Gündem

Altan Erkekli: Başbakan gülünç duruma düşüyor

Özel tiyatroların varlığına vurgu yapan Erkekli, devletin fonlarla bunları destekleyebileceğini ancak repertuara kadar müdahale etmenin hedeflendiğini anlattı

08 Mayıs 2012 13:04

Oyuncu Altan Erkekli, AKP'nin düşünmeyen ve sorgulamayan bir toplum hedeflediğini, sanatın özelleştirilmeye çalışılmasının da bununla bağlantılı olduğunu söyledi. Erkekli, sanatın barışı, aşkı ve kardeşliği sağlayan bir rolü olduğuna dikkat çekerek, AKP'nin tüm bu faktörlerle sorunu olduğunu dile getirdi.

Altan Erkekli, AKP'nin devlet tiyatrolarının özelleştirmesini yönelik girişimlerini eleştirdi. Erkekli, Fırat Haber Ajansı'ndan Ali Barış Kurt'a konuyla ilgili olarak değerlendirmede bulundu.

Deneyimli oyuncu Altan Erkekli, Tayyip Erdoğan'ın sözlerine tepki gösterdi: "Sanatın, tiyatroların özelleştirilmesi mümkün değil. Bu bakış açısı düşüncesizce, nereye gideceği belli olmayan ve sanatı küçümseyen bir algıyla ifade ediliyor. Sanat yol yapmak, köprü yapmak gibi mühendislik olayı değildir. Hür insanın kendi dünyasında yarattığı güzellikleri ortaya koyduğu bir çerçevedir."

Tiyatro ve genel olarak da sanatın, barışı ve kardeşliği icra etme gibi bir görevi olduğuna dikkat çeken Erkekli, "Sanatın bu rollerini beğenir ya da beğenmezsiniz; bu, hayata nereden baktığınızla alakalı. Ama kimsenin sanat üzerinden küçümsemede bulunmaya, 'bu böyle olmaz' demeye hakkı yok" dedi.

 

'Erdoğan gülünç duruma düşüyor'

 

Erkekli, Türkiye'de giderek sanatçıların değersizleştirilmeye çalışıldığını belirterek, bunun 'artistlik' kavramının bıraktığı yanlış algı nedeniyle de ilgili olduğunu ifade etti.

"Sanat bir artistlik işidir. Bizim ülkemizde bu kavram yanlış anlaşılıyor. Bu nedenle de az önce söylediğim gibi, bir küçümseme için yer arayanlar, bu kavram üzerinden saldırıda bulunuyor. Oysa artistlik, hayatın içindeki her şeyi estetik şekilde sunabilme gayretidir. Trafiğin akışından parkların düzenlenmesine kadar bütün insan ilişkilerinin, sosyal haklardan sendikal haklara kadar ortaya hepsi için bir estetik biçim çıkarılmasından bahsediyorum" ifadelerini kullanan Erkekli, devam etti: "Özelleştirmeyi savunanlara şunu söylüyorum; sanat, tiyatro bir kaldırım yapma işi değildir. Belediye hizmetlerini, mevcut maaşlı çalışanlar yeterince başarılı değil diye özelleştirmeniz başkadır ama sanattan söz ediyoruz. Gider bir çiçek bir böcek getirip kaldırımları daha da güzel yapabilirler özelleştirdiğiniz zaman ama sanatı böyle yorumlamanız, ona böyle yaklaşmanız mümkün değil. Çünkü siz üretilen sanat işini beğenseniz de beğenmeseniz de, ona müdahale etme şansını kendinizde bulamazsınız.

Sanatın ekmek ve su gibi bir ihtiyaç olduğunu kabul etmemiz lazım. Hayatı tanımlayan bir işten konuşuyoruz çünkü. Ama Türkiye'de bu, bir kişinin yorumlamasıyla değerlendirilmeye çalışılıyor. Çıkıyor, ona 'ucube' diyor, 'şunu yıkın' diyor. Aslında böyle yapması onu gülünç duruma düşürüyor" dedi.

