Gürsel Köksal bildiriyor> Ergenekon operasyonu Alman basınında
Ergenekon soruşturması kapsamında Türkiye'de gerçekleştirilen son operasyonlar Alman medyasında fazta yer bulmadı. “Türkiye, hükümet partisine karşı kovuşturmayı genişletiyor” (Die Welt), “Türkiye'de tutuklamalar” (Frankfurter Allgemeine Zeitung / FAZ), “Seküler tehlike” (Süddeutsche Zeitung / SZ) ve “Türkiye / Çok sayıda akademisyen tutuklandı” (Focus dergisinin internet portalı) gibi başlıklarla verilen haberlerde son tutuklamaların Ergenekon örgütüyle ve hükümete karşı darbe girişimiyle ilgili soruşturma kapsamında gerçekleştirildiği belirtildi. FAZ'ın haberi şöyle noktalanıyor: “Ancak eleştirenler hükümetin 'Ergenekon'u, bu örgütle hiçbir ilgisi olmayan karşıtlarını susturmak için bir 'şifre' olarak kullandığını iddia ediyorlar.” SZ'nin haberinin son cümlesi ise şöyle: “Eleştirenler, (operasyonları yürüten) ilgili makamları, bu yolla seküler bir toplum için öne çıkan grupları susturmaya çalışmakla suçluyorlar.” Focus'un haberinde ise tutuklanan üniversite rektörleriyle ilgili gelişmeler aktarıldıktan sonra, “Türk üniversite bürokrasisi, devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün seküler değerlerinin koruyucusu olarak kabul eden ve Erdoğan'ı bir aşırı İslamcı olarak gören Kemalistlerin kalesidir” deniliyor.
> Türkiye'nin Avrupa'ya yaklaşma süreci
Frankfurter Allgemeine Zeitung'un Türkiye ve İslam uzmanı yazarı Wolfgang Günter Lerch'in “Düşmandan, adaya / Türkiye: Avrupa'ya bir zorlu yaklaşım süreci” başlıklı analizinde Türkiye'nin ABD tarafından desteklenen Avrupa Birliği üyeliği, tarihsel çerçevede ele alınıyor. Clinton döneminden bu yana Türkiye'nin AB üyeliği talebinin ABD'nin dış politikasının değişmez bir parçası olduğuna dikkat çeken yazar, İstanbul ve Ankara ziyaretlerinde Obama'nın da bu çizgiyi, kendisinden öncekilerden çok daha bilgilenmiş olarak, sürdürdüğünü vurguluyor. Türkiye'nin Amerika açısından herşeyden önce önemli bir stratejik ortak olduğunu belirten yazar, “Ancak coğrafi olarak Türkiye, Avrupa'ya doğrudan komşu olurken, Amerika'ya ise çok uzaktadır” diyor ve Osmanlı döneminden bu yana Avupa'nın Türkiye'yi (Osmanlı'yı) bir parçası olarak görmediğini belirtiyor, AB üyeliğine ilişkin sorunlara işaret ediyor ve Amerikalıların Avrupa'daki Türkiye'ye karşı farklı, zorlu tavırların farkında olmadığını kaydediyor.
> Genscher'den dış politika dersleri
Federal Almanya'da 1974 ile 1992 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapan liberal politikacı Hans Dietrich Genscher, Alman politikacılara Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği tartışmasını seçim kampanyalarına malzeme yapmama çağrısında bulundu. Rheinische Post gazetesinin sorularını yanıtlayan ve ABD Başkanı Obama'nın Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili çağrılarını yorumlayan ünlü politikacı, Almanya'nın Adenauer döneminden beri Türkiye'nin Avrupa Topluluğu üyeliğini desteklediğini hatırlatarak, “Daha sonra Alman hükümetleri Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğini öngören müzakerelerin kabul etti. Yani Almanya, Obama'nın şimdi arzuladığı şeye zaten çok önceden söz vermişti” dedi. Türkiye'nin tam üyeliğiyle ilgili kararın büyük bir olasılıkla ne şimdiki, ne de bundan sonraki ve hatta ondan da sonraki Federal Meclis'in gündemine gelmeyeceğini hatırlatan Genscher şöyle devam etti: “Obama'nın Türkiye'deki açıklamalarının yeniden sakin bir biçimde okunmasını tavsiye ediyorum. Böylece bir batı ülkesinin, halkının çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeye nasıl yaklaşacağı konusunda birşeyler öğrenmek mümkün olabilir.”
