T24 - Başbakan Erdoğan’ın Hopa gezisi sonrasında yaşananları protesto etmek için Ankara'da yaptıkları eylemde tutuklanan 28 kişinin davası başladı. Davayı BDP, CHP ve sivil toplum kuruluşları takip ediyor.
Hopa’da çıkan olaylarla ilgili Ankara’da düzenlenen gösterilere dair başlatılan soruşturma kapsamında, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince haklarında dava açılan 28 kişinin yargılanmasına başlandı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklarla çok sayıda sanık avukatı katılıyor. Salonun yeterli olmaması nedeniyle duruşmaya izleyici olarak sadece sanık aileleri, milletvekilleri ve gözlemciler alındı.
Sanıklara destek vermek isteyen birçok kişi, sabahın erken saatlerinden itibaren adliye önünde toplandı. Eyleme bazı CHP ve BDP milletvekilleriyle çeşitli sivil toplum kuruluşları, sendikalar, siyasi partiler de destek verdi.
Pankartlar açan ve sanıkların fotoğraflarını taşıyan grup, tutuklu sanıkların serbest bırakılmasını istedi.
Eylemde, üzerinde "Böyle oyun görülmedi Ankara Adliyesinde" yazılı, tiyatroyu temsil eden maskeyle adalet terazisi ve orağın bulunduğu maket dikkat çekti.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan burada yaptığı konuşmada Türkiye’de özgürlük, adalet, kardeşliğin yok edilmeye çalışıldığını belirterek, haksızlığı, halkın güç birliğinin giderebileceğini söyledi.
"Özel yetkili mahkemelerin de Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi tarihin çöplüğüne atılacağını" ifade eden Kaplan, "Darbeler hukuku sürüyor. Siz adaletin simgesi değil, adaletsizliğin simgesi oldunuz. Bu halk bir gün bunun hesabını sorar" dedi.
Konuşmaların ardından tulum eşliğinde horon tepen grup üyeleri, daha sonra duruşmanın sonucunu beklemek üzere Ankara Adliyesinin yan tarafına alındı.
Daha sonra CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın da aralarında bulunduğu bazı CHP milletvekillerinden oluşan heyet, duruşma salonuna girdi.
Tutuklu sanıklar salona girerken izleyicilerce alkışlandı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, izleyicileri "duruşmada ciddi olmaları" konusunda uyardı.
Çok sayıda polis de adliye önünde güvenlik önlemi aldı. Adliyeye girecekler, üzerleri aranarak içeri alındı. Adliye çevresine, polis panzerleri yerleştirildi.
İDDİANAME
Sanıkların, "silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütünün propagandasını yapmak, görevli memuru kasten yaralama, kamu malına zarar verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnme ve 6136 sayılı yasaya muhalefet" suçlarını işledikleri savunuluyor.
İddianamede, AKP’nin 31 Mayıs 2011’de Hopa’da düzenlediği mitingde, parti seçim otobüsüne sol görüşlü kişilerin saldırması sonucunda bir polis memurunun ağır yaralandığı, olaylara müdahale sırasında Metin Lokumcu’nun da kalp krizi neticesinde vefat ettiği kaydedilmişti.
Ankara’da bu olayı protesto etmek için Sakarya Caddesi’nden AK Parti İl Başkanlığına yürümek isteyen gruba, çeşitli marjinal sol gruplarla terör örgütleri adına faaliyette bulunan oluşumların içerisinde yer alan kişilerin de katıldığı ifade edilen iddianamede, grubun "kanunsuz olarak" yürüyüşe geçmesinin ardından, bazı kişilerin, yüzlerini kapatarak, slogan attığı, herhangi bir basın açıklaması yapmadan, tedbir alan güvenlik güçlerine ve araçlarına taş ve sopalarla saldırdığı belirtilmişti.
İddianamede bazı sanıkların üye ve yönetici olarak görev yaptığı Halkevleri ile Öğrenci Kolektiflerinin, ülke gündemine ilişkin konularla THKP/C terör örgütü kurucusu Mahir Çayan başta olmak üzere sol terör örgütü kurucularının ve THKP/C içinde faaliyet gösterirken ölen örgüt mensuplarının ölüm yıl dönümlerinde basın açıklaması, yürüyüş, açık hava toplantısı, mezar anması gibi eylem ve etkinlik gerçekleştirdiği ifade edilerek, "Bahse konu oluşumların, legal görünüm altında gerçekleştirmiş oldukları basın açıklaması, yürüyüş, açık hava toplantısı gibi eylem ve etkinliklerde şiddete başvurarak, kamu malına zarar verdikleri, işgal eylemi yaptıkları ve güvenlik güçlerine saldırmak suretiyle kamuoyunda korku, endişe veya panik yaratarak, Devrimci Gençlik terör örgütünün amacı, ideolojisi ve stratejisi doğrultusunda faaliyet gösterdikleri anlaşılmaktadır" ifadesi kullanılmıştı.
"THKP/C Devrimci Yol Devrimci Gençlik" örgütünün terör örgütü olduğu konusunda şüphe bulunmadığı ifade edilen iddianamede, sanıkların, "terör örgütlerinin ideolojileri doğrultusunda, terörün tanımında bulunan şiddet eylemleri içerisinde yer aldıkları, eylemlerinin süreklilik ve çeşitlilik arz ettiği" belirtilmişti.
İddianamede, "sanıkların, yasa dışı THKP/C Devrimci Yol Devrimci Gençlik isimli silahlı terör örgütünün bilgi ve istemi içinde, örgüt adına suç işleyerek, örgüt üyesi oldukları kanaatine varıldığı" kaydedilmişti.