Dünya

Almanya'dan notlar...

21 Nisan 2009 03:00

Gürsel Köksal bildiriyor

Almanya'yı yönetmeye aday bir kadın daha...

Federal Almanya Cumhuriyeti'nde devletin zirvesine bir kadın aday daha. Cumartesi günü gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçiminde yarış, 5 yıl önce olduğu gibi, Hıristiyan demokratların (CDU ve CSU) aday gösterdiği, liberallerin (FDP) desteklediği Horst Köhler'le, sosyal demokratların aday gösterdiği, Yeşillerin desteklediği Prof. Dr. Gesine Schwan arasında geçecek. Seçilme şansı sıfır olan Sol Parti adayı TV dizilerinin sevilen oyuncularından Peter Sodann'ın birinci turun ardından, yarışı Schwan lehine terketmesi bekleniyor. 2004'teki seçimlerin galibi olup, beş yıldır Federal Almanya'nın en yüksek politik makamının başında bulunan Köhler'in ise ilk turda olmasa da daha sonraki turlarda yeniden seçilmesine bekleniyor. Ancak durumu zayıf olarak görülen Gesine Schwan'ın sürpriz yapma olasılığı da var. Siyaset bilimcisi Schwan'ın Almanya'nın ilk kadın cumhurbaşkanı olabilmesi için seçimde kendi partisi SPD'nin, Yeşillerin, Sol Parti'nin oylarına ek olarak, karşı cepheden ve her iki cephenin dışında kalan seçmenlerden oy alması gerekiyor.

Almanya'da cumhurbaşkanları, sırf bu amaçla toplanan Federal Asamble (Meclisler Topluluğu) tarafından seçiliyor. Asamble, esas olarak Federal Meclis'teki (Bundestag) milletvekillerinden ve eyalet meclisleri tarafından gönderilen delegelerden oluşur. Bazen de ülkeye hizmeti geçmiş, saygın kişiler de Federal Asamble'de yer alabilir. Cumartesi günü Berlin'de toplanın, yeni cumhurbaşkanını seçecek ya da şimdikine bir dönem daha „göreve devam“ diyecek olan Federal Asamble'nin 1224 üyesi var. Bunların 497'si CDU-CSU, 107'si FDP, 419'u SPD, 95'i Yeşiller, 90'ı Sol Parti, 10'u çeşitli „Serbest Seçmenler“ girişimleri, 4'ü aşırı sağcı parti NPD'den, Köhler'in kendisini destekleyen CDU-CSU ve FDP oylarına ek olarak, „Serbest Seçmenler“in oylarının büyük bölümünü ve bu arada SPD saflarından da birkaç oy alması, böylece ilk turda gerekli 613'ü bulup, seçilmesi mümkün. Schwan'ın ise yukarıda belirtildiği gibi Sol Parti'nin yanısıra, karşı cepheden de oy alması gerekiyor. Seçimler „gizli“ olduğu için böyle bir olasılık var.
Ekonomist Köhler'le, siyaset bilimci Schwan arasındaki yarış birkaç ay önce başladığında görülen denge durumu, zamanla Köhler lehine bozuldu. Bunda Köhler'in özellikle ekonomik kriz nedeniyle zaman zaman yaptığı ve partilerüstü bir tarzın egemen olduğu çıkışlarının yanırısa, sosyal demokratların kendi adaylarına gerekli desteği vermemesi büyük rol oynuyor. Bazı siyasal gözlemciler, SPD liderliğinin ve özellikle de partinin Federal Başbakan adayı Steinmeier'in Schwan'ın adaylığına karşı olduğu, ancak kimsenin bunu açıkça dile getirmediği, Shwan'ın seçilebilme şansını açabilmek için gerekli çabaların ise gösterilmediğini savunuyor.

Öte yandan büyük medya organlarının çoğunluğunun da yayınlarında belirgin bir biçimde Köhler'den yana tavır aldığı görülüyor.

Yukarıda belirtildiği gibi seçimin Köhler lehine sonuçlanması bekleniyor.
Böylece Hıristiyan demokrat-liberal cephenin, eylül ayında gerçekleştirilecek genel seçim yarşına ülkenin en yüksek politik makamına yine kendi adaylarını seçtirmiş olmanın moral desteğiyle başlama şansı olacak.

Ve bu sonuçlar büyük bir olasılıkla Almanya'da kadının politika ve devletteki yerini konu alan tartışmayı canlandıracak. Tartışmanın „üst düzey siyasal makamlara kadınların ancak seçilme şansı olmadığı zaman aday gösterildiği“ suçlamasına merkezinde yürümesi bekleniyor. Aslında bu tartışma daha şimdiden başlamış durumda. Ve kadınların haklarını savunan, toplumsal, siyasal yaşamdaki ağırlıklarını arttırmayı hedefleyenler, Almanya'da şimdiye kadarki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok sayıda kadının aday gösterildiği, ancak bunlardan hiçbirinin seçilme şansı olmadığının baştan ortada olduğunu hatırlatıyorlar.

1949'da kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti'nin 9'ncu Cumhurbaşkanı olan Köhler, bu makama seçilen 5'nci CDU'lu. 2 cumhurbaşkanı SPD ve 2'si de FDP üyesi.

