Gazeteci Deniz Yücel’in Türkiye’de tutuklu kaldığı sürede işkence gördüğü yönündeki ifadesinin ardından Alman siyasiler Türkiye'den açıklama talep etti. Muhalefet partileri ise hükümeti harekete geçmeye çağırdı.Alman ve Türk vatandaşı gazeteci Deniz Yücel'in Türkiye'de tutuklu kaldığı sürede "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sorumluluğunda işkence gördüğü” yönündeki iddialarının ardından Alman siyasilerden Türk hükümetine yoğun tepki geldi.
Koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar'ın (SPD) dış politika sözcüsü Nils Schmid, Deniz Yücel'in Türkiye'deki tutukluluğu sırasında işkence gördüğü yönündeki açıklamasını "derin endişe uyandırıcı” olarak nitelendirdi. Schmid, dpa'ya verdiği mülakatta, "son dönemde Türkiye'de yine işkence uygulandığı yönündeki haberlerin arttığını” belirterek, "Bu, işkenceyi azaltmayı başaranın AKP hükümetinin olması ışığında daha da üzücü” ifadesini kullandı. Türk hükümetinin, güvenlik görevlileri tarafından uygulanan her türlü şiddeti kınamak, tüm suçlamaları tamamen aydınlığa kavuşturmak ve sorumlulardan hesap sormakla yükümlü olduğunu kaydeden SPD'li politikacı, "Bilhassa devletin en üst organlarının Türkiye'deki siyasi tartışmaların kabalaşmasına kararlılıkla karşı çıkması gerek” dedi.
Muhalefet politikacıları da Yücel'in ifadeleri sonrasında Federal Hükümet'in harekete geçmesini talep etti. Sol Parti'nin Federal Meclis Grubu Başkan Vekili Sevim Dağdelen, Berlin'deki Türkiye Büyükelçisi'nin derhal Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmasını istedi. Alman Haber Ajansı'na (dpa) açıklama yapan Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Dağdelen, "Türkiye'de tutuklu bulunan diğer Alman vatandaşlarını işkence ve kötü muameleden korumak için” bu adımın gerekli olduğunu kaydetti.
“Erdoğan’ın işkence rejiminin AB süreci durdurulsun”
Deniz Yücel'ın münferit bir hadise olmadığını vurgulayan Sol Parti milletvekili, "İnsan hakları örgütleri sık sık Türk hapishanelerinde işkence vakaları olduğunu bildiriyor” şeklinde konuştu. Federal Hükümet ve Avrupa Birliği'nin (AB) "bu zalim uygulamayı” en sert bir şekilde kınamak ve somut adımlar atmak zorunda olduğunu belirten Dağdelen, "Erdoğan'ın işkence rejiminin AB'ye üyelik sürecinin resmi olarak durdurulması gerek” dedi.
Alman-Türk ilişkilerinde "Böyle devam etsin” denilemeyeceğini söyleyen Yeşiller'in dış politika sözcüsü Omid Nouripour da, "Federal hükümetin, Alman vatandaşlarının keyfi bir şekilde tutuklanmasının ve işkence görmesinin artık kabul edilemeyeceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gayet açık bir şekilde iletmesi gerek” dedi. Nouripour, dpa'ya yaptığı açıklamada, en geç 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk hapishanelerinde işkencenin yine uygulanmaya başladığını savunarak "Cumhurbaşkanı Erdoğan saldırgan ve karalayıcı söylemleriyle hem toplum içindeki ayrışmayı derinleştiriyor hem de siyasi açıdan farklı görüşte olanlara karşı giderek artan oranda şiddet uygulanmasında rol oynuyor” dedi.
AKP milletvekili Yeneroğlu'ndan açıklama
Almanya’da yetişmiş olan ve Türk-Alman ilişkilerinde aktif rol oynayan AKP İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu ise Yücel'in işkence gördüğüne dair bir bilgisinin olmadığını ve bu durumu tahayyül edemediğini söyledi. Yeneroğlu, dpa’ya yaptığı açıklamada, "Tahayyül edemiyorum. Benim bilgim dahilindeki vakalar ve sonrasında(Deniz Yücel'in) bana anlattıkları ile çelişiyor” dedi. Deniz Yücel'e hapishanede geçirdiği süre içinde yardımcı olduğunu söyleyen Yeneroğlu, "O dönemde Deniz Yücel'in eşi tedirgin bir şekilde bana başvurdu. Ardından avukatlarıyla konuştum” dedi. Yücel'in avukatlarının "sözlü taciz ve bir itme olayından” bahsettiğini kaydeden Yeneroğlu, "Derhal müdahale ettim, gardiyanlar değiştirildi ve disiplin sürecine tabi tutuldu” ifadesini kullandı, "Ancak işkence veya darp konusunda ne o ne eşi ne de avukatları bana bir şey anlattı” şeklinde konuştu.
Yücel: Erdoğan'ın sorumluluğunda işkence gördüm
Türkiye'de "terör örgütü propagandası” ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla tutuksuz yargılanan Alman ve Türk vatandaşı gazeteci Deniz Yücel, yargılandığı dava kapsamındaki savunmasını bugün Berlin Tiergarten Asliye Mahkemesi'nde yapmış ve savunmasında "Silivri 9 No'lu cezaevinde üç gün boyunca işkenceye maruz kaldım. Belki Türkiye Cumhurbaşkanı'nın ya da yakın çevresinin talimatıyla, ama her hâlükârda onun tarafından hedef gösterilerek, onun sorumluluğunda işkence gördüm. Öyle ya da böyle yaşadıklarımın bir numaralı sorumlusu, Recep Tayyip Erdoğan'dır” ifadelerine yer vermişti.
dpa,/AÜ,BK
© Deutsche Welle Türkçe