Dünya
Deutsche Welle

Ankara-Berlin hattında güvenlik müzakereleri

Almanya ve Türkiye aralarındaki işbirliğini artırıyor. Ankara – Berlin hattında iki mutabakat muhtırası için müzakereler hızlandı. Berlin’den Değer Akal’ın haberi.

28 Ocak 2016 11:32


Almanya ile Türkiye arasında yapılan hükümetlerarası stratejik istişarelerin ardından yasadışı göç, insan kaçaklığı ve terörle mücadele konularında işbirliğini geliştirmek için somut adımlar atılmaya başlandı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun, geçen hafta Berlin'de yapılan istişarelerde, içişleri bakanlarına çalışmaların “hızla sonuçlandırılması” talimatı verdiği, bunun üzerine Ankara-Berlin hattında güvenlik alanındaki müzakere trafiğinin hız kazandığı öğrenildi.

Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’in hafta başında 5 kişilik üst düzey bir heyeti Ankara’ya gönderdiği, görüşmelerde ortak işbirliği mekanizmalarını şekillendirecek iki mutabakat muhtırasının müzakere edildiği bildirildi.

İşbirliği başlıkları

Edinilen bilgilere göre tarafların dört hafta içerisinde sonuçlandırmayı hedefledikleri belgelerde güvenlik makamları arasında insan kaçakçılarıyla mücadele, bilgi paylaşımı, terörle mücadelede daha yakın işbirliği için çeşitli önlemler sıralanacak.

Diplomatik kaynaklar, işbirliğinin güçlendirilmesi amacıyla müzakerelerin hızla sonuçlandırılması hedefi doğrultusunda her iki tarafın da koordinasyon amacıyla birer yetkili görevlendirdiğini aktardı. Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, terörle mücadeledeki kilit bürokratlarından Türkiye kökenli Sinan Selen’i, Türkiye İçişleri Bakanı Efkan Ala ise İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Tekinarslan’ı görevlendirdi.

İrtibat görevlileri

Alman ve Türk polisinin insan kaçakçılarına karşı önceki hafta düzenlediği ortak operasyonun önemine işaret eden diplomatik kaynaklar bu çerçevede yakın işbirliğinin devam ettirilmesi için güvenlik birimlerinde karşılıklı olarak “irtibat görevlilerinin” gönderilmesinin düşünüldüğünü kaydettiler. Türkiye'de Alman güvenlik yetkilisinin, Almanya'da da Türk güvenlik görevlisinin ilgili kurumlarda daha yakın işbirliği ve bilgi paylaşımı yapmasının çerçevesi görüşülüyor. Türkiye’nin Europol ve FRONTEX ile de benzer bir işbirliğine gittiğine dikkat çekiliyor.

Ayrıca Alman makamlarının, Türkiye’de göç alanına ilişkin politika ve stratejileri uygulayan, kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlayan İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile iletişim ve koordinasyonun derinleştirilmesi hedefleniyor.

Tarafların beklentileri

2015 yılında 1 milyondan fazla mültecinin geldiği Almanya’da hükümet devam eden sığınmacı akını nedeniyle iç politikada sıkıntılar yaşarken Türkiye’den bir an önce somut adımlar bekliyor.

Türkiye'yi transit ülke olarak kullanarak Avrupa’ya gelen Suriyeliler oranının yüzde 55 olduğuna dikkat çeken yetkililer, gelenler arasında Afganların oranının yüzde 20, Faslıların oranını ise yüzde 10 civarında olduğunu kaydediyorlar.

Siyasi sığınma hakkı elde edemeyen ve çoğu ülkelerine geri gönderilen Afganlar konusunda Türkiye’den en büyük beklenti ülkenin doğusunda özellikle de İran sınırında kaçak geçişlerin önlenmesi. İran sınırının Türkiye’ye kaçak geçişlerin ağırlık noktasını oluşturduğuna dikkat çeken Batılı diplomatlar, sınır güvenliğinin artırılması konusunun Türkiye’nin kendi güvenliği açısından da son derece önemli olduğunun altını çiziyorlar.

