T24- İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Yılmaz Uça, altının bundan birkaç yıl öncesine kadar, dünyada uzun yıllar fiyat istikrarını koruduğunu, savaş, ekonomik krizler gibi olağanüstü dönemler dışında fiyat hareketleri yüzde 5-10'lar seviyesinde değişen bir yatırım aracı olduğunu söyledi.
İkiz Kulelere saldırı, Irak, Afganistan operasyonları gibi gelişmelerin ardından yaşanan güvensiz ortamların, pek çok ülkenin merkez bankalarının ya da kendi paralarını korumak isteyen devletlerin altın yatırımı yapmasına yol açtığını anlatan Uça, petrol fiyatlarının çok artmasıyla özellikle petrol üreticisi ülkelerin ellerindeki fazla parayı altına yatırdıklarını dile getirdi.
Uça, altın fiyatlarının bu kadar artmasının en önemli sebebiniyse dünyadaki güvensizlik ortamı olarak gösterdi.“Altının fiyatı, 2001'den 2010'a döviz bazında dört kat arttı. Gramı 10 dolar olan 24 ayar şu anda 40 dolar seviyesinde” diyen Uça, bu durumun en çok spekülatörlerin işine yaradığını, kuyumcuların fiyat artışından olumsuz etkilendiğini, çünkü alış satış yapılmadığını ifade etti.
Uça, “Eskiden çok fazla bilezik, yüzük, takı alım satımı yapılırdı. Şimdi ufacık bir bileklik bile ciddi bir rakam tutuyor. Düğünlerdeki takılar şekil değiştirdi. Eskiden çeyrekler havada uçuşurdu, yarım altınlar, ziynetler takılırdı. Bugün insanlar bunu yapamıyor. Çeyrek altın 100 liranın üzerinde seyrediyor. Eskiden herkesin, her gittiği düğünde taktığı çeyrek, şimdi çok yakınlara takılıyor” diye konuştu.
“ÜRETİCİ GÜMÜŞE, BAŞKA MADENLERE DÖNDÜ”
Rekor fiyatların, kuyumcuların karını artırmadığını vurgulayan Uça, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fiyat artışları kuyumcuların cebine ekstra para girmesini sağlamıyor. Çünkü biz altın madenini işleyip satıyoruz, sonra altın alıp sattığımızın yerine koyuyoruz. Dolayısıyla altın bizim değişim aracımız. Yani bir kilo altınımız eğer sene sonuna kadar aynı kaldıysa zarar etmedik, bir kilo 100 grama çıktıysa 100 gram altın kazandık, 900 grama düştüyse 100 gram altın kaybettik anlamına geliyor. Fiyat çok artmış, ama biz satamıyorsak bu demektir ki 100 kilodan 100 gram yemişiz.
Bugün kuyumcuların yaşadığı böyle bir şey. Sermayeden yiyorlar. Fiyatlar çok arttı, ekonomik kriz buna eklendi. Sonucunda da Türkiye genelinde yüzde 30 seviyelerinde perakende kısmında kuyumcu kapanmış vaziyette. Üretim tarafında da yaklaşık yüzde 50 üretici kapatmak zorunda kaldı. Çünkü üreticilerin pek çoğu prefinans dediğimiz, yani kendi gücü olmayıp, önden siparişlerle altın vererek üretim yapan küçük işletmeler. Kapatan atölyelerimiz gümüşe, başka madenlere döndüler.
Uça, “fiyatlar düşse?” sorusu üzerine, “Son derece memnun olacağız. Çünkü metamız dönmüş olacak, dönerse para kazanacağız” dedi. Fiyatların seyrine ilişkin ne gibi öngörüler yapıldığının sorulması üzerine Uça şu karşılığı verdi:
“Altının ons fiyatının 1.250 dolarların üzerinde gitmesine sebep olacak, döviz bazında dört kat artıracak dünyayı yerinden oynatacak hadiseler yok aslında. Ama güvensizlik ortamı var. Bu güvensizlik güvene dönüşürse fiyatlar geri gelecektir. Ancak bu güvensizlik daha da devam ederse, İran krizi çıkar, etraftaki ülkelere yayılırsa, Avrupa'daki kriz daha da büyürse mutlaka fiyatların artışı devam edecektir.Para güvenilir limanlara kaçıyor. Şimdi güvenli liman altın. Altın kendini kral olarak gösteriyor. Sıcak paranın sığındığı çok önemli bir liman.”
Uça, “Fiyatlar 3-4 sene öncesi seviyelerine geriler mi?” şeklindeki soruya, öyle olacağını tahmin ettiklerini, benzer bir durumun petrol fiyatlarında da yaşandığını, ama üretim sabit kalmasına rağmen petrol fiyatlarının eski seviyelerine gerilediğini söyledi.
KUYUMCULAR, UMUTLARINI DÜĞÜNLERE BAĞLADI
Acar Kuyumculuk firmasının sahibi Fahrettin Özer, dünyada ekonomik krizin etkisiyle en güvenli limanın altın olduğunun ortaya çıktığını belirterek, “Altına talebin fazla, üretimin az olması sebebiyle fiyatlar yükseldi. Fonlar çok fazla miktarda altın aldı. Yoksa vatandaşın fazla alış veriş yapmasıyla dünyada altın fiyatları yükselmez” dedi.
Türkiye'de düğün mevsimi yaklaşmasına rağmen kuyumcuların işlerinin açılmadığını ifade eden Özer, bu durumun geçici olduğuna inandıklarını, zira altın kaç para olursa olsun, Türk toplumunda düğünde nişanda altın takıldığını söyledi.Özer, “Şu anda alınmıyor, ama bu psikolojik. İnsanlar 'çok yükselmiş, biraz düşmesini bekleyelim' diye düşünüyor. Sanıyorum bu uzun sürmeyecektir” diye konuştu.Fiyatların sürekli yükselmesinden kuyumcular olarak hiç memnun olmadıklarını kaydeden Özer, “Öyle ki, kapanan çok dükkanımız var” dedi.
Birben Kuyumculuk firmasının sahibi Selma Bayraktar da vatandaşın çok zorunlu hallerde altın aldığını dile getirerek, “Düğünlerde 8 ayar, 14 ayar bilezik takıldığını söylüyor müşterilerimiz. İnşallah düzelir. Şu durumda ne alan, ne de satan var. Günlerce siftah yapamadığımız zamanlar oluyor” şeklinde konuştu.
"40 YILDIR BÖYLESİNİ GÖRMEDİM"
Borg Kuyumculuk firmasının sahibi Ervin Borg ise 40 senedir bu mesleği yaptığını, altına bu kadar isteksizlik, kimsenin altına bakmadığı bir dönem görmediğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Bunu, sadece altın fiyatlarının yükselmesi değil, altının önüne geçen başka şeyler de etkiledi. Eskiden tek yatırım aracıydı. Artık insanlar tatile gitmeyi, araba almayı daha tercih eder oldu. Üzerine bir de ekonomik kriz geldi. Düğün sezonunda biraz oynama oluyor, ama düğün harcaması genelde çiftlerin daha önemli işleri için yapılıyor.”