Dünya

Almanya'dan notlar...

31 Mart 2009 03:00

Gürsel Köksal bildiriyor


“Erdoğan seçimi kaybetti!” Alman medyasında Türkiye'deki yerel seçimlerle ilgili ilk haberlerde genellikle AKP'nin oy kaybı öne çıktı. Die Zeit gazetesinin internet gazetesindeki haber, “Erdoğan'ın AKP'si yerel seçimlerde kaybetti” başlığıyla verildi. AFP'nin “Erdoğan, AKP'sinin seçim sonuçlarından memnun değil” başlıklı haberi, birçok yayın organında aynen yayınlandı.

Bu haberlerde AKP'nin gerek son genel seçimlere göre büyük oranda oy kaybına uğradığı vurgulandı. Erdoğan'ın özellikle AKP'li adayların kazanması için yoğun çaba gösterdiği Güneydoğu'da büyük ölçüde başarısız olduğuna dikkat çekildi. Der Spiegel'in internet sayfasındaki “Hafif kayıplara rağmen, halen en güçlüsü” cümlesiyle başlayan haberin başlığı ise “Erdoğan'ın partisi AKP, yerel seçimleri kazandı” oldu. Bu haberde ise oy oranı karşılaştırması 2004'teki yerel seçimlerdeki oylar esas olarak yapıldı ve AKP'nin kaybının düşük olduğu belirtildi. Haberlerde seçim nedeniyle yaşanan gerginliklere, bir bölümü ölümle sonuçlanan çatışmalara ve saldırılara da geniş yer verildi.

 Erdoğan'ın medyayla savaşı televizyonda Almanya, Avusturya ve İsviçre ortak televizyon kanalı “3 Sat”, Türkiye'deki medyayla ilgili gelişmelere geniş yer verdi. Kanalı “Kulturzeit” (Kültür zamanı) programında yaklaşık 6 dakika süren “Erdoğan'ın medya savaşı” başlıklı bölümde, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'deki yerel seçimler öncesinde hükümetin politikalarını eleştiren medyayı çeşitli yollarla baskı altına almaya, susturmaya çalıştığı vurguladı.

Erdoğan'ın seçimleri endişesiyle “sert ve saldırgan” bir biçimde medyaya saldırdığına dikkat çekildi. Ağırlıkla Erdoğan'ın seçim meydanlarında eleştirel medyaya saldırıları ve boykot çağrılarına, Doğan Yayın Holding'e vergi cezasına, Cumhuriyet gazetesi yöneticilerinden İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay'a yönelik soruşturmaya, Bilim Teknik dergisinin sansür edilmesine değinildi.

Programın DYH'le ilgili bölümünde Türkiye'nin en büyük televizyon kanalları ve gazetelerinin Doğan Grubu'na bağlı olduğu vurgulandıktan sonra, Aydın Doğan'ın aldığı vergi ödüllerinin görüntüsü eşliğinde, “Doğan'ın medyaları hükümet partisinin karıştığı ileri sürülen bir yolsuzluk skandalını ortaya çıkardı. Ve bunun faturası hemen ardından geldi. Türk maliyesi Doğan Grubu'na astronomik bir vergi cezası çıkardı” denildi.

Aydın Doğan'ın vergi cezasının hiçbir dayanağının olmadığını vurgulamasının ardından, Cumhuriyet gazetesi yöneticilerine yönelik Ergenekon soruşturması ve Bilim Teknik dergisine yönelik sansür girişimine de geniş yer verildi. Erdoğan'ın medyaya karşı saldıganlığının arttığı ve bunun da gazetecileri endişelendirdiği belirtilip, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç'in “Hükümet yayınları kendi çizgisinde olmayan televizyonları ve gazeteleri baskı altına almak, susturmak istiyor. Onları açıkça yok etmek istiyor. Bütün bunlar Türkiye'nin bir 'korku cumhuriyeti'ne doğru gitttiğini gösteriyor” dediği belirtildi. Yayın şu sözlerle noktalandı: “Aslında Erdoğan ve AKP'si birçokları için demokratik reformlar yaparak, Türkiy'yi AB'ye yatkın bir ülke haline getireceği umutlarını doğurmuştu. Ama şimdi Erdoğan'ın medyayla savaşı nedeniyle ülke bu hedeften bir hayli uzaklaşmış görülüyor.”
Yayını internetten izlemek için: http://www.3sat.de/3sat.php?http://www.3sat.de/kulturzeit/kuz_titel.html

