Avrupa Birliği Adalet Divanı başsavcısına göre yabancı aile ferdinin bir Avrupa Birliği ülkesine yerleşebilmesi için o ülkenin dilini bilmesi gerekmiyor. Başsavcı Paolo Mengozzi'nin mütalaasında, Almanya'nın temel Almanca bilme şartını aramasının AB hukukuna aykırı olduğu dile getiriliyor. 2007 yılından bu yana yabancıların Almanya'da yaşayan eşlerinin yanına gidebilmesi için Almanca bilmeleri şart koşuluyor.
Başsavcı Mengozzi, Almanya'nın vize için ülke dilinin bilinmesini şart koşmasının 1970 yılında AET ile Türkiye arasında Ankara Anlaşması'na ek olarak imzalanan Katma Protokol'e aykırı olduğunu iddia etti. Bu özel anlaşmayla Türklere ek vize engeli çıkarılmaması kararlaştırılmıştı. AB Adalet Divanı çoğu zaman uymakla birlikte başsavcının önerileri doğrultusunda karar almakla yükümlü değil. Konuyla ilgili kararın önümüzdeki aylarda verilmesi bekleniyor.
Başsavcı Mengozzi Almanya'nın, ülkeye girdikten sonra dil ve uyum kurslarına katılmanın yarar sağlamayacağı ve dil bilme mecburiyetinin zorla evlendirmelerin önlenmesine yardımcı olacağı şeklindeki tezlerine itibar etmedi. AB Adalet Divanı'nda görülmekte olan dava, 1998 yılında Almanya'daki eşinin yanına yerleşmesine Almanca bilmediği gerekçesiyle izin verilmeyen ve okuma-yazması olmayan bir Türk vatandaşı tarafından açılmıştı.
AB Adalet Divanı'nda bakılan bir diğer davada Fransız başsavcı Yves Bot, bazı Alman eyaletlerinde, iltica başvurusu kabul edilmeyen yabancıların sınır dışı edilene kadar cezaevine kapatılmasının hukuka aykırı olduğuna işaret etti. AB'nin sınır dışı yönetmeliğinde ülkede kalamayacak olan yabancılar için özel kapalı yerler kurulması ve normal cezaevlerinin yalnızca olağanüstü durumlarda kullanılması öngörülüyor.