Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumlarında bulunan başvurucuların, satın aldıkları süreli yayınların kendilerine teslim edilmemesi üzerine yaptıkları başvuruda ihlal kararı verdi. Kararda, "Tutuklu ve hükümlülerin süreli veya süresiz yayınlara ulaşabilmesi de bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğünün somut yansıması olarak ifade özgürlüğünün koruması altındadır. Bu bağlamda başvuruculara gönderilen süreli yayın şeklindeki yazılı dokümanların onlara verilmemesinin haber veya fikir alma özgürlüğüne, dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğu kabul edilmiştir" ifadesine yer verildi.
Anayasaya Mahkemesi, madde 26'dan (Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti) ihlal verdiği başvuruya konu olan yayınlar hakkında, verilmiş bir toplatma ya da elkoyma kararı bulunmadığını belirtti.
İnfaz kurumu eğitim kurulları, söz konusu yayınlarda 'terör örgütü' ve liderlerini öven ve 'terör örgütü propagandası' teşkil eden içerikler bulunduğunu belirtti. İnfaz hâkimlikleri, kararlara karşı yapılan şikâyetleri reddetti, ret kararlarına karşı yapılan itirazlar da ağır ceza mahkemelerince kabul edilmedi.
"Mevcut sistemde yapısal sorunlar var"
Anayasa Mahkemesi, süreli yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmesine ilişkin olarak mevcut sistemde yapısal bir sorun olduğunu belirterek, bugüne kadar aynı konuda çok sayıda ihlal kararı verilmiş olmasına rağmen bu nitelikteki müdahaleler ve bunlara karşı yapılan başvurular devam etmektedir dedi.
"Terör mahkümu oldukları için"
Mahkeme, başvurulara konu idari ve derece mahkemeleri kararlarına bir bütün olarak bakıldığında yayınların verilmemesinde, başvurucuların kişisel durumlarının değil terör mahkümu olmaları ve yüksek güvenlikli infaz kurumlarında tutulmaları gibi kategorik nedenlerin etkili olduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi, süreli yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfiliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığını belirtti.
"Devamlı ihlal anlamına geleceği açıktır"
Süreli yayınların yeknesak, hakkaniyete uygun ve Anayasa Mahkemesinin öngördüğü kriterleri karşılayan bir yöntemle mahpuslara tesliminin sağlanması için etkin bir düzen kurulmadığı takdirde söz konusu yapısal sorunun devam edeceğini vurgulayan Anayasa Mahkemesi, “Bunun Anayasa'nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğünün devamlı ihlali anlamına geleceği açıktır” ifade etti.