Diplomatik kaynaklar son dönemde Faslı kaçak göçmenlerin oranının ciddi bir şekilde artığını belirtirken, Türkiye’ye vizesiz seyahat edebilen Faslıların kaçak yollardan Ege üzerinden Avrupa’ya geçişlerinin engellenmesini bekliyor. Berlin, Türkiye’nin Kuzey Afrika ülkeleriyle vize serbestisini gözden geçirmesini istiyor. Türk taraf ise karşılıklı olarak vizeleri kaldırdığı bölge ülkeleriyle arasında yoğun turizm ve ticari ilişkilerin olduğunu vurgularken bu ülkelere vize serbestisinin gözden geçirilmesinin Türkiye’nin AB üyelik sürecinde ilerlemesiyle mümkün olabileceğini ifade ediyor.

Türk tarafı Libya’ya Ekim ayından bu yana vize uygulanmakta olduğunu, Eylül ayında bu ülkeden gelen göçmenlerin sayısının 38 binden 200'ler civarına düştüğüne dikkat çekiyor. Türkiye’nin Cezayir’e zaten vize uyguladığını hatırlatan yetkililer yerinden edilmiş, üçüncü ülkelerdeki Suriyelilere yönelik vize uygulaması ile birlikte bir hafta içinde gelen Suriyeli sayısının 41 binden 100'e kadar düştüğüne işaret ediyor.

Almanya’nın bir diğer beklentisi Türkiye ile Yunanistan arasında geri kabul anlaşmasının etkili bir şekilde uygulamaya geçirilmesi ve Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçen kaçak göçmenlerin Türkiye tarafından geri alınması. Diplomatik kaynaklar geçen dönemde bu konuda sürecin işlemediğini, 2015 yılında sadece 6 kaçak göçmenin Türkiye tarafından geri kabul edildiğini, Ocak ayının ilk dönemindeyse bu rakamın yaklaşık 46 olduğunu belirtiyorlar.

Terörle mücadele

IŞİD ile mücadelede işbirliğini son aylarda güçlendiren taraflar yabancı savaşçılar konusunda istihbarat paylaşımı başta olmak üzere birçok alanda adımlar atıldığına dikkat çekiyor. Taraflar terörle mücadele kapsamında daha etkili bilgi paylaşımı konusunda da mutabık. Ancak bu konuda Alman tarafı kişisel verilerin korunması mevzuatı kapsamında bazı sınırlamalarla karşı karşıya olduğunu Türk tarafına iletiyor.

Diğer yandan Türkiye’de kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasal düzenleme olmaması hem Europol gibi AB kurumlarının hem de Alman güvenlik birimlerinin Ankara ile terörle mücadele gibi kritik alanlarda istihbarat paylaşımını zora sokuyor. Batılı yetkililer kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasal düzenlemeler konusunda Ankara’nın gerekli adımları atmasının beklendiğini ifade ediyor.

Türk tarafının görüşmelerde öncelikli talebini PKK ile mücadele konusunda daha etkin bir işbirliğinin sağlanması oluşturuyor. Ankara, PKK ve DHKP-C’nin Almanya’daki siyasi faaliyetlerinin, mali kaynaklarının üzerine çok daha ciddi bir şekilde gidilmesini, bu alanda istihbarat paylaşımının artırılması beklentisini dile getiriyor. Türkiye, PKK konusunda iletilen yaklaşık 4 bin 500 iade dosyası konusunda adımlar bekliyor. Alman tarafı PKK’nın terör örgütü olarak tanındığını ve güvenlik güçlerinin gerekli adımları attığını belirtirken iade talepleri konusunda ancak hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde hareket edilebileceğini vurguluyorlar.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle