Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, Ankaraspor'un küme düşürülmesi kararını onadı.
Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun vermiş olduğu Ankaraspor'un bir alt lige düşürülme kararını onarken, 6'şar ay hak mahrumiyeti cezası alan Ankaraspor Kulübü Başkanı Ruhi Kurnaz ile Ankaragücü Başkanı Ahmet Gökçek'in cezalarını 3'er aya, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri Nuri Elibol'a, Mehmet Nükte'ye, Hüseyin Kocabıyık'a, Levent Çamur'a, Necdet Kuzu'ya, Faruk Kalyoncu'ya, Ayhan Atalay'a, Hüseyin Arslan'a, Mustafa Akan'a, Nadir Koç'a, Tekin İpek'e, Ekrem Sarısu'ya Mehmet Ercan'a, Yavuz Bulut'a, Avni Kavlak'a verilen 3'er ay hak muhrumiyeti cezalarını ise 15'er güne indirdi.
Futbol Federasyonu'nun resmi internet sitesinden yapılan açıklamada Tahkim Kurulu'nun verdiği karar şu şekilde açıklandı:
1- Ankaraspor A.Ş Kulübü vekilinin, P.F.D.K.'nın 15/09/2009 tarih ve 2009-2010/121-147 sayılı kararına karşı E.2009/531 numaraya kayıtlı itiraz dosyasında 02.10.2009 tarihli dilekçesi ile yaptığı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in tanık olarak dinlenmesi yönündeki talebi Kurulumuzun 05.10.2009 tarihli kararı ile kabul edilerek celse açıldı. Mürafaaya Ankara B.Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankaraspor A.Ş. adına Genel Müdür Ender Yurtgüven ve Av. Berrak Haşioğlu, TFF adına Av. Ömer Bedük, Av. Ergin Akçay katıldı. Ankaraspor A.Ş. Vekilinin dosyaya 05.10.2009 tarihli ek itirazlarını belirten dilekçe sunduğu görüldü.
Ankara B.Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in iddialara ilişkin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmada ayrıca Ankaraspor A.Ş. adına Genel Müdür Ender Yurtgüven ve Av. Berrak Haşioğlu da sözlü beyanlarında dosyaya sunulu dilekçelerini tekrarladılar. Dosyanın tamamlandığı anlaşıldı, yapılan müzakere neticesinde ve ayrıntısı gerekçeli kararda belirtileceği üzere;
Kulüplerin ve TFF kapsamındaki birliklerin yapısına ve tesciline ilişkin esaslar TFF Statüsü'nün 18/3. ve 76/6. maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeler uyarınca "Hiçbir gerçek veya tüzel kişi herhangi bir müsabaka ya da turnuvanın dürüstlüğünü herhangi bir biçimde zedeleyecek şekilde birden fazla kulübü yönetemez veya kontrolünü elinde bulunduramaz". Kulüp Tescil Talimatı'nın 17. maddesinde de "Gerçek veya tüzel kişiler, aynı ligdeki birden fazla kulübün hakim hissedarı veya yönetim kurulu üyesi olamazlar. Çoğunluk hisseleri veya yönetime hakim hisseleri aynı gerçek veya tüzel kişiliğe ait kulüpler aynı ligdeki müsabakalara iştirak edemezler." denilerek kulüplerin mülkiyet yapısı açıklanmıştır. Aynı Talimatın 13. maddesinde de, Kulüplerin TFF mevzuatına ve genel hukuk kurallarına uygun olarak faaliyette bulunup bulunmadıklarının Federasyon tarafından denetleneceği açıkça ifade edilmiştir.
TFF Statüsünün 18/3. ve 76/6. maddelerinde açık olarak hiçbir gerçek veya tüzel kişinin herhangi bir müsabaka, turnuva veya ligin dürüstlüğünün tehlikeye düşmesine neden olacak şekilde birden fazla kulübün kontrolünü doğrudan veya dolaylı olarak elinde bulunduramayacağı düzenlenmiştir. TFF Statüsündeki düzenlemeler esas olarak FIFA Statüsü'nün 18. maddesine dayanmaktadır. FIFA Statüsünün anılan maddesine göre; "Her üye Federasyon kendilerine bağlı kulüplerin üyeliğe dair tüm haklarını kullanırken aldıkları kararları tüm dış yapılarından bağımsız almalarını sağlamalıdır. Bu yükümlülük bağlı kulübün hukuki yapısına bakılmaksızın geçerlidir. Her halükarda üye Federasyon herhangi bir müsabakanın veya organizasyonun bütünlüğünü (dürüstlüğünü) riske sokabilecek şekilde hiçbir özel veya tüzel kişinin (holding şirketleri ve bağlı otaklıkları da dahil olmak üzere) birden fazla kulübü kontrol etmesine izin veremez." FIFA statüsünde belirtilen bu ilke ve kurallar aynı şekilde TFF mevzuatı içine dahil edilmiştir.