 

'Özelleştirmeyi destekleyenler yanılgıda'

 

Altan Erkekli, kimi çevrelerin özelleştirmeyi yanlış yorumladığını belirterek, "Bazı kimseler, güruhlar erki destekledikleri, hükümeti destekledikleri için özelleştirme fikrine sıcak bakıyorlar. Oysa 'yanlış hesap Bağdat'tan döner' demişler. Güce inananlar, gücü destekleyenler bu yanlışa düşüyorlar. Sanat insanlara sürekli barışı, sevgiyi, aşkı sunar. Notasında, tuvalinde, repliğinde sanat güzellikleri, dosdoğru bir dünyayı anlatmaya çalışır ve özelleştirmeyi destekleyenler, sanatın bu çabasına da itiraz etmiş oluyorlar" ifadesini kullandı.

 

'AKP, soru soran bireyler istemiyor'

 

Özel tiyatroların varlığına vurgu yapan Erkekli, devletin fonlarla bunları destekleyebileceğini ancak repertuara kadar müdahale etmenin hedeflendiğini anlattı.

"Devlet tiyatroları 1940'larda kuruldu ve bugün 'özelleştiriyorum' denilerek, aslında bir intikam alma duygusuyla hareket ediliyor" diyen Erkekli, AKP'nin bu projesiyle düşünmeyen ve sorgulamayan, barış ve kardeşlik gibi dertleri olmayan bir gençlik yetiştirmeye çalıştığını kaydetti: "4+4+4 eğitim sisteminde olduğu gibi düşünmeyen, üretmeyen ve yalnızca ibadetle hayata bağlı bir nesil yetiştirilmek isteniyor. Çünkü sanat soru sordurur ve var olan erk, soru soran bireyler yetişsin istemiyor. Onları kandırmaya, aldatmaya dönük politikalar uyguluyor. Minicik çocuğu alırsınız, elinizde kazma ve kürek yoktur ama elma fidesi dikeceğinizi ve 'bu, ağaç olacak' dersiniz ve çocuk ona inanır. Temiz beyinler böyle aldatılmak isteniyor."

Başarılı toplumların, kötü düşüncelerin hakim olmadığı toplumların sanatla var olacağına inanan Erkekli, "Türkiye'de sanatın geriletilmeye çalışıldığını çok açık görüyoruz. Sanatsal işlere dair bu uygulama, yola tüküren insan sayısından sevgilisini-eşini döven, kadına saldıranların artışına kadar yol açar. Barışa olan umutların yitirilmesini doğurur. Şu an gücü elinde bulunduranlar tam da bunu hedefliyorlar. Sanatla ilgili dertleri buralardan başlıyor. Tiyatroyu özelleştirmeye tüm buralardan bakmamız gerekiyor. Barışsever bir neslin gelişecek olmasından çekiniyorlar. Çünkü sanat, savaşı da bitirir."

 

'Tiyatro insanlığın idare edilmesinde bile araçtır'

 

Türkiye'de sanatın, yönetenler tarafından ilk çıkış dönemlerindeki kadar dahi önemsenmediğine vurgu yapan Erkekli, sözlerini şöyle noktaladı: "Tiyatro insanlığı idare etmiştir. Az önce güzel toplumların sanatla var olduklarını söylemiştim. Buna küçük bir örnek vereyim; eski Yunan dediğimiz dönemlerde bunu görmek mümkün. 8 saatlik tragedyalar düzenlenir, sahnede korolar bulunur ve en üstte milletvekilleri otururdu. Milletvekilleri, yönetenler buradaki sanatın, koronun tepkilerine göre kanunları yumuşatır ya da sertleştirirlerdi. Fikirleri böyle gelişirdi. Şimdi Türkiye'de insanlığı idare etmekle başlamış bir işin içi boşaltılmaya çalışılıyor. Buna izin vermemeliyiz" şeklinde konuştu.