Sendika.org'un haberine göre Candan, sayım ve yeniden sayım taleplerinin “itirazdan öte bir hal aldığı”nı belirterek, “31 Mart yerel seçimlerinde halk iradesini sandıkta göstermiş ve tercihini yapmıştır” dedi. Seçim sonuçlarına itiraz koşullarının kanunda açık bir şekilde yer aldığını anımsatan Candan, “Seçim sonuçlarını darbe ile yan yana getirerek, seçmenin iradesini yok saymaya yönelik her türlü hamle hukuk dışıdır ve meşru değildir. Sürecin ve tartışmanın uzaması demokrasiye inancı zedeleyeceği gibi, iktidarın kurumlarıyla birlikte halkın iradesini baskılayacağı düşüncesini körüklemektedir” dedi.
Candan sözlerine şöyle devam etti:
''Her seçim sonuçlarına itirazlar olabilir ancak bu itirazlara yönelik, mekândan ve zamandan bağımsız hukuka uygun işlem tesis edilir. Ancak günlerdir yaşanılan süreç ve itirazlar hukuk sınırlarını aşarak doğrudan seçme ve seçilme hakkına yönelik bir saldırı haline gelmiştir. Yüksek Seçim Kurulu'nu ülke demokrasisi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları çerçevesinde ivedilikle seçmenin iradesini ilan etmeye davet ediyoruz''
“YSK kararları çifte standart uygulamadan, olması gerektiği gibi hayata geçirilmelidir”
Candan’ın ardından basın metnine imza atan kurumların temsilcileri söz aldı. Ankara Serbest Muhasabeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Ali Şahin, “Daha önce seçim kazanıldığında sandığı kutsayanlar halkın iradesini kutsayanlar şuanda kaybettikleri yerlerde seçimlerin ve halkın iradesinin sorgulanmasına varan uygulamalarla bir çifte standart yaratıyor” dedi. Işık, yeniden sayımlarla Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım arasındaki oy farkının 15 bine indiğini anımsatarak sürecin “bu kadar oyla kazanılır mı” noktasına getirilmeye çalışıldığını belirtti. Işık, “YSK kararları çifte standart uygulamadan, olması gerektiği gibi hayata geçirilmelidir” dedi.
DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün “Bir seçim tamamlanmıştır. Kimin beğenip beğenmediğine bakmaksızın YSK de, diğer kurumlar da yasalara uygun görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmek zorundadırlar” dedi.
“Demokrasi sadece kazandıkları zaman saygı duydukları bir şey”
Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, seçim sürecinde kullanılan dile dikkat çekerek “Bu memleketin yüzde 50’si vatan haini ve terörist damgasıyla damgalanmak istendi” dedi. Yandaş medyanın da seferber olduğuna dikkat çeken Bulut, halkın “Haddini bil” diyerek iktidarı cezalandırdığını ve “daha sevecen, güler yüzlü simaları lider olarak görmek istediğini” kaydetti. Bulut, ekonomik kriz ve tarım politikalarının seçim sonuçlarını da etkilediğini belirterek “Bu seçimin sonuçlarını, demokratik hafıza içinde belli bir olgunlukla karşılamaları gerekirken bu olgunluğu göremedik. Demokrasi sadece kazandıkları zaman saygı duydukları bir şey. YSK’nin ve tüm adli yargı organlarının demokrasiye ve adalete sahip çıkmalarını bekliyoruz” dedi.
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür Eğitim Vakfı’ndan Emel Sungur, iktidarın sonuçları hazmedemediğini belirtti. Sungur, “Toplumun bireyleri olarak oradaki gelişmelerden her an haberimiz olması gerekiyor. Baskı altındalarsa onu da bilmemiz gerekiyor” dedi.
“Seçmenin tercihlerine saygılı olun”
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Işık ise sözlerine “82 milyon tüketici adına yönetenlere sesleniyoruz” diyerek başladı. Işık, “Seçmenin iradesine saygı duyunuz. Son gelişmeye göre artık 51 sandık dışında sandık açılmayacak. Bu sefer Büyükçekmece’de operasyon başlatılıyor. Burada çıkan verilerle YSK’yi baskı altına almak için” dedi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Alev Yılmaz, “Milli iradeye saygı duyulmasını ve oylara ve demokrasiye sahip çıkılmasını istiyoruz” dedi.
Halkevleri’nden Hadi İskit ise “Halkın iradesine karşı çıkmak kimsenin haddi değildir. İktidar haddini bilsin” ifadelerini kullandı.