Kulüplerin taahhüt ve yükümlülükleri de TFF Statüsünde uluslararası düzenlemelere paralel olarak açıkça düzenlenmiştir. TFF Statüsünün 4/2. maddesine göre, "Futbol alanında faaliyet gösteren her kişi ve kuruluş FIFA ve UEFA'nın statülerine, talimatlarına, düzenleme ve kararlarına ve ayrıca fair play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik ilkelerine saygı göstermekle yükümlüdür." Yine TFF Statüsünün "Üyelerin Yükümlülükleri" başlıklı 13/1-a maddesine göre, "Kulüpler FIFA, UEFA ve TFF'nin statü, talimat, düzenleme ve kararlarına tam olarak uymak ve kendi statü, tüzük veya diğer düzenlemelerinde yer alacak bir hüküm aracılığıyla kendi üyelerinin de bunlara her zaman uymasını sağlamak" yükümlülüğü altındadır.
TFF'ye üye tüm kulüpler hukuki yapılarına bakılmaksızın futbola ilişkin ulusal ve uluslararası kural ve düzenlemelere uyma, FIFA, UEFA ve TFF statü ve talimatlarına, fair play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik ilkelerini gözetme ve buna uygun olarak hareket etme yükümlülüğü içindedirler. Bu çerçeve içinde, kulüpler sportif yarışma içinde bulundukları ligin veya müsabakaların dürüstlüğünü veya sportif rekabetini tehlikeye düşmesine neden olacak şekilde birden fazla kulübün kontrolünü elinde bulunduramaz. Yukarıda da belirtildiği üzere TFF ve FIFA düzenlemelerinde, şirket veya dernek statüsünde bulunan kulüpler açısından bir ayrıma da gidilmemiştir.
Yukarıda belirtilen FIFA ve TFF düzenlemelerindeki temel amaç, günümüzde global bir nitelik taşıyan ve dünyanın en çok ilgi ve seyirci çeken sportif faaliyeti olan futbol oyununun etik kurallar içinde ve dürüst şekilde oynanmasını sağlamak, kamuoyunun bu oyunun dürüstçe oynandığı/oynanacağı ve bu kapsamda müsabaka sonuçlarının önceden oyunun taraflarınca ya da onları etkileyen üçüncü kişilerce belirlenmemiş olduğu yönündeki inancını etkileyecek oluşumların önüne geçmek ve bu amacı olumsuz yönde etkileme olasılığını bünyesinde barındıran eylemleri, ilişkileri engellemektir. Bu nedenle yukarıda belirtilen düzenlemelere aykırı eylemlerin, belirtilen kuralları ihlal etmiş olması için, mutlak somut bir zarar vermiş olması da gerekmez.
Dosyada yapılan incelemede, TFF Yönetim Kurulu'nun 06.09.2009 tarihli toplantısında "MKE Ankaragücü Kulübü'nün 30 Ağustos tarihindeki olağanüstü Genel Kurulu'nda alınan kararlar sonucu, Ankaraspor A.Ş. ile arasında ortaya çıkan ilişkinin sportif rekabeti engelleyici nitelikte olduğu, mevcut durumun TFF Statüsü'nün 18. ve 76. maddeleri ile TFF Kulüp Tescil Talimatı'nın 17. maddesine aykırı olduğunu belirttikten sonra, MKE Ankaragücü Genel Kurulu'nda bu ihlalin ortaya çıkmasına neden olan kararların 3 gün içerisinde ortadan kaldırılmasını ya da Ankaraspor A.Ş. hisselerinin sportif rekabeti engellemeyecek ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde 3. kişilere devredilmesini" istediği ve ilgili kararın da her iki kulübe noter kanalıyla tebliğ edildiği anlaşılmıştır. TFF Yönetim Kurulu'nun 06.09.2009 tarihli kararı, adil oyun düzenini sağlamak ve liglerin ve müsabaka sonuçlarının güvenirliğini ve dürüstlüğünü sağlamak ve güvence altına almak amacıyla alınınmış bir karardır. TFF Yönetim Kurulu'nun, Tahkim Kurulu'nun denetimine tabi olarak Statüde ve ilgili talimatlarla belirlenen futbola ilişkin her türlü kararı ve düzenlemeyi yapma yetkisine sahip olduğu hususunda bir kuşku yoktur.
