Almanya’da iltica başvurusu reddedilmiş olanların sayısı Haziran sonu itibarıyla 549 bin 209. Federal Hükümet’in Sol Parti Federal Meclis Grubu tarafından yöneltilen soru önergesine verdiği cevaba göre, bu kişilerin dörtte üçü altı yıldan uzun bir süredir ülkede bulunuyor. En büyük grubu yaklaşık 77 bin 600 ile Türkiye’den gelenler oluşturuyor. İltica başvurusunun reddedilmesine rağmen Almanya’da yaşamaya devam edenler arasında 68 bin 549 kişi ile Kosovalılar ikinci, 50 bin 817 kişi ile de Sırplar üçüncü sırada. Yaklaşık 550 bin kişinin yarısına yakınının sınırsız oturma hakkı, üçte birinin ise süreli oturma hakkı bulunuyor.
Bild gazetesinin konuyla ilgili haberine göre, ülkede yaşamalarına göz yumulan 168 bin 212 yabancının yaklaşık 100 bini de iltica başvurusu reddedilmiş kişiler. 37 bin 20 kişinin ise, ellerinde pasaportları bulunmadığı için Almanya’da kalmalarına izin veriliyor.
Bu sayıların açıklanmasının ardından Hristiyan Birlik partilerinden sınır dışı edilme uygulamalarında daha katı kuralların devreye sokulması yönünde talep dile getirildi. Hristiyan Birlik partileri Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı Hans-Peter Friedrich (Hristiyan Sosyal Birlik), bu alanda acilen bir reform yapılması gerektiğini kaydetti. Bild gazetesine konuşan Friedrich, “İltica başvuruları reddedilen kişilerin devletin kurallarını bu derece kaale almamaları, vatandaşların devletin icraat kabiliyetine güvenini zedeler” dedi.
Polis Sendikası Pro Asyl örgütünü eleştiriyor
Polis Sendikası (DPolG) Başkanı Rainer Wendt de Almanya’daki sınır dışı etme uygulamalarını sert bir dille eleştirdi. Wendt gazeteye yaptığı açıklamada ülkede ‘tam anlamıyla bir sınır dışı edilmeleri engelleme endüstrisinin’ mevcut olduğunu kaydetti ve ‘avukatların ve Pro Asyl gibi mültecilere yardım örgütlerinin’ iltica başvuruları reddedilenlerin hukuki bir şekilde sınır dışı edilmelerini sistematik bir şekilde engellediğini belirtti. Bunun ‘acilen değişmesi’ gerektiğini söyleyen Polis Sendikası Başkanı, sınır dışı edilmeleri zorunlu 215 bin kişinin ülkeyi terk etmelerinin sağlanmasının gerektiğini vurguladı.
Öte yandan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Birliği ülkelerini sığınmacılara yardım konusunda verdikleri sözleri tutmamakla suçluyor ve bu nedenle on binlerce kişinin çok kötü koşullarda Yunanistan’daki kamplarda yaşamak zorunda kaldığına dikkat çekiyor. Af Örgütü Avrupa Birliği liderlerinin bir yıl önce Yunanistan'dan yaklaşık 66 bin kişiyi kabul etme sözü verdiğini, ancak şu ana kadar bu sayının yüzde altıdan azının kabul edildiğini bildiriyor.
Uluslararası Af Örgütü Avrupalıların yardım konusunda yeterli siyasi irade sergilemediğini, bu hızla devam ettiği takdirde sığınmacıların kabulü konusundaki sözün yerine getirilmesinin 18 yıl süreceğini belirtiyor. Örgüt Avrupa devletlerinin aralarındaki anlaşmazlıkları aşıp sığınmacıların adil bir biçimde paylaştırılmasını başaramamalarını utanç verici olarak nitelendiriyor.