Dünya

Almanya'dan notlar...

26 Mart 2009 02:00

Gürsel Köksal bildiriyor...

“Kürdistan gerçekten varmış!” Cumhurbaşkanı Gül'ün Bağdat ziyareti çerçevesindeki „Kürdistan“ çıkışı, bir günlük gecikmenin ardından, Alman medyasında geniş yer buldu. Türkiye'de Gül'ün sözlerini inkar ettiğine dair haberler yayılırken, en azından 3 büyük Alman gazetesi manşetten bu haberi vererek, Cumhurbaşkanı'nın bu çıkışının anlamının farkına vardıklarını gösterdiler.

Süddeutsche Zeitung, birinci sayfa manşetini Gül'le Neçirvan Barzani'nin fotoğraflarını eşliğinde ve "Tarihi jest" başlıklı habere ayırırken, Frankfurter Rundschau (FR) ve Frankfurter Allgemeine Zeitung'un (FAZ) bu konuyla ilgili haberleri yarım sayfayı buldu. FR'in "Kürdistan gerçekten varmış!" başlıklı haberinde „PKK'yla barış umutları“ öne çıkarken, FAZ'ın "Bağdat'ta Kürdistan'ı konuşmak" başlıklı haberde de Türkiye'yle Iraklı Kürtlerin birbirine yaklaştığı vurgulanıyor. Welt gazetesi de hergün çeşitli kesimlerden kişilerin okul notlarıyla değerlendirildiği köşesinde Gül'e de yer verildi.

Cumhurbaşkanı'na iyi not (2) veren gazetede buna gerçekçe olarak da onun bu sözcüğü kullanarak bir tabuyu yıkması gösterildi. Almanca Financial Times'da (FTD) yeralan haberde Türkiye ve Irak'ın PKK'yı bastırmak istediği belirtiliyor ve her iki tarafın „Birbirimizi öncesinden daha iyi anlamaya başladık“ mesajı verdiği belitiliyor. Asıl Financial Times'ın (FT) Almanya'da baskısındaki "Türkiye'nin daha fazla görmezden gelemeyeceği bir azınlık" başlıklı analizde Gül'ün jestinin ilişkilerde yumuşamaya yol açtığı vurgulanıyor. Gül'ün Bağdat ziyaretiyle ilgili ilk haberlerde Türkiye'yle Irak arasındaki PKK'ya karşı askeri işbirliğine ilişkin gelişmeler başlığa çıkmış, Gül'ün "Kürdistan" sözcüğünü kullandığı farkedilmiş olsa bile, bu metin içinde birer cümleyle geçiştirilmişti.

Krize Cumhurbaşkanı müdahelesi! Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, Alman halkına seslendi. Görev süresinin 4'ncü „Berlin Konuşması“nda Köhler, yaşanan ekonomik krizin sorumluları bankacıları eleştirerek, onları toplumdan özür dilemeye çağırdı. Köhler, görev süresinin bitimine 3 aydan daha az bir süre Berlin'de yaptığı 30 dakikalık sıradışı konuşmasında „Halk arasında pazar ekonomisi sistemimizin sürekliliği ve değeri konusunda kuşkular büyüyor“ dedi. Krizin uluslararası işbirliğinde „yeni kaliteler“ gerektirdiğini belirten ve örnek olarak da Avrupa Birliği'nin önemli görevler düştüğünü vurgulayan Köhler, tüm insanlığı zor günlerin beklediği uyarısında bulunarak, halkı tasarruflu olmaya davet etti. Televizyonların ve gazetelerin geniş yer verdiği, bazılarının tamamıyla yayınlandığı konuşma, tüm başta siyasi partilerin yöneticileri olmak üzere, toplumun hemen her kesiminden olumlu tepki aldı.

Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Köhler, 23 Mayıs'ta gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki en güçlü rakibi sosyal demokratların adayı Prof. Dr. Gesine Schwan'dan da destek aldı. Köhler'in konuşmasını „Uzun süredir beklediğimiz bir tavır“ olarak tanımlayan Schwan, küresel krizle ilgili görüşlerini açıklayacağını söyledi. Köhler ve Schwan'ın önümüzdeki günlerde önemli konularda dönüşümlü olarak topluma seslenecekleri, bunun için de Frankfurt'taki St. Paul Kilisesi'ni (Almanya'nın ilk ulusal meclisinin toplandığı, ilk anayasasının kabul edildiği, günümüzde çok önemli etkinlikler için kullanılan tarihi bina. Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk, Alman Yayıncıları'nın Barış Ödülü'nü burada düzenlenen törenle almışlardı) değerlendirecekleri belirtiliyor. Bu konuşmalar iki adayın cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik seçim kampanyaları işlevini görecek, ancak sonucu halk değil, seçilmiş ve atanmış politikacılardan oluşan Federal Asamble (Meclisler Toplululuğu - Bundesversammlung) belirleyecek. Sadece cumhurbaşkanını seçmek üzere, esas olarak Federal Meclis (Bundestag) üyesi milletvekilleri, eyalet meclislerinin gönderdiği delegelerden oluşan Federal Asamble'ndeki şu anki siyasal dağılım, CDU-CSU tarafından bir kez daha bu göreve aday gösterilen Köhler'in durumun hiç de kolay olmadığını gösteriyor.

Yöneticilerin gelirlerinde milyonluk gerileme! Almanya'da büyük şirketlerini yöneticileri geçen yıl, önceki yıllara göre çok daha az kazandılar. Alman borsasını 30 büyük şirketinden (DAX şirketleri) 2008 yılı bilançoları açıklananların yönetim kurulu başkanlarının 2008 yılı gelirleri, bir önceki yıla ortalama % 11 oranında geriledi. Frankfurter Rundschau'nın hesabına göre Deutsche Bank Başkanı Akermann'dan, Daimler Başkanı Zetsche'ye sözkonusu şirketlerin başkanları 2008 yılında ortalama 4.3 milyon euro kazandılar (Gelirleri büyük ölçüde düşmüş görünüyor. Ancak yine de bu durumda sekterlerinden 60 kat, Federal Başbakan Merkel'den de 20 kat daha fazla kazanıyorlar).

Yöneticilerin gelirlerinindeki gerileme, bir yandan yönettikleri şirketlerin zarar etmesininden, bir yandan da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bazı şirketlerde yöneticilerin gönüllü olarak gelirlerinin düşürülmesini kabul etmelerinden kaynaklanıyor. En büyük gelir kaybıyla karşılaşan yönetici Deutsche Bank Başkanı Ackermann oldu. İsviçre kökenli banka şefinin 2008 geliri 1.4 milyon euroda kaldı (2007'de 14 milyon euro). Daimler Başkanı Zetsche'nin 2008 geliri ise 5.2 milyon euroya (2007'de 9.8 milyon euro) geriledi. Krize rağmen gelirini arttıran yöneticiler de var. Bunların başında Volkswagen'in Başkanı Martin Winterkorn geliyor (2008'de 12.7, 2007'de 5.1 milyon euro). Ekonomi basınında yer alan yorumlarda bu gerilemenin devam edeceğine işaret ediliyor.

Almanya ihracatta yine birinci ama! Küresel kriz nedeniyle Almanya'nın ihracatında bu yıl % 15 oranında gerileme bekleniyor. Bu gerilemenin Federal Almanya Cumhuriyeti'nin 60 yıllık tarihi açısından rekor düzeyde olacağını tahmin eden Dış Ticaret Birliği, en yakın rakip Çin'in ihraracatında daha büyük gerileme beklendiği için dünyada ihracat birinciliği ünvanının yine Almanya'da kalacağını açıkladı. Uzmanlar, Almanya'nın 2009 yılı ihracatının 846 milyar euroyu (2008'de 1.465 milyar euro), ithalatının ise 753 milyar euroyu (2008'de 1.289 milyar euro) bulmasını bekleniyor.

Bertelsmann'ın cirosu ve karı azalacak. Dünyanın dördüncü, Avrupa'nın en büyük medya grubu Bertelsmann, 2009 yılında hem cirosunda, hem de karında büyük gerilemeler bekliyor. Grup Başkanı Hartmut Ostrowski, bu nedenle tasarrufa ağırlık verileceğini, halen yürüyen işlerin sağlama alınmasına ve likiditenin sürükliliğine ağırlık verileceğini açıkladı. Bu arada grubun üst düzey yöneticilerinin gönüllü olarak gelirlerinin % 50'sinden feragat ettikleri öğrenildi. 2008 yılında cirosu 16 milyar euroda kalan ve 270 milyon euro kar eden (2007'de 405 milyon euro) Bertelsmann'ın Başkanı, 2009 yılı için beklenen gerilemeyle ilgili tahmini bir rakam vermekten kaçındı. Başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelerde toplam 106.083 kişinin çalıştığı grup çatısı altındaki önemli yayın kuruluşları şöyle: Televizyon grubu RTL, dergi grubu Gruner + Jahr, kitap yayınevi Random House vs.

Bild gazetesinden bir internet adımı daha. Almanya'nın en büyük halk gazetesi Bild'in (www.bild.de) internet alanındaki atılımları sürüyor. Almanya'nın büyük kentlerinden 12'sini (Hamburg, Münih, Berlin, Bermen, Dresden, Düsseldorf, Hannover, Köln, Leipzig, Stuttgart, Ruhr Bölgesi ve Frankfurt) kapsayan yerel haberleri ve etkinlik takvimlerini içeren özel bölge portalları, www.bild.de'nin içinde yer alıyor.

Cami yerine okul mu? Frankfurter Rundchau gazetesi, Almanya'da, bu ülkenin okul sistemine göre faaliyet gösteren özel „Türk okulları“yla ilgili yayınında „paralel toplum oluşumu“ eleştisini başlığı çıkardı. Çocuklarını göndermek için Alman devlet okullarına alternatif arayan göçmen ailelerinin sayısının giderek arttığına ve özellikle Türklerin bu nedenle özel liseler kurduğuna dikkat çekilen haberde, bu okulların arkasında „Fethullah Gülen'in taraftarlarının olduğu“ iddiaları vurgulandı.

Kuzey Ren Vestfalya Entegrasyon Bakanı, Hıristiyan demokrat politikacı Armin Laschet Türkler tarafından Alman sistemi çerçevesinde faaliyet göstermek üzere kurulan okulları desteklerken, Almanya Türk Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTED) Genel Başkanı Berrin Albpek, bunların toplum içinde paralel dünyaların oluşturduğu eleştirisinde bulundu. Almanya'da halen faaliyet gösteren Türk özel liseleriyle ilgili olarak, bunların ilk planda veli inisiyatifleri ya da „ev ödevi yardım enstitüleri“ tarafından kurulmuş gibi göründüklerini belirten Albpek, „Ancak bunların ardında Gülen hareketinin ve dini motiflerin yer aldığını biliyoruz“ dedi. Yayında, Gülen'in taraftarlarının „Cami yerine, okullar kurun!“ talimatı gereğinde Almanya'da okullar ve „ev ödevi yardım enstitüleri“ kurdukları da kaydedildi. Almanya'da Berlin (Spandau), Stuttgart (Bad Cannstatt), Padernborn (Eringerfeld), Mannheim, Hamburg (Barmbek) ve Hannover'de toplam 7 Türk özel lise ve orta okulunda eğitim veriliyor. Frankfurt'ta bir özel lise kuruluş çalışmaları da sürüyor. 

[email protected]
Dogan Media International / Frankfurt 



25 Mart 2009
24 Mart 2009
23 Mart 2009
21 Mart 2009
20 Mart 2009
18 Mart 2009
17 Mart 2009
12 Mart 2009
11 Mart 2009
10 Mart 2009
6 Mart 2009
5 Mart 2009
27 Şubat 2009
25 Şubat 2009
24 Şubat 2009
20 Şubat 2009
19 Şubat 2009
18 Şubat 2009
17 Şubat 2009