyen değil. Ama annemin duygusal bir yapısı var, bir şeye inandı mı, körü körüne.

 

'Annem önce Erdoğan'a körü körüne inandı, şimdi Cemaat'e'

 

- Anneniz körü körüne mi gidiyor?

Başka bir şeye izin vermediğine göre.

- Anneniz, dediğiniz gibi bir yapının içine girmiş, körü körüne bir mücadele veriyor.

Ama inandığı o, nasıl bir dönem Tayyip Erdoğan'a körü körüne diyelim, inanıyordu, önceden nasıl Demirel'ciydi, annem böyle.

- Bugüne kadar demokrasi mücadelesi vermişti. Bu seferki çok daha farklı. Nazlı Ilıcak'ın Tayyip Erdoğan'a milletvekili yapılmamasından dolayı bir öfke duyduğundan bahsediliyor...

Kat'iyyen böyle bir şey yok. Annem Cemaat'e onlardan çok daha fazla, fanatikçe sahip çıkıyor. Ama bunun milletvekilliğiyle alakası yok. Annem seçimden sonra Tayyip Bey'le çok görüştü. Bu dediğiniz milletvekilliği olayı tam Ergenekon başlamadan önceydi. İyi ki de milletvekili olmamış, annem milletvekili olsaydı benim hayatım kaymıştı. Bana adım attırmazdı. Tayyip Bey anneme her zaman saygısını göstermiştir.

-Medyada yeni bir iddia ortaya atıldı, Nazlı Ilıcak CHP'den milletvekili adayı olacak diye.

Hiç zannetmiyorum. Olmaz, yapamaz, annem CHP'ye gitmez, yaparsa çok ayıp olur. Kendi düşüncesine ayıp etmiş olur. Sol bir partiden sanmıyorum. Annem olsa bile ben oy veremem.

- Nazlı Ilıcak son seçimde kime oy verdi?

AK Parti'ye vermediği ortada.

- Karşı tarafta olan parti belli, HDP'ye vermeyeceğine göre...
HDP'ye de oy verebilir.

 

'Hayatımda sadece bir kitap okudum'

 

- Nazlı Ilıcak'ın 'The Cemaat' kitabını okudunuz mu?

Ben hiç kitap okumam, ben sadece bir kitabı okudum, o da babamın hayatıydı. Annem bile yazsa kitap okumam, vaktim yok.

- Annenizin bu kavgada taraf olmasınnı nedeni sizce ne? Çok ciddi sebebi olması gerekir, okuyan yazan biri...

Annemin saf bir tarafı var. Annem zor, akrep burcu. Ben, "Anne artık 70 yaşındasın torunun var, artık bu kadar kavga dövüşü ben bile yapamam. Durul, dingileş, ortadan yaz" diyorum ama yapmıyor, genleri böyle. Ama körü körüne. Psikolojik de olabilir. Muhakeme yaptığına inanmıyorum.

 

'Gazetem olsa anneme yazdırmazdım'

 

- Restleştiniz mi?

Benim gazetemde yazıyor olsa restleşirdim. Kesin yazılarını keserdim. Akşam dönemindeki gibi olurdu, 5 giderdi, 2 girerdi. Ama iyi ki gazetem yok da kavga etmiyorum.

- İlk defa Nazlı Ilıcak'ın poliktik görüşünün olmadığını gördüm. Ailecek tanıdığı insanları ezip geçtiğini gördüm...

Rasim'le Nagehan benim arkadaşım, annemin CNN Türk'teki programı bitsin diye Rasim'le beraber uğraştım diyebilirim. Ölecektim! 17 Aralık sonrası ilk programlarında benim Rasim'le yaptığım telefon konuşmaları, program bitimi Nagehan'la yaptığım konuşmalar... Bitsin artık diyorum, geceleri uykum kaçıyordu. Anneme yapma diyordum. Kadına öksürüyorum desem uçarak gelir, bak çok enteresan. Anne yazma öleceğim derim, mümkün değil dinlemez. Böyle bir tip.