Aslı Işık
Hem iktidar hem muhalefet partileri açısından Ankara, yerel seçimlerin en önemli iki büyükşehrinden birini oluşturuyor. CHP ve İYİ Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı için 25 yıllık AKP iktidarına son vermek, başta partili Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar için ise Ankara’yı kaybetmemek bu seçimin en büyük önceliği olarak görünüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 5 dönem Kayseri Belediye Başkanlığı yapan Cumhur ittifakının adayı Mehmet Özhaseki, Millet İttifakı’nın adayı Mansur Yavaş ile yarışıyor. Aynı süre zarfında Ankara’yı yöneten Melih Gökçek ise, "metal yorgunluğu" gerekçesiyle Erdoğan tarafından 28 Ekim 2017’de istifa ettirildi. Metal yorgunluğundan ne kast edildiği ise ne iktidar ne de Gökçek tarafından kamuoyuna açıklandı.
Cumhurbaşkanı, Yavaş’a karşı
Erdoğan, Ankara için hiçbir seçimde yapmadığı bir kampanya yürütüyor. İkisi MHP lideri Bahçeli ile olmak üzere Ankara’nın çeşitli ilçelerinde 10 ayrı miting yapan Erdoğan’ın, seçim gününe kadar bu sayıyı 15'e çıkarması bekleniyor.
Erdoğan tüm mitinglerinde ve TV programlarında, Yavaş’ı "sahte senet imzalamakla", "teröristlerle işbirliği yapmakla" itham ediyor ve suçlamalarının dozunu her geçen gün artırıyor. Bir televizyon kanalında Ankaralıların Yavaş’ı seçmeleri halinde, Yavaş’ın görevde kalamayacağını ve Ankara’ya yazık olacağını açıklayan Erdoğan, 20 Mart'ta yaptığı mitingde ise, "Ankara’yı sahte senet imzalayanlara teslim edemeyiz. Ne bu ittifaktan ne bu ittifakın defolu adayından Ankara’ya hayır gelmez" diye konuştu.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Yavaş’ın adaylığının düşürülmesi yönündeki dilekçeyi, adaylık sürecinin bitmesini gerekçe göstererek, incelemeye almadı. Özhaseki de mitinglerinde, dertlerinin "vatan, millet ve bayrak" olduğunu belirterek, "Millet ittifakının gizli ortağının Kandil" olduğunu söylüyor.
Ankaralı’nın derdi geçim
Peki Ankaralılar siyasi seçim kampanyaları hakkında ne düşünüyor? Sokaktaki insan seçimden çok geçimini düşünüyor. İnsanlar, yeni projelerden çok ulaşım, içme suyu, hizmetlerin daha yaygın ve ucuz hale getirilmesini talep ediyor.
Bir restoranda çalışan Yaşar Akay, DW Türkçe’ye seçimlerden hiçbir şey beklemediğini belirterek, "Önce ekmeğimi düşünüyorum" diyor. İnşaat mühendisi Cenap Doğan ise, iktidarın kent yönetimi anlamında hiçbir başarısı olmadığını vurgulayarak, CHP’nin de mevcut ekonomik koşulları değiştirme şansı olmadığını belirtiyor.
Mamak'ta oturan serbest meslek sahibi Can Öztürk ise, Ankaralı’nın genel derdi olan bir soruna dikkat çekiyor. Belediye, vatandaşa kartlı doğalgaz sayacını zorunlu kılarak, sayaçlar için dolar üzerinden depozito almıştı. Doğalgaz dağıtımının özelleştirilmesinin ardından, bugünlerde şirket faturalı sayaca geçme zorunluluğu getirdi. Öztürk, yeni sayaç için 580 TL ödediğini söylüyor. Öztürk, Ankaragücü’nün henüz bir stadı olmamasından da şikayetçi.
Ankara’nın Bağlum gibi görece merkeze uzak semtlerinde oturan kadınlarla sohbetimizde ise, yine pahalı ulaşım ve temel hizmet talepleri öne çıkıyor. İnsanlar, belediye otobüsleri yerine semtlerine özel halk otobüsleri verilmesinden rahatsız. Özellikle 65 yaş üstü vatandaşlar, belediye otobüslerine ücretsiz binebildiklerini ancak semtlerine belediye otobüsleri yerine özel halk otobüslerinin sefer yapmasından şikayetçiler.
Kadınlar, her türlü yiyeceğin dışında Ankara’da suyun da çok pahalı olduğuna dikkat çekiyor. Yavaş’ın seçim vaatlerinde su ücretini düşüreceğini duyurması üzerine, belediyenin su ücretlerinde yüzde 30 indirime gittiğini hatırlatan vatandaşlar, "demek ki olabiliyormuş" diyor.
Öğrencilerin derdi "havasız insan aracı"
Sokakta rastladığımız bir grup lise öğrencisi ise büyüklerinin aksine konuşmaktan çekinmiyor. Gençlerin anlattıklarına göre en büyük sorunları aslında bir belediyenin en temel görevlerinden biri olan ulaşım. Onlar da okullarına daha ucuza gitmek istiyor. Öğrenciler, Ankara’nın çevre semtlerinden okullarına gelmek için günlük 3,5 lira ödediklerini belirterek, "65 yaş üstüne gezmek için bedava, biz okumak için geliyoruz bize paralı" diyorlar. Öğrenciler özel otobüsler için "havasız insan aracı" benzetmesi yapıyor.
Rekor dava
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan Tezcan Karakuş Candan, tüm Ankaralıların çok yakından tanıdığı simge bir isim. Başkanı olduğu Mimarlar Odası, AKP iktidarı ve Melih Gökçek’e, 115’i Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) ile ilgili olmak üzere 800 adet dava açtı. Candan, bu rakamların "talanın boyutunu" gösterdiğini söylüyor.
DW Türkçe için seçim sürecini değerlendiren Candan toplumda iki türlü talebin öne çıktığını belirtiyor. Candan orta ve üst gelir grubunun gelecek kaygısı ve umut talebi olduğunu, ikinci talebin ise ekonomik krizdeki insanların temel hizmetlerin ucuza mal edilmesi olduğuna dikkat çekiyor. Yavaş’ın "suyu ucuzlatacağım" demesi üzerine iktidarın önlem olarak suyu yüzde 30 ucuzlattığını hatırlatan Candan, şunları söylüyor:
"Suyu ucuzlatmanın etki gücü yüksekti. İnsanlar kentsel hizmetlerde cebini düşünüyor. Ulaşımın ucuz olması, belediyenin halkın temiz gıda, su ve ekmeğe ulaşımını sağlaması daha önemli oluyor. Dolayısıyla projeler çok önemli değil. İktidarın zaten böyle bir şansı yok, 25 yıldır bu kenti yönetiyor."