FIFA, UEFA ve TFF'nin ilgili düzenlemelerinde açıkça yasaklanan, birden fazla kulübü, "kontrol etme" , "yönetme" veya "hakimiyet" kavramının özü, bir kulübün, kişinin ya da grubun bir diğer kulübü sevk ve idaresini elinde bulundurmaları ve/veya kulüplerin sportif rekabetini veya performansını doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir şekilde etkileyebilecek konumda olmalarıdır. Kulüplerin sportif rekabete zarar verecek şekildeki birlikteliklerinin veya birden fazla kulübün belirli kişi veya grupların kontrol altına girmesinin ligin ve müsabakaların dürüstlüğü, güvenilirliği ve doğruluğu üzerinde ciddi ve kabul edilebilir endişe oluşturacağı, kulüplerin aynı turnuva veya ligde yarışmaları halinde kamuoyu algısının, müsabaka sonuçlarının doğruluğunu ve güvenirliliğini etkileneceği, bundan dolayı dürüst ve adil oyunun zarar göreceği yönündedir.
TFF Yönetim Kurulu tarafından, taraflara ihlalin giderilmesine yönelik verilen sürenin kısa ve makul olmadığı ileri sürülmüş ise de sürenin uzatılmasına yönelik olarak itiraz eden kulüp tarafından doğrudan bir başvuruda bulunulmadığı, ilgili TFF Yönetim Kurulu kararının ilgili kulüplere tebliğinden itibaren yasal süre içinde kararın bu nedenle iptaline yönelik olarak Tahkim Kurulu nezdinde bir başvuru yapılmamış olduğu, yapılan itirazın sadece ilgili kulüplerin PFDK'ya sevki üzerine, itiraz eden kulübün müsabakaları alınmamasına ilişkin tedbir kararının kaldırılmasına yönelik olduğu, aynı zamanda ve ayrı ayrı PFDK'na ve Tahkim Kurulu'na yapılan bu müracaat üzerine, itiraz eden kulüp talebinin PFDK tarafından "görevsizlik" nedeniyle, Tahkim Kurulu'na yapılan itirazın ise 12.09.2009 tarih ve 2009/25 E., 2009/510 K. Sayılı karar ile "tedbir talebinin kaldırılmasını gerektiren koşulların bulunmaması nedeniyle" reddedildiği anlaşılmıştır.
Gerek TFF ve gerekse itiraz eden kulüp tarafından iddia ve savunmalarına dayanak teşkil etmek amacıyla Kurulumuza ibraz edilen, Spor Tahkim Mahkeme'sinin (CAS), AEK - SLAVIA kulüplerinin itirazlarına ilişkin 20.08.1999 tarihli kararında, itiraz eden kulüp tarafından, kararda belirtilen ihlalin giderilmesine yönelik "makul sürenin" daha uzun olduğu ileri sürülmüş ise de ilgili CAS kararında sportif rekabete aykırı durumun, UEFA düzenlemesi yapılmadan önce meydana geldiği, bu nedenle UEFA'nın kulüplere faaliyetlerini yeni kurallar ile uyumlu hale getirmeleri için makul bir süre verilmesi gerektiğinin ifade edildiği, taraflar arasındaki sportif rekabete zarar verici nitelikteki ilişkinin ise, TFF Statüsünün 16.05.2009 tarihinde, Kulüp Tescil Talimatı'nın ise 01.06.2009 tarihinde yürürlüğe girdikten sonra gerçekleştiği, kaldı ki daha önce de yürürlükte bulunan ve kulüplerin uymakla yükümlü ulusal ve uluslar arası kuralların bu nitelikteki ilişki ve işbirliğini yasakladığı, kulüplere mevzuata uyum sağlamaları için makul süre verilmesinden ziyade, olayda kulüplerin mevzuata uygun hareket etme yükümlülüğü içinde bulundukları anlaşıldığından, makul sürenin kendilerine tanınmadığı savunmasına bu yönden de katılmak mümkün olmamıştır. Kamuoyunun, sportif rekabetin dürüstlüğü hususunda ikna edilebilmesi her bir yarışmacı kulübün/takımın tek bir sahipliğe/mülkiyete tabi olması ile mümkündür. Bu prensiplere aykırı herhangi bir durumda UEFA'nın müdahale etme ve uygun gördüğü önlemi alma hakkının saklı tutulduğu kararda açıkça belirtilmiştir. FIFA ve UEFA'nın statü ve talimatlarında ayrıntılı olarak düzenlenen bu hakkın federasyonlarda bulunmadığını iddia etmek yasal açıdan mümkün değildir. Özelikle lig müsabakalarında ortaya çıkan sportif rekabete aykırı ihlallerin, turnuva veya kupa müsabakalarına göre çok daha katı ve ağır hükümlerle yaptırıma tabi olması, korunan sportif ve hukuki değerlerin amacına uygun olduğunu belirtmek gerekir.