Rasmussen krizi birinci sayfalarda Başbakan Erdoğan'ın NATO Genel Sekreterliği'ne atanması beklenen Danimarka Başbakanı Andres Fogh Rasmussen'le ilgili itirazı, Alman medyasında geniş yer buldu. Ülkenin en büyük gazeteleri Süddeutsche Zeitung (”Türkiye, NATO ortağına kaba davranıyor / Başbakan Erdoğan Rasmussen'in genel sekreterliğe atanmasını engellemek istiyor” başlığı altında) ve Frankfurter Allgemeine Zeitung (“Türkiye, NATO Genel Sekreteri olarak Rasmussen'e karşı / Erdoğan: İslam dünyası atamayı Muhammed karikatürleri nedeniyle engellemek istiyor” başlığı altında), haberi birinci sayfadan verdi. Sol liberal çizgideki Süddeutsche Zeitung'un gerek haberinde, gerekse “Erdoğan hangi aklın çocuğu?” başlıklı yorumunda, Erdoğan'ın Rasmussen'e yönelik çıkışı eleştirildi. Özellikle makalede Rasmussen'in karikatür krizinde, “demokrat ve özgür bir ülkenin başbakanı”ndan bekleneni yaptığı vurgulandıktan sonra, düşünce ve basın özgürlüğünün NATO'nun ön şartı olması gerektiği belirtildi ve “NATO kendisine sadık kalmak istiyorsa, Erdoğan'ın gerek İslam dünyasının talebi, gerekse kendi dürtüleriyle yaptığı atağı geri püskürtmeli ve hiç tereddüt etmeden Rasmussen'i atamalıdır” denildi. Muhafazakar çizgideki Frankfurter Allgemeine Zeitung'un haberi ve “Kuşkular büyüyor” başlıklı yorumda ise Rasmussen'e yönelik tepkiler geniş yer buldu. Özellikle yorum yazısında Rasmussen'in Danimarka'da da hem karikatür krizinde, hem de Irak savaşı dönemindeki tavrına yönelik kuşkuların arttığı vurgulandı.

Air Berlin'e Türkiye'den ortak Almanya'nın en büyük ikinci havayolu şirketi Air Berlin'in % 15'ini Esas Holding aldı. Air Berlin'den yapılan açıklamada Türk ortağın “çok ciddi” olduğu vurgulandı ve “Bu ortaklıktan çok memnunuz” denildi. Başta Pegasus Havayolları olmak üzere bünyesinde çeşitli alanlarda faaliyet gösteren şirketler yer alan Esas Holding'in Türkiye'nin en büyük sanayi ve mali gruplarından biri olduğu kaydedildi ve yapısı itibarıyla Alman holdingi “Dr. Oetker”e benzediği belirtildi. Air Berlin'in Sözcüsü Hans-Christoph Noack, Esas Holding'le Türkiye bağlantılı uçuşlar konusunda işbirliğinin mümkün olduğunu belirttikten sonra, ancak şimdilik bir stratejik değişimin sözkonusu olmayacağını da kaydetti. Geçen hafta % 20 payla, Londra merkezli turizm şirketi “Tui Travel” de Air Berlin'e ortak olmuştu.

