Almanya'da son haftalarda mültecilere yönelik artan saldırılar ülkedeki aşırı sağcı gruplarla ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. Geçtiğimiz hafta Saksonya Eyaleti'ndeki Chemnitz kasabasında mültecileri taşıyan bir otobüsün önünün aşırı sağcılar tarafından kesilmesi ve olay yerine gelen polisin otobüste bekleyen kadın ve çocukları zorla sürükleyerek otobüsten indirmesi kamuoyunda tepkilere neden olmuştu.
BBC Türkçe'nin Köln muhabiri Hülya Topçu'nun haberine göre, polislerin otobüste bekleyen çocuk ve kadınları zorla, sürükleyerek otobüsten indirdirmesinden hemen sonra açıklama yapan Chemnitz kasabasının emniyet müdürü Uwe Reissman, "polisin ölçülü davrandığını söyleyerek, asıl mültecilerin provokasyona neden olduğunu bu nedenle haklarında soruşturma başlatılacağını" söyledi.
Bu açıklamaya tepkiler dinmemişken, yine Saksonya'da bulunan Bautzen'da mülteci barınağına çevrilmesi planlanan eski bir otel ateşe verildi.
Bina yanarken 25-30 kişilik bir grubun alkışlayıp sevinç gösterisinde bulunması, bazılarının yangını söndürmeye çalışan itfaiye çalışanlarını engellemeye çalışması, olayı Almanya gündeminin başına taşıdı.
Hükümet sözcüsü Steffen Seibert, Saksonya'da olup bitenleri "Çok utanç verici" diye tanımladı.
Saksonya Eyaleti Başbakanı Stanislaw Tillich de savunmaya geçerek, "Demokrasiyi sadece siyasetçiler ve polis değil, toplum da savunmalı, vatandaş desteği şart" dedi.
Clausnitz'deki mülteci barınağının sağcı popülist Almanya için Alternatif Partisi'ne (Afd) üye olan yöneticisi görevden alındı.
Saldırıları Pegida desteği
Bu saldırılara İslam karşıtı Pegida'nın önde gelen isimlerinden Tatjana Festerling'den de destek geldi.
Festerling, Dresden'de 2 binden fazla göstericinin alkışları eşliğinde Clausnitz'deki saldırıyı övdü ve "Bu, vatandaşların cesaretidir" dedi.
'Mültecilere saldırılar beş kat arttı'
Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine bakılacak olunursa aşırı sağcı saldırılar yeni değil ama Almanya'da özellikle 2015 yılında mülteci yurtlarına yönelik saldırılar bir önceki yıla oranla beş kat artarak 1005'e ulaştı.
Saldırıların büyük bölümü Almanya'nın doğu eyaletlerinde düzenleniyor.Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir'e göre Saksonya Eyalet Hükümeti olup bitenlerde sorumluluk taşıyor.
Örneğin Hessiche Niedersächsische Allgemeine, Saksonya Başbakanı Stanislaw Tillich'in aşırı sağa çok uzun süredir göz yumduğu yorumunu yaptı ve "Tillich, Pegida'ya destek verenlerin tezlerini sert biçimde eleştirmek yerine onların orta sağa kaymasını bekledi, agresif atmosferi tehlikesizmiş gibi gösterdi" dedi.
Der Spiegel'den aşırı sağcılara: Hayır, siz halk değilsiniz
Der Spiegel dergisi de konuyla ilgili yorumunda aşırı sağcılara seslendi ve "Hayır siz halk değilsiniz" başlığını attı.
Dergi, "Köyünüzün adını lekelediniz. Savunduğunuzu iddia ettiğiniz memleketinize zarar verdiniz. Siz Almanya değilsiniz, Saksonya ya da Clausnitz de değilsiniz. Siz sadece zayıfların üzerine gittiğinde kendisini güçlü hisseden korkaklarsınız" görüşüne yer verdi.
Reutlinger General-Anzeiger gazetesi ise 1990'lı yıllarda Türklerin de hayatını kaybettiği ırkçı saldırıları hatırlattı.
Berliner Zeitung‚ "Mültecilere yönelik saldırılar sadece Saksonya'nın sorunu değil" görüşünü savundu ve "Aşırı sağcı hareketler ile eyalet hükümetleri ve güvenlik organları arasındaki ilişkiyi araştırmanın tam zamanı" dedi.
Sol Parti Berlin Eyalet milletvekili Hakan Taş'a göre ise sorun sadece Saksonya Eyaleti'nin sorunu değil.
Taş "Sadece Saksonya'da değil, Almanya genelinde son dönemlerde aşırı sağcı ve mültecileri hedef alan saldırılar düzenleniyor. Saksonya'da bu daha fazla, daha açık ve daha net. Oysa yabancı düşmanlığı, aşırı sağ, Almanya'nın sorunu" dedi.
Aşırı sağcı grupların geri adım atmadığı da hesaba katıldığında tartışmalar, Almanya gündeminden bir süre daha düşmeyecek gibi görünüyor.