Ayrıca liglerin devam ettiği bir süreç içinde TFF tarafından yapılan ihlalin bir an önce giderilmesi amacına yönelik olarak ilgili kulüplere verilen sürenin uzun tutulmamasının kabul edilebilir olduğu, kaldı ki TFF tarafından yapılan ihlalin giderilmesi için farklı alternatif de sunulduğu anlaşıldığından bu yönde yapılan savunmaya itibar etmek mümkün olmamıştır. Kaldı ki TFF mevzuat ve düzenlemelerinde "ihlal" gerçekleştikten sonra ihlali gerçekleştiren kişilere bu ihlalin giderilmesi için bir süre verileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, TFF tarafından ihlalin ve sonuçlarının ağırlığı dikkate alınarak kişilerin hak kaybına uğramasını önlemek amacıyla, taraflara verilen "iyi niyetli" ve çözüm amaçlı" bu süre içinde veya bilahare yargılama safahati içinde bu ihlallin giderilmesine yönelik somut girişimlere de rastlanılmamıştır.
Bu çerçeve içinde yapılan değerlendirme ve inceleme sonucunda; dosyaya ibraz edilmiş bulunan Ankaraspor A.Ş. ve Ankaragücü kulüplerini hukuken ve/veya fiilen yöneten kişilerin genel kurul öncesi, esnası ve sonrasındaki, yazılı ve görsel medyaya yansıyan beyan ve açıklamaları, tarafların kulüplerini temsil ve sahiplenmelerindeki tavır ve davranışları, taahhütleri, olaya ve taraflara ilişkin ayrıntılı haber ve görüntüler, 30.08.2009 tarihli Genel Kurul toplantısında yapılan açıklamalar, Ankaragücü kulübüne yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin bir kısmının daha önceki Ankaraspor A.Ş.'nde kurucu ortak olmaları, bir kısmının Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı şirketlerde yöneticilik yapmaları, Ankaragücü yeni seçilen başkanının daha önce Ankaraspor A.Ş. futbol şube sorumlusu ve fiili başkan olarak görev yapması, kulüp yetkililerinin bir kısmının kendi beyan ve savunmalarında belirtilen açıklama, kabul ve tevil yollu ikrarları, kulüpler arasındaki oyuncu transfer ilişkisi, kulüpler arasındaki ilişkinin "birleşme veya güç birliği" adı altında bizzat her iki kulüp yetkilileri tarafından kamuoyuna açıklanış şekli ve dosyadaki tüm bilgi, belgeler birlikte dikkate alındığında, her iki kulüp arasında kurulan ilişkinin TFF Yönetim Kurulu'nun 06.09.2009 tarihli toplantısında belirtilen şekilde "sportif rekabeti engelleyici ve zarar verici" nitelikte olduğu, bu durumun ise TFF Statüsü'nün 18. ve 76. maddeleri ile TFF Kulüp Tescil Talimatı'nın 17. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
FIFA, UEFA ve TFF mevzuatı ile getirilen düzenlemeler; iki kulüp arasındaki ilişkinin sportif rekabeti engelleyici nitelikte olduğu hallerde, bu kulüplerin aynı ligdeki müsabakalara iştirak etmesinin önlenmesine yöneliktir. Buna ilişkin düzenlemelerdeki temel amaç, ihlalde bulunan her iki kulübün cezalandırılmasından ziyade, sportif rekabeti engelleyecek veya tehlikeye düşürecek oluşumların önüne geçmek ve ihlale uygulanacak yaptırımları, yasal mevzuata uygun olarak ihlalin niteliğine ve ağırlığına uygun olarak belirlemektir. TFF Yönetim Kurulu bu amaçla her iki kulübe de ayrı ayrı ihtarda bulunmuştur. Bu çerçeve içinde kulüplerden sadece birinin cezalandırılması yoluyla bir alt lige indirilerek müsabakalardan katılmaktan men edilmesi, düzenlemelerin amacına ve ruhuna uygun düşmektedir. FIFA ve UEFA düzenlemesi, uluslararası uygulama ve kararlar da bu yöndedir.