> “Boğazdaki poker oyuncusu”
Frankfurter Runschau gazetesi okur mektupları sayfasının büyük bir bölümünü Obama'nın Türkiye ziyaretiyle ilgili yayınlarıyla tepkilere ayırdı. Türkiye'nin Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne atanması sürecindeki tavrını eleştiren ve bu yolla vaatler aldığını ileri süren bir okur, “Böyle gidererse tüm değerlerimizle vedalaşabiliriz” diyor. Bir diğer okur, Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne atanmasının, ittifakın Taliban'a ve İslamcı fundementalizme karşı mücadelesini zorlaştıracağı uyarısında bulunuyor. Obama'nın Türkiye'nin AB üyeliğine destek mesajına karşı çıkan ve Türkiye'nin Avrupa'ya uymadığını ileri süren Bavyera Başbakanı Seehofer'i eleştiren bir okur da, onun başbakanı olduğu eyaletin 1949'da Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası'nı imzalamayı reddettiğini hatırlatıp, “Görüldüğü Münih'te saatler zaman zaman biraz geri kalıyor” deniliyor. Şili'den yazan bir okur da Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor, ancak “Bunu uzun zaman alacağı”nı vurguluyor.
> Azerbaycan, Türkiye'nin Ermenistan'a yakınlaşmasını bloke ediyor
Süddeutsche Zeitung'da yayınlanan haberde Türkiye'yle Ermenistan arasındaki gizli görüşmelerin iki yıl sürdüğü ve bir atılımın eşiğine gelindiği vurgulandıktan, bazı gözlemcilerin bu hafta sınır kapılarının açılmasını bile bekledikleri kaydedildikten sonra, “Uzun süredir birbirine düşman olan iki ülke arasında tarihi bir adam olacaktı. Ancak şimdi yine herşey ortada” denildi. İki ülke arasındaki yakınlaşmanın, Türkiye ve Ermenistan'daki aşırı milliyetçilerin değil, Türkiye'nin geleneksel müttefiki Azerbaycan yüzünden tehlikeye düştüğüne işaret edildi. Yakınlaşmada Obama'nın katkılarına da değilinen haber, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın iyimser olduğu ve en geç ekim ayında Ermenistan'la Türkiye arasındaki futbol karşılaşmasına kadar sınırın açılacağı görüşünde olduğu vurgulanıyor.
> “Göçmenlerin kültürel kimlikleri önemli”
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet, FAZ'da yayınlanan söyleşide gazetenin entegrasyon, okullarda din ve Türkçe dersleri gibi sorularını yanıltıyor. “Kökleri Türkiye'de olan herkesin, dili öğrenebilmeleri gerekir. Eğer İngilizce, Fransızca ya da İtalyanca, Alman okullarında yabancı dil olarak görülüyorsa, neden Türkçe olmasın” diyen Acet, çift dilliliğin her toplum için bir kazanç olduğunu vurguluyor. Başbakan Erdoğan'ın geçen yılki Almanya ziyaretinde yaptığı konuşmadaki “asimilasyon insanlık suçudur” vurgusuna “Başbakan bu sözleriyle o zaman da kesinlikle Almanlara bir suçlama yapmak istememişti” açıklaması getiriyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün Almanya'daki Türklere, “Türkiye'yi değil, Almanya'yı ülkeleri olarak görmeleri” yoludaki çağrısına da dikkat çeken Acet, İslam din dersleriyle ilgili olarak da “Bence önemli olan genel, din içerikli olmaya eğitimdir. Çünkü sadece o, herkese başarı merdivenine tırmanabilmek için eşit şansı verebilir” diyor.
> Barış yürüyüşlerine katılım düşüyor
Almanya'da geçen perşembe gününden itibaren Paskalya tatili boyunca düzenlenen barış yürüyüşlerine, önceki yıllara göre çok daha az katılım oldu. 1950'li yıllardan bu yana çeşitli Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Almanya'da da her paskalya tatilinde düzenlenen ve bir dönemler yüzbinlerce kişinin yer aldığı yürüyüşlere bu kez toplam 20.000 kişinin katıldığı açıklandı. Polise göre katılım bundan daha da düşük. Geçen yılki gösterilere 60.000 kişi katılmıştı. Nükleer silahların olmadığı bir dünya çağırısıyla Almanya'nın 70 kentinde, çeşitli sol partiler ve örgütlerle, sendikalar ve kiliselerin desteğiyle gerçekleştirilen gösterilerde, Alman ordusunun da Afganistan'dan çekilmesi talep edildi. Dünyayı nükleer silahlardan arındırma çağrısıyla destek bulan ABD Başkanı Obama, Afganistan politikası nedeniyle tepki aldı.