Kapitalizm karşıtı onbinler yürüdü.Londra'da yapılacak G-20 zirvesi öncesinde, Almanya'nın Berlin ve Frankfurt kentlerinde, başta sendikalar ve ATTAC olmak üzere çeşitli kurumlarca örgütlenen yürüyüşler “Sizin krizinizin bedelini biz ödemeyeceğiz / Dayanışmacı bir toplum için” sloganıyla gerçekleştirildi. Organizatörlerin açıklamasına göre Berlin'deki yürüyüşe 30.000 bin, Frankfurt'taki yürüyüşe de 25.000 kişi katıldı. Polis ise katılımın bu rakamların yarısı kadar olduğunu açıkladı. Gösterilerde küresel yeni bir ekonomi düzeninin, buna bağlı olarak yeni bir küresel sivil toplum kültürü talebi öne çıktı. Frankfurt yürüyüşü, Sol Parti Eşbaşkanı Oskar Lafontaine, otonom grupların yumurtalı saldırısına uğramasıyla gölgelendi. Başta Viyana, Paris, Roma ve Londra olmak üzere Avrupa'nın birçok metropolünde de benzer taleplerle onbinler yürüdü ve 2 Nisan'da başlayacak zirvede uluslararası mali piyasalar için bağlayıcı kararlar alınması çağrısında bulunuldu.

Sevim Dağdelen yeniden aday Almanya'da eylül ayındaki genel seçimlerde Federal Meclis'e Sol Parti'den girebilecek Türk kökenli politikacı sayısı düşüyor. Adayların belirlendiği eyalet örgütü kurultaylarından en önemlisi haftasonunda Kuzey Ren Vestfalya'da gerçekleştirildi. 2005'teki seçimlerde ön sıralardan aday gösterilip, seçilen sendikacı Hüseyin Kenan Aydın, bu kez delegelerin desteğini alamadı. Sevim Dağdelen ise seçilme şansı çok yüksek olan 7'nci sıradan aday oldu ve aynı sıraya aday olan rakiplerini geride bıraktı. Dağdelen, 2005'teki seçimde de aynı sıradan aday olup, seçilmişti. Sol Parti'nin Federal Meclis'teki diğer Türk kökenli üyesi Prof. Dr. Hakkı Keskin'in ise yeniden aday olmayacağı belirtiliyor. Geçen seçimde Berlin'den aday gösterilip, seçilen Prof. Keskin, önümüzdeki günlerde bu konuda bir açıklama yapacağını duyurdu.

Hürriyet Temsilcisi Özcan'a ödül Hürriyet gazetesi Münih Temsilcisi Celal Özcan, “Felix Burda Gazetecilik Ödülü”nü aldı. Almanya'nın önde gelen yayıncılarından Dr. Hubert Burda'nın yakalandığı bağırsak kanseri nedeniyle genç yaşta yaşamını yitiren oğlunun anısına, eski eşi Dr. Christa Maar'la birlikte bu hastalıkla mücadele amacıyla kurduğu “Felix Burda Vakfı”nın geleneksel ödül töreni, büyük bir katılımla Berlin'de gerçekleştirildi. Bağırsak kanseriyle ilgili erken teşhis hedefli çeşitli girişimler ve çalışmalar, 7'nci kez 5 kategoride değerlendirilip, ödüllendirildi.

Hürriyet Münih Temsilcisi Celal Özcan, bu hastalıkla ilgili röportajıyla gazetecilik dalında “Felix Burda Ödülü”nün bu yılki sahibi oldu. Gazeteci Özcan'ın Hürriyet gazetesinde yayınlanan sözkonusu röportajı 2001 yılında yaşamını yitiren Felix Burda'nın annesi ve vakfın Başkanı Dr. Christa Maar'la yapmıştı. Özcan'ı bu ödüle layık gören jüri gerçekçesinde bu röportajla kalın bağırsak kanseriyle mücadelede ilk kez Türkler'e ulaşıldığı vurguladı.

[email protected]
Dogan Media International / Frankfurt 



28 Mart 2009
26 Mart 2009
25 Mart 2009
24 Mart 2009
23 Mart 2009
21 Mart 2009
20 Mart 2009
18 Mart 2009
17 Mart 2009
12 Mart 2009
11 Mart 2009
10 Mart 2009
6 Mart 2009
5 Mart 2009
27 Şubat 2009
25 Şubat 2009
24 Şubat 2009
20 Şubat 2009
19 Şubat 2009
18 Şubat 2009
17 Şubat 2009