Bu nedenle, kulüplerden sadece birinin bir alt lige düşürülmesinde ve alt lige düşürülen kulübün belirlenmesinde; kulüplerin tarihçesinin, kuruluş yıllarının, liglerde bulunma süresinin, en üst ligde bulunma süresinin, Avrupa kupalarına katılım süresinin, kupa müsabakalarına katılma sayısının, başarılarının, taraftar potansiyelinin belirleyici kriterler olarak dikkate alınmasında ve kulüplerin bu kriterler çerçevesinde yapılan karşılaştırma ve değerlendirme sonucunda P.F.D.K.'nın 15/09/2009 tarih ve 2009-2010/121-147 sayılı kararı ile ANKARASPOR A.Ş. kulübü hakkında BİR ALT LİGE DÜŞÜRÜLMESİ kararının verilmesinde hukuka ve yasal mevzuata herhangi bir aykırılık tespit edilemediğinden yapılan itirazın reddi ile PFDK kararının, Üye Tanju Güvendiren'in, Kulübe hisse devrine ilişkin makul süre verilmeyerek eksik soruşturmayla esasa girildiği şeklindeki karşı oyu ve Üye Mehmet Doğan'ın kararın kaldırılması yönündeki karşı oyuyla oyçokluğu ile onanmasına, esas hakkında bir karar verilmiş olmakla ayrıca tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına (K. 2009/552)
2. Ankaraspor A.Ş. Kulübü Başkanı Ruhi Kurnaz'ın, E.2009/533 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Başkanı Ahmet Gökçek'in, E.2009/534 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Elibol'un E.2009/546 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Nükte'nin, E.2009/539 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kocabıyık'ın, E.2009/538 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Levent Çamur'un ,E.2009/536 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Kuzu'nun , E.2009/535 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Kalyoncu'nun, E.2009/544 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Atalay'ın, E. 2009/537 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Arslan'ın, E.2009/540 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Akan'ın, E.2009/541 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Nadir Koç'un, E.2009/542 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Tekin İpek'in, E.2009/543 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Sarısu'nun E.2009/545 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ercan'ın, E.2009/547 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Bulut'un, E.2009/549 numaraya kayıtlı dosyası, MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Avni Kavlak'ın E.2009/548 numaraya kayıtlı dosyası incelendi. İtirazların tamamının P.F.D.K.'nun 15/09/2009 tarih ve 2009-2010/121-147 sayılı kararına karşı yapıldığı görüldü. Dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla, usul ekonomisi gereği dosyaların esas numarası en küçük olan E.2009/533 sayılı dosyada birleştirilmesine, diğer dosyaların kaydının kapatılmasına yargılamanın bundan böyle E.2009/533 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildi.
Yapılan müzakere neticesinde; Ankaraspor AŞ Başkanı Ruhi Kurnaz'a ve MKE Ankaragücüspor Kulübü Başkanı Ahmet Gökçek'e başkanları oldukları aynı ligde mücadele eden Ankaraspor AŞ ile MKE Ankaragücüspor Kulübü arasındaki sportif rekabeti engelleyici ilişki ve TFF Statüsünün 18. ve 76. maddeleri ile Kulüp Tescil Talimatının 17. maddesine aykırı eylemlerinden dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle FDT'nin 45/1 maddesi uyarınca verilen hak mahrumiyeti cezasının adı geçen şahısların kulüp başkanı statüleri ve ihlalin oluş şekli dikkate alınarak takdiren 3'er ay hak mahrumiyeti cezası şeklinde değiştirilerek onanmasına; MKE Ankaragücü Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri Nuri Elibol'a, Mehmet Nükte'ye, Hüseyin Kocabıyık'a, Levent Çamur'a, Necdet Kuzu'ya, Faruk Kalyoncu'ya, Ayhan Atalay'a, Hüseyin Arslan'a, Mustafa Akan'a, Nadir Koç'a, Tekin İpek'e, Ekrem Sarısu'ya Mehmet Ercan'a, Yavuz Bulut'a, Avni Kavlak'a yöneticisi oldukları MKE Ankaragücüspor Kulübünün aynı ligde mücadele ettiği Ankaraspor AŞ ile arasındaki sportif rekabeti, ilişki ve TFF Statüsünün 18. ve 76. maddeleri ile Kulüp Tescil Talimatının 17. maddesine aykırı eylemlerinden dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle FDT'nin 45/1 maddesi uyarınca verilen hak mahrumiyeti cezasının ihlalin oluş şekli dikkate alınarak 15'er gün hak mahrumiyeti cezası şeklinde değiştirilerek onanmasına, Üye Tanju Güvendiren'in fiil ile fail arasında illiyet bağının olmadığı şeklindeki karşı oyu ile Üye Mehmet Doğan'ın verilen cezaların tamamen kaldırılması gerektiği yönündeki karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi.