Alman makine ve tesis imalatçılığı bir milyonu aşan istihdamıyla Alman sanayi sektörünün en büyük işvereni sayılır. İnovasyon gücü yüksek orta ölçekli işletmeleri sayesinde dünyanın en çok aranan yatırım mallarının imal edildiği bu branştan da durgunluk sinyalleri gelmeye başladı. Yüksek büyüme oranlarına ulaşıldığı dönemler geride kaldı. Alman makine endüstrisi fırsatlar kadar risklerle de dolu bir geleceğe hazırlanıyor. Yedi bölümde makine sanayinin durumu:
ÇİN FRENİ: Çin gibi önemli pazarlardaki durgunluk belirtileri ihracat ağırlıklı Alman makine ve tesis imalatçılarını düşündürüyor. Çin, Almanya'dan yüklü tutarda yatırım malı ithal eden gelişen ülkelerin başında geliyor. Çin'e yapılan ihracatın çift haneli oranlarda arttığı dönemler geride kaldı. Makine imalatçıları birliğinin rakamlarına göre 2015 yılında yüzde 6 oranında gerileyerek 16 milyar euroya düştü.
RUSYA FRENİ: 2014 yılından beri Putin imparatorluğuna uygulanan yaptırımlar Alman şirketlerinin bilançolarında derin izler bıraktı. Rusya'ya yapılan ihracat iki yılda 8 milyardan 5 milyar euroya düştü. Rusya ihracat pazarları sıralamasında 4'üncülükten 10'unculuğa indi.
PETROL FİYATININ İKİ YÜZÜ: Petrolün ucuzlaması imalat maliyetinin düşmesine yaradı. Ama aynı zamanda petrol şirketlerine makine ve ekipman satan şirketler üzerindeki baskı da arttı. Yatırımlar ve pahalı petrol projeleri askıya alındı. Petrol tesislerinin bakım ve onarım masrafları ise artmaya başladı. Tüketime bağlı olarak borulardan daha fazla petrol geçtiği için pompa ve kompresörlerin daha sık yenilenmesi gerekiyor. Bu alanda isim yapan Alman Siemens şirketi 2014 yılında Amerikan Dresser-Rand şirketini satın alarak petrolcülük şirketlerinin yedek parça tedarikçiliğindeki payını artırmıştı.
EURO DOPİNGİ: Avrupa para biriminin Dolar ve diğer önemli yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi Alman mallarının ihraç fiyatını düşürdü. Ucuzluk talebi olumlu etkiliyor. Alman makineleri öncelikle ABD pazarında rekabet gücü kazandı. Kriz nedeniyle ithalatı kısan Euro Bölgesi ülkelerindeki telafi ihtiyacı da Alman teknolojisine fırsat yaratıyor.
İRAN UMUDU: İran, yaptırımların kalkmasından sonra yıllardır ihtiyacını duyduğu yatırımları arttırmaya başladı. Ülkenin modern makine, tesis ve ekipman ihtiyacının kapatılmasında, İran ile iş bağlantıları eskilere dayanan Alman şirketleri önemli rol oynayacak. Alman şirketleri dış borcu olmayan İran'a mal sattıkları için Amerikan makamları tarafından sorumlu tutulmayacak olmalarından memnun. Fransa, İtalya ve Çin'in de yatırım malları satma rekabetine katıldığı İran'ın en büyük dezavantajı petrol fiyatının düşük olması.
TTIP UMUDU: ABD ile Avrupa Birliği arasındaki serbest ticaret ve yatırım anlaşmasıyla (TTIP) ilgili pazarlıkta makine endüstrisine özel bir başlık açıldı. Alman şirketleri anlaşma sayesinde ABD pazarına daha kolay girebilmeyi umuyor. TTIP gerçekleşirse Alman yatırım malları endüstrisinin ABD'de ödediği yüz milyonlarca dolarlık gümrük vergisi kalkacak. Alman şirketleri farklı sanayi normlarının standartlaştırılmasını daha fazla önemsiyor. Alman ürünlerinin Amerikan pazarında satılabilmesi için yapılan değişiklikler ürün maliyetinin yüzde 5 ila yüzde 20 oranında artmasına yol açıyor.
AFRİKA UMUDU: Afrika bütün problemlerine rağmen hızla büyüyen bir ihracat pazarı olma yolunda ilerliyor. Öncelikle ekonomik kalkınması için teknoloji transfer eden Sahra altı ülkeleri modern imalat sanayi kurmaya çalışıyor. Afrika hükümetleri yer altı zenginliklerini ve tarım ürünlerini kendi ülkelerinde işlemek istiyorlar. Bunun için gerekli makine piyasasındaki en büyük rakip Çin şirketleri. Çin son yıllarda Afrika'daki Pazar payını epey büyütmüştü. İtalyan ve Amerikan şirketleri de Afrika'ya Almanya'dan fazla yatırım malı satıyor.