Şimdiye kadarki cumhurbaşkanları şöyle:

Theodor Heuss (FDP) 1949-59 (iki dönem)
Heinrich Lübke (CDU) 1959-69 (iki dönem)
Gustav Heinemann (SPD) 1969-1974 (bir dönem)
Walter Schell (FDP) 1974-1979 (bir dönem)
Karl Carstens (CDU) 1979-1984 (bir dönem)
Richard von Weizsäcker (CDU) 1984 – 1994 (iki dönem)
Roman Herzog (CDU) 1994 – 1999 (bir dönem)
Johannes Rau (SPD) 1999-2004 (bir dönem)
Horst Köhler (CDU) 2004'ten bu yana...

Almanya'da „süper seçim yılı“nın bundan sonraki en önemli durağı ise 7 Haziran'daki Avrupa Parlamentosu seçimleri olacak.

Muhafazakar-Liberal cephe önde

Almanya'da bu pazar günü bir seçim olsa, Angela Merkel liderliğindeki Hıristiyan birlik-liberal (CDU/CSU ve FDP) koalisyonun iktidara gelmesi sözkonusu. „Demoskopie Allensbach Enstitüsü“nce gerçekleştirilen en son kamuoyu yoklamasına göre Hıristiyan birlik partilerinin oy oranı % 36.5'i, liberallerin oy oranı da % 13.5'i bulması bekleniyor. Diğer partilerle ilgili oy tahminleri ise şöyle: SPD'nin % 26, Yeşillerin % 10.5 ve Sol Parti'nin % 9.5. Bu durumda CDU/CSU-FDP ortaklığının oy oranı % 50. SPD Genel Başkanı Müntefering'in hedeflediğini saklamadığı SPD-FDP-Yeşiller ortaklığının oy oranı da % 50. Sandık aritmetiğinin burada olduğu gibi bir Hıristiyan demokrat – liberal koalisyonuna izin vermesi halinde, FDP Genel Başkanı Westerwelle'nin hiç zaman geçirmeden bunun gereğini yapması ve diğer partilerin görüşme taleplerini kabul etmemesi bekleniyor.

Şiddete eğilimli aşırı sağ ve aşırı İslamcılar güçleniyor

Federal Almanya'da hem aşırı sağdaki, hem de aşırı soldaki şiddet yanlılarının sayı büyük artış gösterirken, aşırı İslamcıların imzasını taşıyan terör eylemi endişesi de devam ediyor. Federal İçişleri Bakanı Schaeuble'nin açıkladığı yıllık iç istihbarat raporuna göre aşırı sağcıların işlediği suçlardaki artış, bir önceki yıla göre % 15 artış göstererek, 19.890'ı buldu ve 20.000 sınırına dayandı. Bu suçların içinde 1047'sinde şiddet ön planda ve bu saldırılarda 2 kişi yaşamını yitirdi. Bakan Schaeuble ve iş istihbarattan sonra gizli servis BfV'nin (Anayasayı Koruma Örgütü) şefi Heinz Fromm, aşırı sol kesimde de şiddet eğilimlerinin artış gösterdiğinin gözlendiğini açıkladılar. İkili, İslamcı terörün Almanya'nın iç güvenliği için halen büyük bir tehlike olduğu görüşünde. Pakistan gibi ülkelere gidip, terör eğitimi alan kişilerin sayısının arttığına dair istihbarat analizlerine dikkat çeken Schaeuble ve Fromm, bu kişilerin Almanya'nın Afganistan'daki dış askeri müdahaleye fiilen katılmasını bahane edip, saldırıya kalkışmasından endişe ediyorlar. Alman istihbaratının yakından takip ettiği bir diğer kesim de PKK ve Tamil Kaplanları gibi örgütlerin, bu ülkedeki destekçileri. İhtihbaraçılar, PKK'nın örneğin hapisteki Öcalan'a işkence yapıldığı gibi söylentiler akabinde yasadışı eylemlere kalkıştığına dikkat çekildiler. Bu arada bakan ve istihbarat şefini endişelendiren bir diğer sorun da casusluk. Açıklanan istihbarat raporuna göre hem devletin çeşitli birimlerine, resmi kurumlara, hem de özel firmalara yönelik istihbarat faaliyetleri yoğun olarak devam ediyor. Raporda, sözkonusu casusluk girişimlerinin ağırlıkla Rusya, Çin ve bazı Ortadoğu ülkelerinden kaynaklandığı, yabancı servislere çalışan ajanların bir yandan önemli ticari sırların, yeni tekniklerin, diğer yandan da özellikle nükleer, biyolojik ve kimyasal silahların üretimiyle ilgili bilgilerin peşinde olduğu vurgulandı. 

[email protected]
Dogan Media International / Frankfurt



14 Mayıs 2009
7 Mayıs 2009
5 Mayıs 2009
30 Nisan 2009
28 Nisan 2009
26 Nisan 2009
24 Nisan 2009
22 Nisan 2009
21 Nisan 2009
17 Nisan 2009
5 Nisan 2009
2 Nisan 2009
1 Nisan 2009
28 Mart 2009
26 Mart 2009
25 Mart 2009
24 Mart 2009
23 Mart 2009
21 Mart 2009
20 Mart 2009
18 Mart 2009
17 Mart 2009
12 Mart 2009
11 Mart 2009
10 Mart 2009
6 Mart 2009
5 Mart 2009
27 Şubat 2009
25 Şubat 2009
24 Şubat 2009
20 Şubat 2009
19 Şubat 2009
18 Şubat 2009
17 Şubat 2009