> Apartheid kurbanlarına tazminat Almanya ve ABD'den çok sayıda şirket, Güney Afrika'daki ırkçı yönetimlerin binlerce kurbanına tazminat cezasıyla karşı karşıya. New York'ta bir mahkeme, 70'li ve 89'li yıllarda ticari ilişkileri sürdürmek suretiyle ırkçı rejimi desteklemekle suçlanan şirketlere karşı tazminat davası açılabileceğine karar verdi. Sözkonusu şirketlerin başında Almanya'dan Daimler, Rhein Metall ve Ford, ABD'den IBM ve General Motors geliyor. 2002 yılında yapılan dava başvurusunda şikayetçiler, otomobil üreticilerini ırkçı yönetimin askeri nakliye aracı siparişlerini yerine getirerek, siyah Afrikalıların ezilmesini sağlamakla suçluyorlar. Davacıların avukatı kararı uluslararası insan hakları açısından büyük bir başarı olarak değerlendirdi. Suçlanan şirketlerden Daimler, iddiaları reddetti. Davaların 2011'den itibaren açılması bekleniyor.
> Mart: Son yılların en düşük enflasyonu
Almanya'da 1999'dan bu yana en düşük enflasyon mart ayında hesaplandı. Federal İstatistik Dairesi, bir önceki aya göre fiyatların % 0.5 oranında artış gösterdiğini açıkladı. Enflasyon bundan önce en son 1999'un temmuz ayında bu düzeydeydi. Bu arada mart ayında tüketim malları fiyatlarında ise bir önceki aya göre hafif bir düşüş (% 0.1) tespit edildi. Düşük enflasyonun akaryakıt fiyatlarındaki gerilemeden kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Akaryakıt fiyatlarının ihmal edilmesi durumunda ise mart ayı enflasyon oranı % 1.7'yi buluyor. Bu arada paskalya tatili döneminde Almanya'daki akaryakıt şirketlerinin benzin ve mazot fiyatlarına zam yapması tepkilere neden oldu. Alman Otomobil Klübü (ADAC), şirketleri fırsatçılıkla suçlayarak, Federal Tekelle Mücadele Dairesi'nin (Bundeskartellamt) “haksız zam” iddiasını araştırması çağrısında bulundu.
> Almanlar, krize rağmen halen iyimser
Almanya'yı da büyük ölçüde etkileyen ekonomik krize rağmen Almanların büyük çoğunluğu gelişmeleri iyimser olarak takip ediyor ve tüketimi kısmaya yanaşmıyor. Stratejik danışma kuruluşu “Simon Kucher & Partner”in gerçekleştirdiği ankete yanıt verenlerin % 70'i kişisel gelirlerinin bir önceki yıla göre artış göstermesini ya da en azından aynı düzeyde kalmasını bekliyor. Gelirinde “muhtemelen” gerileme bekleyenlerin oranı % 20'de kalırken, % 10'luk kesim ise kesin olarak gerileme olacağını düşünüyor. Aynı ankete göre, kriz nedeniyle harcamalarını kısmayı düşünenlerin oranı ise % 38. “Die Welt” gazetesi, “McKinsey Global Institutes”in (MGI) gerçekleştirdiği araştırmada da benzer bir duruma işaret ediyor. Buna göre de her 3 Alman'dan 1'i kriz nedeniyle tasarrufa başladığı tahmin ediliyor.
> Bild, Almanya'nın en çok alıntı yapılan yayın organı Bild gazetesi, 2009 yılının ilk çeyreğinde Almanya'nın en çok alıntı yapılan yayın organı oldu. Pazar araştırma enstitüsü “Media Tenor”un düzenli olarak gerçekleştirdiği değerlendirmelerin sonuncusuna göre Bild gazetesini haftalık haber dergisi Spiegel, pazar gazetesi Bild am Sonntag, günlük ekonomi gazetesi Handelsblatt, onları da günlük gazeteler New York Times, Süddeutsche Zeitung, Wall Street Journal, pazar gazetesi Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung ve haftalık haber dergisi Focus izliyor. Bundan önceki sıralamada Spiegel dergisi en çok alındı yapılan yayın organı olmuştu.
gü[email protected] Dogan Media International / Frankfurt
5 Nisan 20092 Nisan 20091 Nisan 200928 Mart 200926 Mart 200925 Mart 200924 Mart 200923 Mart 200921 Mart 200920 Mart 200918 Mart 200917 Mart 200912 Mart 200911 Mart 200910 Mart 20096 Mart 20095 Mart 200927 Şubat 200925 Şubat 200924 Şubat 200920 Şubat 200919 Şubat 200918 Şubat 200917 Şubat 2009