Almanya'da Başbakan Angela Merkel ve federal hükümette İçişleri Bakanı olan Horst Seehofer arasında varılan göçmenlere karşı alınacak tavırla ilgili anlaşma, Avusturya'da tepkiyle karşılandı.
İki siyasetçinin prensip anlaşmasına göre Almanya, güney sınırlarında, yani Almanya-Avusturya sınırında yeni bir "güvenlik düzenlemesi" hayata geçirecek.
Bu düzenlemeye göre kurulacak olan yeni sistem iltica başvurusu yapanlardan, başka bir AB ülkesinde bir şekilde kayıt yaptırmış olana Almanya'ya giriş izni vermeyecek.
Almanya'da hükümeti oluşturan Angela Merkel'in partisi olan Hristiyan Demokratlar Birliği (CDU) ve Horst Seehofer'in Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) partiler ittifakında mültecilerle ilgili olarak alınacak tavrın belirlenmesinde beliren kriz geçtiğimiz günlerde Merkel hükümetini tehdit eder boyutlara ulaşmıştı.
Bavyera eyaletinde birinci parti olan CSU lideri, eğer Almanya mülteci politikasını değiştirmezse hükümetten istifa edeceğini açıklamıştı.
Bunun üzerine de hafta sonu başlayan acil görüşmelerde Merkel koalisyon ortağınını hükümette kalmaya ikna etmişti.
Ancak Almanya'nın güçlü lideri Merkel'in bu pazarlıklarda Horst Seehofer'e verdiği tavizin içeriği çok net olarak ortaya çıkmadı.
Görüşmelerde anlaşmaya varıldığı, dolayısıyla hükümetin göreve devam ettiği açıklamasının yanı sıra, Almanya'nın güney sınırlarında yeni bir sınır denetim düzenlemesinin gündeme getirileceği açıklaması Avusturya'nın sert tepkisiyle karşılaştı.
Avusturya Başbakan Sebastian Kurz, başbakan yardımcısı Heinz Christian Strache ve içişleri bakanı Herbert Kickl ortak bir açıklama yaparak Almanya'yı sınır denetim konusunu net olarak açıklamaya davet ettiler.
Avusturya'nın tavrı şöyle: eğer Almanya uygulamaya koymak istediği yeni güvenlik sisteminde kendi sınırında göçmenlere karşı önlem alacaksa, bu durumda Avusturya da kendi güney sınırında benzer önlemlere geçmek zorunda kalabilir.
Bu ise iç sınırların olmadığı Avrupa Birliğinde serbest dolaşıma vurulacak çok önemli bir darbe olabilir.
Almanya'nın kendi sınırlarında mülteci denetim mekanizması kurması olasılığı ve buna bağlı olarak Avusturya'nın da güney sınırlarındaki denetimi gündeme getirmesi Vişegrad Dörtlüsü ülkelerinin yıllardır önerdikleri önlemlerin Avrupa'da yaygınlaşması anlamına gelebilir.
Ulusal sınırların mülteci akımına karşı korunması ve hatta sınırlara tel örgüler çekilmesi ilk kez Macaristan tarafından gündeme getirilmiş ve daha sonra diğer Vişegrad Ülkeleri de benzer önlemler alabileceklerini açıklamışlardı.
Polonya doğu sınırına tel örgü çekilebileceği konusunu gündeme getirmiş ve Çek Cumhuriyetinde de konu hükümet düzeyinde ele alınmıştı.
Vişegrad ülkeleri olarak adlandırılan Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya Avrupa Birliği'nde geçtiğimiz yılın en önemli tartışması olan zorunlu mülteci kotalarına en kararlı bir şekilde karşı çıkan ülkeler grubunu oluşturuyorlar.
Aynı zamanda Avrupa Birliği Dönem Başkanı olan Avusturya, Almanya'nın kararıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Avrupa Birliği'nin güvenliğinin sağlanmasında yeni önlemler alınması çağrını yaptı.
Avusturya başbakanı Sebastian Kurz Avrupa Birliği içindeki serbest dolaşımın ayakta kalabilmesinin en önemli koşulunun Avrupa Birliği'nin dış sınırlarının kesin olarak korunması olduğu kanısında.
Kurz "dış sınırların korunamaması halinde Avrupa'da güvenlik sağlanamaz" diyor.
Bu saptama Visegrad ülkeleri ve İtalya tarafından da kesin bir şekilde destekleniyor.
İtalya'daki milliyetçi Kuzey Ligi ve sol radikal Beş Yıldız hareketinin koalisyonu olarak görevde bulunan yeni hükümet de bu politikayı destekleniyor ve son haftalarda arka arkaya Libya'dan gelen mülteci teknelerini geri çeviriyor.
Ancak Avrupa Birliği'nin dış sınırlarının tamamen kapatılması coğrafi konum nedeniyle kolay değil. Bu sınırların mülteci akımına karşı yeteri kadar verimli bir şekilde korunamaması durumunda ise gözlemciler ulusal sınırlardaki denetimlerin belli ölçülerde gündeme gelebileceğini vurguluyorlar.
Bu ise Avrupa Birliği'nin temel kazanımlarından biri olan "serbest dolaşım" hakkının uygulanmasını belli ölçüde kısıtlayan çok önemli bir gelişme olabilir.